turban otel kilyos / SABAH ARKA KAPAK HABER

Turban Otel Kilyos

turban otel kilyos

Kilyos Turban’ın başına gelenler

İstanbulluların bir dönem en önemli turizm merkezlerinden olan tesisler, 'ballı özelleştirme'den sonra 'ballı kiralama'nın kurbanı olup gitmiş.

Eski ANAP'lı olduğunu söyleyen bir okurumuzdan (Kilyoslular da anlatmışlardı) tesisin başına gelenleri öğreniyoruz:

‘‘TURBAN, dönümü tapulu; dönümü de Hazine'den tahsisli olmak üzere toplam üzerinde kuruluydu. Özelleştirme İdaresi, buranın tapusunu bilabedel Sarıyer Belediyesi'ne verdi. ANAP'lı Belediye de geçen yıl aylığı 70 milyardan 10 yıllığına kiraya verdi. Sözleşmede, tahsis alanı 80 dönüm geçiyor. Ancak kiracı veya kiracılar alanın tümünü tel örgü ile çevirdiler. Futbol sahası yaptılar; yeşil alanı mahvederek otopark yeri açtılar. Yani ranta kurban ettiler Turban'ı.

Anlamadım; burasını bir kişi mi, birkaç kişi mi kiraladı?

Efendim kiracı Erdal Delikara isimli bir şahıs gözüküyor. Daha önce Laleli yöresinde 'Dallas' Oteli'ni işletmiş. Halen başkanlığını Belediye Başkanı Sedat Özsoy'un yaptığı Sarıyerspor yöneticisi. İnanmak istemiyorum ama Başkanın da gizli ortağı olduğu konuşuluyor. Mayıs'ında bu yer kendisine ihalesiz kiralanırken, bir holdingin sahibi olan Halil Durmuş'un, Delikara'ya yardımda bulunduğu belirtilmişti. Ancak daha sonra çekildi. Onarımda çalışan işçilere para ödenemiyor; kriz fena vurdu.

Sarıyer Belediyesi'ne bu imtiyazı kim verdi?

Orasını bilmem; zamanın Özelleştirme İdaresi'nden sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova'ya sormak lazım.

Otelin şimdiki durumu nedir?

Sözleşmeye göre, kiralayan iki yıl içinde 4 yıldızlı otel yapacak; süre Mayıs'ında bitiyor. Şu ana kadar ortaya çıkan bir şey yok. Birkaç konaklama binasında onarım yapıldı, altyapı tesisatı yenilendi. İşin ilginç yanı kira 70 milyar ama belediye 35 milyarını onarım masrafına katkıda bulunmak için almıyor. Bu nedenle sözleşmeye uyulup uyulmadığı tartışma konusu oluyor. Kilyoslular, kapatılan plajın halka açılmasını istiyorlar; Bu konuda muhtarlık ve Güzelleştirme Derneği Sarıyer Kaymakamı'na şikayette bulunuyorlar.

İşte size bir özelleştirme öyküsü

Efsane-fesane



TOPLUMUMUZDA her zaman abartı egemendir’’ diyen bir okurumuz FB için geçen yıl bazı çevrelerce dile getirilen ‘‘Efsane geri döndü’’sözüne takılmış:

FB'nin geçen yılki şampiyonluğu o kadar abartıldı ki adeta gerçeklerle birlikte başarısı örselenir oldu.

Belli ki efsanenin sözlük anlamı unutulmuş veya efsane ile fesane karıştırılmıştı.

Meydan Larousse, efsane'nin zamanla fesane olarak da adlandırıldığını vurgulayarak, efsanenin sözlük anlamı ‘‘Nakledenin hayal gücünde biçim değiştirerek olağaünüstü niteliklerle donatılarak anlatılan öykü, söylence’’ şeklinde tarif ediyor.

Bence Fener efsanesi; M. Larousse tarifiyle örtüşmenin yanında fesane tanımı ile eşdeğer bir nitelemedir. Fesane bildiğiniz gibi ansiklopedik sözlük tanımı ‘‘Gerçeğe dayanmayan asılsız öykü.’’

Peki
zaferleriyle ulusu onure eden ve gönence boğan GS'yi nasıl tanımlayacağız? GS'nin ülkemiz 'ilk'lerini sıralamak kanıksandı artık; sıra Avrupa ve dünya ilklerinde.

Arabacı olmaktan aciz kişiler araç sürüyor



SABAH evden çıkıyoruz, akşama sağ salim dönebilecek miyiz hiçbir şeyin garantisi yok. Bu yüzden daha evvel yazdığım gibi bir kere ehliyet sahibi olanlar uzun yıllar ne sağlık kontrolünden ne de trafik kursundan geçiyorlar. Allah'a şükür bari bu konuda devletimiz ehliyet verdiği vatandaşına sonuna kadar güveniyor! Ama kullandığı aracına ise en çok iki yılda bir muayeneyi şart koşuyor (ama ne muayene, aynen resmi geçit ve haraç verme). Sonra da Türkiye'de neden trafik canavarları türüyor deniyor. Bence asıl sebep bu Salı günü Ankara'daki kazada şoför otobüsün freni patladı demiş. Alakası yok. Otobüsün içindeki yolcuların dediğine göre yokuş aşağı hareket halindeki otobüste asıl kullanan muavinle şoför yer değiştiriyormuş. Cahilliği düşünebiliyor musunuz? Şimdi ne olacak? Ben söyleyeyim; 4 kişiyi öldürüp 7 kişiyi ağır yaralamanın cezası 1 ay hapis ve 5 milyon ağır parası cezası! Elinize silah alıp adam öldürmeye gerek yok. Husumet beslediğine arabanla kazaen çarp öldür, bir ay yat çık.

Ne yazık ki, bugün trafikte yer alan taksi, minibüs ve otobüs şoförlerinin pek çoğu kullanma özürlü Zira yurdumuzda ilkokul diplomasını dışardan zorla almış, at arabası bile kullanmaktan aciz kişilerin en kolay icra edebildikleri meslek şoförlüktür. Ama denilebilir ki, sabahtan akşama kadar bu trafikte direksiyon sallayan ve günümüz ekonomik şartlarında bu kişiler çıldırmayıp ne yapsın? Ayrıca tahsilli sürücülerin de ne biçim araç kullandığına dair kötü örnekler yok mudur? Tabii vardır ama kötü örnek kurallara uymamayı gerektirmez. Ayrıca ileri sürücülük tekniği uzmanı Sayın Demir Bükey'in dediği hiçbir zaman akıldan çıkartılmamalı:

‘‘Aracınızı kullanırken o anda hayatınızın en önemli işini yapıyorsunuz.’’

DSP
Milletvekili ve Trafik Komisyonu Başkanı Sayın Ahmet Tan'ın meşhur trafik yasa taslağının bir türlü TBMM gündemine alınmamasıyla ilgi şikáyeti vardı. Kendisinin bile taslağın gündemin kaçıncı sırasında olduğunu bilmediğini öğrendik. Yine tatil dönemi geliyor. Allah hepimizi trafik kazalarından korusun.

M. Selçuk DAMGACI ANKARA

Suçumuz sakat olmak mı?



SORUNLARIMIZI ve özrümüzü anlatacağımız bir yetkili bulamıyoruz. Devlet de bu ülkede yaşayan %6'lık bir çoğunluğun sesine kulak vermiyor.

Feke'de doğdum; yaşında çocuk felci hastalığı geçirdim. Babamın durumu iyi olmadığı için tedavi ettiremedi ve sol bacağım sakat kaldı. Liseyi bitirdim; S.Ü. Karaman Meslek Y.O'nun tarım alet ve makineleri bölümünü bitirdim. %40 sakat raporum ile iş aramaya başladım. Devlet bu bölümle ilgili işçi almıyor. Bir özel sektör ilanında 'fiziği düzgün olanlar' diye yazıyor. Devlet büyükleri sakat ve eski hükümlü çalıştırma oranını artırdık diyorlar. Hani nerde uygulama gösterin, lafla olmuyor, uygulama gerek. Onların çocukları sakat değil. Bugüne kadar kaç sakat istihdam edildi. Ancak torpille yeğenleri ve yakınları işe yerleştirildi.

Sakıp Sabancı diyor ki:

‘‘Keşke benim fabrikalarım olmasaydı da çocuklarım sağlıklı olsaydı.’’

Allah kimseyi sakatlıkla terbiye etmesin.

funduszeue.info-ADANA

Demokrasi



‘‘Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, devletin üst makamlarında bulunan kişiler yasalar çerçevesinde gösterilen tepkilere karşı hoşgörülü olmalıdır. Her önüne geleni aşırı ciddiye alacak yerde, biraz esprili, esnek olamaz mıyız?’’

(Abdullah ŞEVKİ-ANKARA)

Polonya bile bizi aşağılıyor



TELEFONDA ‘‘Dayanamadım, kanıma dokunduğu için size iletmeye karar verdim’’ diyor hiddetli bir şekilde Selçuk Dinç:

‘‘Polonya vize ücreti olarak milyon lira alıyor. Türkiye ise 10 dolar (Macarlar 98, Çekler de 60 milyon TL. alıyormuş.) Yani Türk vatandaşlarından yaklaşık 10 misli fazla vize ücreti tahsil ediliyor. İstanbul Konsolosluğu'nda da aşağılayıcı bir davranışla karşılaşıyorsunuz. Bizlere yapılan onur kırıcı davranıştan utandım. Ankara Dışişleri Bakanlığı'nı aradık; Vize İşleri Dairesi Müdürü Recep Peker yerinde yokmuş; Vize İşleri Genel Müdürü Umur Apaydın da telefona çıkmadı. Yani şikáyetimizden kaçtılar. Yahu bir ülkenin onuru, şerefi ve haysiyeti vardır. Bu beylerin, mütekabiliyet esası olduğundan haberleri yok mudur? Ankara uyuma!’’

MESAJ



HALKIMIZ artık siyasilerin yaptığı beyanlara itibar etmemektedir. Bundan sonra da yazarlar suya sabuna dokunmadan yazılarını yazmaya devam ederlerse aynı akıbetin başına geleceğini söylemek kehanetlik olmayacaktır. Millet artık gözünü açmıştır, bu böyle biline.

Hasan Yaşar ÖZFİDAN

TELEFONDA ‘‘Kanıma dokunduğu için size iletmiyorum’’ diyor Selçuk Dinç:‘‘Polonya vize ücreti olarak milyon lira alıyor. Türkiye ise 10 dolar (Macarlar 98, Çekler de 60 milyon TL alıyormuş.)Yani Türk vatandaşlarından yaklaşık 10 misli fazla vize ücreti tahsil ediliyor. İstanbul Konsolosluğu'nda aşağılayıcı davranışla karşılaşınca utandım. Bir devletin onuru vardır; Dışişleri mütekabiliyet diye bir sözcüğü bilmiyor mu?

ÇAĞLAR Dönmez'den; 'de Opel Omega AT tipi aldım; 13 Mart'ta arıza nedeniyle servise verdim. Tüketici Yasası'na göre, tamir süresi en fazla 30 gün olmasına karşın arabam hálá teslim edilmedi. Bu nedenle ilgili yasanın 'değiştirme yükümlülüğü'ne göre değiştirilmesini istiyorum.

ÖYKÜCÜ Sait Faik Abasıyanık yarın Burgazada'da törenlerle anılacak. Öykü yarışmasını kazanan Yekta Kopan'a da ödülü verilecek. Kültür Bakanı Talay'ın da katılacağı törende çeşitli dinletiler ve gösteriler de yer alacak.

KADIKÖY'den Ahmet Parman'dan: Bağdat Caddesi'ni Taksim'e bağlayan çift katlı özel halk otobüsünü kaldırmakla yanlış yaptınız. Bağdat Caddesi'nde fakirler de oturuyor.

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Kilyos&#;taki Turban takası mümkün değil

İBB, önceki yönetim tarafından Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli metro hattının bir kolu olarak tasarlanan, ancak yılı sonundan itibaren durdurulan Yenidoğan-Cumhuriyet-Emek metro hattını Söğütlüçeşme’ye kadar uzatarak, bir bütün olarak yeniden tasarladı. Anadolu yakası için büyük önem taşıyan Söğütlüçeşme-Yenidoğan raylı sistem metro hattının ‘Uygulamaya Esas Kesin Projesi’ için düzenlenen imza töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, önceki İBB yönetiminin kentte yapımı devam eden birçok metro hattının yapımını durdurduğunu hatırlattı. Örnek olarak; yüzde seviyesinde devraldıkları Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli hattında, 3,5 senelik sürede yüzde 80 ilerleme seviyesine ulaştıkları bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Onlar, 2,5 seneyi heba ettiler. Şu anda eğer o 2,5 seneyi heba etmeselerdi, bugün doya doya o metroları kullanıyor olurdunuz. Ve bu sadece burada mı? Göztepe-Ataşehir-Ümraniye&#;de, Bostancı-Dudullu hattında; hepsinde böyle. Ve bütün bunları durmuş bir şekilde alıp, onların tarifiyle, tabiriyle, İstanbul&#;a yaşattıkları gerçek anlamdaki fetret dönemine son verip, İstanbul halkına ait paranın her kuruşunun doğru kullanıldığı bir süreci bu memlekete, bu şehre hediye etmenin onurunu, gururunu ve gönül rahatlığını yaşıyorum” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), önceki yönetim tarafından Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli metro hattının bir kolu olarak tasarlanan, ancak yılı sonundan itibaren durdurulan Yenidoğan-Cumhuriyet-Emek metro hattını Söğütlüçeşme’ye kadar uzatarak, bir bütün olarak yeniden tasarladı. Anadolu yakası için büyük önem taşıyan Söğütlüçeşme-Yenidoğan raylı sistem metro hattının “Uygulamaya Esas Kesin Projesi” için protokol imza töreni düzenlendi. Sancaktepe Yunus Emre Mahallesi’ndeki İBB Safa Tepesi Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen imza töreninde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir konuşma yaptı.

“VATANDAŞIMIZI ALDATAN, KANDIRAN DEĞİL; AKLI, BİLİMİ, TEKNİĞİ ÖN PLANDA TUTAN BİR METOTLA YOL YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

“İstanbul’a hizmet ederken vatandaşımızı aldatan, kandıran değil; aklı, bilimi, tekniği ön planda tutan bir metotla yol yürümeye devam edeceğiz” diyen İmamoğlu, “İddiayla söylüyorum ki; iş yapan kadromuz, bütün kadromuz, yöneticilerin her birisi, koltuklarına liyakatiyle ve işin ehli olması tarifiyle oturuyorlar. Ülkemizin insan kaynaklarına çok güveniyoruz. Burada şu anda sizlerin, değerli misafirlerimizin arasında hem Metro A.Ş.&#;yi hem Raylı Sistemleri hem İstanbul Büyükşehir Belediyemizin Genel Sekreter Yardımcısı’na, birçok yönetici kadronun kıymetli elemanlarını ve çalışma arkadaşlarımı görüyorum. Ve heyecanlarını da hissediyorum. Sürece dair; kadınıyla, erkeğiyle böyle bir heyecanla yeni bir şey üretmenin onların gözündeki pırıltısını görebiliyorum” şeklinde konuştu.

“YANILTILMAYIN VE YANILTANLARA DA FIRSAT VE MÜSAADE ETMEYİN”

Yeniden tasarladıkları hat için yaptıkları çalışmalar sırasında iftiralarla karşılaştıklarını hatırlatan İmamoğlu, şunları söyledi:

“Burada sevgili muhtarlarımızın, kıymetli arkadaşlarımız, ilçe başkanlarımız var. İYİ Parti Grup Başkanvekili var, Meclis üyesi arkadaşlarım var. Onların da can kulağıyla dinlemesini istiyorum. Çünkü sevgili hemşerilerim; yanıltılmayın ve yanıltanlara da fırsat ve müsaade etmeyin. Bu konuda bizi yaralamaya, karalamaya çalışan, ne yazık ki iyi niyetli olmayan, tavırları ortaya koyan, belediye başkanından bakanına, hatta daha üst makamlara varıncaya kadar, yalanı, yani tabiri caizse çerez gibi yiyerek konuşan insanların ifadelerini görmekten utanç duydum. Hem de öyle bir bakan konuştu ki zamanında; bu işin durdurulmasına imza atan, bu işin başlangıçtaki hatalara imza atan, hatta Cumhurbaşkanlığı Yatırım Planlamasına, ‘Ya buraya müsaade eder misiniz’ diye yazıyı yollayan, Cumhurbaşkanı’ndan, ‘Hayır, burayı yapamazsınız. Burayı yanlış tasarladınız. Burada metro olmaz’ diye cevabı almasına rağmen, sanki bütün bunlar yokmuş gibi, İmamoğlu da gelmiş bir metroyu doldurmuş kelimesini… Yani bunu öyle kullandılar ki inandı ve Sayın Cumhurbaşkanı bile aynı şeyi kullandı. Hani o hale getirdiler.”

“BİZİ KARALAYAN BİR SÜRECİ, AKLI DEŞİFRE ETMEK ADINA İMZA TÖRENİNE KATILDIM”

“Bu şekilde bizi karalayan bir süreci, aklı deşifre etmek adına ve ‘Bir iş nasıl başlatılır, nasıl yürütülür’e bir örnek daha, sağlıklı bir örnek daha ortaya koymak için bu imza törenine özellikle katıldım” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü.

“Bu hat, yeni haliyle, M13, yani Söğütlüçeşme-Yenidoğan metro hattı, artık İstanbul için çok önemli bir hat olacak. Ancak, daha önce tasarlandığı haliyle, yani kilometre ve 2 istasyon şekliyle, az önce Yenidoğan-Emek diye tariflediğimiz şekliyle tasarım yanlış bulundu. Bunun tarifini şöyle söyleyebilirim: Yani burayı, bir minibüsle ya da otobüsle taşıyabilirsiniz; metroyla taşıyamazsınız. Metro, çok ağır bir iş. Metronun yerin altında 1 kilometresi, artık yaklaşık 45 milyon Euro’ları bulan… Bunun anlamı ne biliyor musunuz? 1 kilometresi, 1 milyar lira. Bu, kimin cebinden çıkıyor? Bizim insanımızın cebinden çıkıyor. Yani eski parayla 1 katrilyon lira. Bunu biz yapacağız ama doğru iş olarak yapacağız. Zamanında, belki siyasi bir kararla yanlış yapılan bir iş. İzin bile alınamamış. Daha kötüsünü söyleyeyim size. Çekmeköy-Sancaktepe- Sultanbeyli hattı. Doğru bir hat. Ama bu kol yanlış. Yani Yenidoğan-Emek. Neyi anlatacağım size? O hattı ihale ediyorsunuz. Firmaya teslim ediyorsunuz. 2,5 seneye yakın, yani biz görevi teslim alıp, süreci irdeleyip, para bulana kadar, 2,5 seneye yakın çivi bile çakmıyorsunuz.”

“MESELE, İŞİN YANLIŞ TASARLAMIŞ OLMASI”

Söz konusu hattın eski halinin, yeni teknolojik gelişmelere aykırı bir şekilde başlatıldığının altını çizen İmamoğlu, “Burada çok kıymetli teknik mühendisler var. Onların diliyle anlayan çok insanlar var. Ama bir de benim dilimden anlayan vatandaşlarım var. Ben de sizden birisi gibiyim yani. O şaftları açarsınız ve inşaata başlarsınız. Buralar, işin çalışması gereken şaftlar. Ve bu şaftların ömürleri, kalıcı değildir, geçicidir. Belli bir zamanı geçtikten sonra çevreyi tehdit ederler. Yıkılma tehdidi, vesaire gibi. O bakımdan biz, göreve geldiğimizde bu tehdidi görünce ve bizden önce cumhurbaşkanlığından yatırım izni alınamayan bu hattı, biz de başvurmamıza rağmen bize de ret cevabı gelince, dedik ki; ‘Burayı hemen hızlıca dolduralım.’ Doldurduk, kapattık. Ama yarın gel kepçeyle gene aç şeklinde yani. Mesele o değil. Mesele, işin yanlış tasarlamış olması. Az önce arkadaşım, ‘peron’ dedi. Peron ne demek? Yolcuların giriş-çıkış yaptığı yer demek. İstasyon demek. Peki oraları doldurduk mu? Hayır, oraları doldurmadık. Oralar çünkü kalıcı yerler. O peronlar da kalıcı olması gereken yerler. Biz bu süreci iptal etmedik. Oradaki betonarme işlerini yaptık, ki çevredeki tehditler bitsin. Ama işe başlandığı zaman da oralar hazır olsun. Ben gittim, gördüm. Orada tünel geldiğinde gireceği yeri, öbür tünel geldiğinde çıkacağı yeri de yaparak, oraların betonarmelerini bitirerek, sağlıklı bir süreç toparlandığında, o proje bittiğinde ve iş başladığında oralar hazır olacak ve sisteme entegre edilecek” dedi.

“YÜZDE SEVİYESİNDE ALDIK, 3,5 SENEDE YÜZDE 80’E ULAŞTIK”

Yüzde seviyesinde devraldıkları Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli hattında, 3,5 senelik sürede yüzde 80’lere ulaştıkları bilgisini paylaşan İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Onlar, 2,5 seneyi heba ettiler. Şu anda eğer o 2,5 seneyi heba etmeselerdi, bugün doya doya o metroları kullanıyor olurdunuz. Ve bu sadece burada mı? Göztepe-Ataşehir-Ümraniye&#;de, Bostancı-Dudullu hattında; hepsinde böyle. Ve bütün bunları durmuş bir şekilde alıp, onların tarifiyle, tabiriyle, İstanbul&#;a yaşattıkları gerçek anlamdaki fetret dönemine son verip, İstanbul halkına ait paranın her kuruşunun doğru kullanıldığı bir süreci bu memlekete, bu şehre hediye etmenin onurunu, gururunu ve gönül rahatlığını yaşıyorum. yılının başında ihale edeceksiniz, ’nin Mart&#;ında, Nisan’ında müteahhide teslim edeceksin; çivi bile çakmayacaksınız. 2,5 sene ‘tık’ bile yok. Biz geleceğiz; eksiği göreceğiz, milyarlarca liralık finansman bulacağız. Bulamadığımız yerde canımızla, dişimizle, tırnağımızla, pandemiye rağmen, Kovid dönemine rağmen, bütün baskılara rağmen, devletimizin bankalarından bir kuruş bile alamamamıza rağmen, bu memleketin yine bize ait parasıyla, bunları yapacağız. Bugün yüzde 80 seviyesinde ve Allah&#;ın izniyle, seçimden önce bir bölümünü, Çekmeköy-Sancaktepe arası bir bölümünü, inşallah yılı sonunda, ’in başına ta Sultanbeyli&#;ye kadar, tamamını açacağız. Bu bölgeye metroyu getirmiş olacağız. O bakımdan, burada o kirletilen propagandayı yapan kim varsa, devlet aklına aykırı davranan… Ayıptır, yazıktır, günahtır.”

“BU PROJENİN SAHİBİ; DEVLETTİR, MİLLETTİR, İSTANBUL HALKIDIR”

Kamusal projelerin sahibinin halk olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Bu proje kimin projesi Allah aşkına? Bu proje, CHP&#;nin projesi mi? Ya da İYİ Parti&#;nin projesi mi? Ya da onların dediği gibi, ‘AK Parti projesi’ mi? Değil. Bu proje, milletin projesi, devletin projesi. Projeyi karalamayın. Bir projeyi anlatırken, millete ait olduğunu anlatın. Çoluk, çocuk bizi dinlerken, elmayla armudu birbirinden ayırsın. Partiler, hizmet etmek için bir araçtır. Siyasete girersiniz, meclis üyesi olursunuz, belediye başkanı olursunuz, cumhurbaşkanı olursunuz, bakan olursunuz vesaire. Ama araçtır. Amaç nedir? Millete hizmettir. Devlete hizmettir. Bu projenin sahibi; devlettir, millettir, İstanbul halkıdır, İstanbul Büyükşehir Belediyesi&#;dir. Devletin kurumlarıdır. Bu ağızdan hiçbir zaman, ‘Bir partinin, partiye ait projedir’ lafını duymadınız, duymayacaksınız. Çünkü olmaz. Devlet duygusuna aykırı. Millet duygusuna aykırı. Biz parti devleti değiliz. Olamayız” diye konuştu.

“MİLLET İŞTE O ZAMAN BÖLÜNMEYE BAŞLAR…”

Türkiye’de yaşayan 86 milyon insanın eşit haklara sahip olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Biz; farklı etnik kökenlerde, inanışlarda, insanların bir araya geldiği muazzam bir topluluğuz 86 milyon, bir milletiz biz. Bu millet, bir arada üretecek. Ona ait. Onun. 86 milyon; şu İstanbul&#;un her karışına, bu memleketin her karışına unutmayın, eşit hissedarız. Şuradaki muhtarımla benim aramda, hissedarlıkta hiçbir fark yok. Benimle eşit haklara sahip. Ya da meclis üyesi hanımefendi arkadaşımla, benim aramda hiçbir fark yok. Ya da burada çalışma arkadaşlarımla, benim aramda hiçbir farkı yok. Eşitiz. Bunları çocuklarımız, gençlerimiz bizden duyacak ki, yurttaş olmayı, vatandaş olmayı, bir millet olmayı doğru dilden öğrensin. Yanlış dilden öğrenirse, Allah korusun, bir gruba ait olmayı, ayrıcalıklı bir gruba ayrı ait olmayı dezavantajlı olarak algılar. Allah korusun, bu millet işte o zaman bölünmeye başlar. Yok öyle bir şey. Buna müsaade etmeyeceğiz. Ben onun için buradayım. Birazdan çok özel bir işe imza atacak arkadaşlarım. Biz; bu ülkenin, bu milletin liyakatli evlatlarıyla güzel işler yapmaya söz vermiş, ant içmiş anlayışın fertleriyiz. Buna asla ve asla zul getirecek, zeval getirecek hiçbir tavır ve davranışın altına imza atmayacağız. Doğrulara imza atacağız. Bir şey eskimişse ya da bir şeyde bir yanlış, eksik var ise, değişim göstererek; gençleri, çocukları dinleyerek sürece imza atacağız. Bugün yaptığımız işlerdeki temel başarı, tam da budur” ifadelerini kullandı.

“AHLAKLI BİR İHALE YAPACAĞIZ”

Yeni tasarladıkları şekliyle Söğütlüçeşme-Yenidoğan metro hattını 18 kilometre daha uzatıp, 25 kilometreye çıkaracakları bilgisini paylaşan İmamoğlu, konuşmasını, “18 istasyonu olacak. Tam 2,5 milyon insana hizmet edecek. Kadıköy, Ataşehir, Ümraniye, Sancaktepe ve Çekmeköy gibi ilçelerin insanlarını birbirine bağlayacak. Başka hatları kesecek; Kadıköy, Tavşantepe gibi. Marmaray hattı da içine girmiş olacak. Arkadaşlarım; böylece entegre, İstanbul nüfusuna, tabiri caizse güzel lider Mustafa Kemal Atatürk&#;ün sözüyle, İstanbul&#;un yer altını tam anlamıyla demir ağlarla örmenin bir modeli gibi, belki de en son imzayı atıp Anadolu yakasını çok entegre hale getiren bir sistemi, modeli bitirmiş olacağız diyerek heyecanla geldiler. Çok mutlu oldum. Heyecan yaşayan arkadaşlarım burada. Bir kısmı orada. Dolayısıyla bu heyecanla, sürecin doğru şekilde ihalesini yaptılar. İhaleyi, yine kurumumuzun göz bebeği Metro A.Ş. aldı. Şimdi projeyi beraber geliştirecekler. Proje biterken, biz bir yandan finansmanını bulacağız. Sonra ahlaklı bir ihale yapacağız. O ahlaklı ihalede, en doğru işi yapacak, en kaliteli işi yapacak ve en uygun fiyata yapacak firmayı tespit edeceğiz. Sonra o firmayla kol kola gireceğiz. Ondan sonra bitireceğiz. Halkımızın hizmetine sunacağız. Ekrem İmamoğlu da fani, Ceyhun da fani, Pelin Hanım da Özgür Bey de… Ama bu hizmetler kalıcı. Allah, bu kalıcı hizmetlerimizin sayısını artırsın” sözleriyle tamamladı.

PROTOKOL, İMAMOĞLU’NUN ŞAHİTLİĞİNDE İMZALANDI

Konuşmaların ardından İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin, İBB Raylı Sistem Daire Başkanı Ceyhun Avşar ve Metro A.Ş. Genel Müdürü Özgür Soy; Söğütlüçeşme-Yenidoğan metro hattının “Uygulamaya Esas Kesin Projesi” protokolünü, İmamoğlu’nun şahitliğinde, tablet üzerinden imzaladı.

 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası