Sürümden Kazanmak Ne Demek
bir ürünü ucuza mal ederek ondan oldukça fazla partilerde, miktarlarda piyasaya sürmek ve satmak suretiyle gerçekleştirilmeye çalışılan ticari faaliyet, pazarlama stratejisidir diyebiliriz buna. daha küçük kar marjları ve daha fazla satış miktarı anlayışına dayanır bu strateji. genelde işe yaramamakla beraber çarşı, pazar esnafıya yapılacak bu türde çalışmaların geçici olarak işletmenin ayakta kalmasına yardımcı olabileceğini söylemek mümkündür. bunun yerine hiç bilinmedik bir ürün üreterek 80'e 20 kuralına yapışmak veya başka bir ifade ile geçici tekel oluşturmak daha akıllıca olacaktır.
+ zor iş demi lan çoban olmak?
- parası iyi, sürümden kazanıyorum.
+ bende mi girsem bu işe?
- tabi olm, sağ sütü sat, kes eti sat, deli para.
+ eti kime veriyon lan?
- dürümcü recebe
(bkz: dürümden kazanmak)
(bkz: software)
hayatıma ilk defa babannemle yıllar önce yaptığım şu diyalogla giren terimdir:
-babanne?
-efendim yavriim!
-bu ördüğün patikleri kaça satıyorsun?
-üç milyona yavrim.
-eee iki senedir aynı fiyata satıyosun, az zam yapsana yahu, emeğine yazık!
-yok yavriiim, ben sürümden kazanıyorum!
-ama iplik fiyatları da artıyor.
-olsun oğlum ben sürümden kazanıyorum.
-hııı(sürümden kazanmak?)
galiba bazı insanlar için sürümden kazanmak vazgeçilemeyen bir eylemdir. okuma yazma bilmeyen babannemin güttüğü ticaret anlayışının temel taşını oluşturan bu sürümden kazanmak stratejisi bugün de devam etmekte, halen patiklerini üç milyondan satmakta ve tüm baskılarımıza rağmen sırf "sürümden kazanmak" için patiklerinin fiyatına ısrarla zam yapmamaktadır.
şehirlerde bir malın piyasaya ucuz fiyata fazla miktarda sürülmesi ile, müşteriyi kendine çekmek suretiyle elde edilen kazançtır. kırsal kesimde ise bir çiftçinin tarlanın sürümünden para kazanması mümkündür. "ben koyun sürümden para kazanıyorum"diyen köy kişisi de bir hayli fazladır
bir tane japon malı satacağına on tane çin malı satarak sürümden kazanılabilir.
(bkz: teşbihte hata olmaz)
örneğin,10 çeşit ürün satan bir işletmenin çeşitlerden birini daha az karla satarak müşteri çekmek, fakat ucuz ürüne gelen çok müşteriyle kazancını sabit tutarken, diğer 9 çeşidinden de satabilmek için kullandığı stratejidir. yani amaç, ürünlerini normal fiyatından satıp müşteri beklemek ve kazancına razı olmaktansa, ucuz gösterip yan ürünlerden ciroyu arttırmaktır.
daha canlı bir örnek vermek gerekirse, bir kebapçı 10liradan kebap satarken fiyatı 7 lira olan salatasını satamamaktadır. fakat kebap fiyatını 8 liraya çektiğinde hem düşük fiyat nedeniyle müşterisi artıp normal kazancını sürdüren kebaptan,hemde kebaba az para ödediğini düşunen müşterinin yanına bir de salata söylemesiyle kazancını arttırmaktadır. esnaf sanıldığı gibi fiyatı düşürup müşteriyi arttırarak karını da arttırmayı düşunecek kadar salak olmamakla beraber,kar fonksiyonu ve türevini sıfıra eşitlemeden de hesap yapabilmektedir. piyasada buna çarkı daha hızlı döndürmek de denir.. vitrinlerde rastladığımız zararına satıslar başlamıştır yazısı hiç bir zaman dogru değildir.
bozulmasına birkaç gün kalan gıda ürünleri veya sezonu geçtiği halde rafta kalan malları indirimli olarak tekrar piyasaya sürmek, mal eritmek. beklenen kar girişi için uzun süre beklemektense kısa sürede daha az karla canlı para kazanma olayıdır.
(bkz: al ver ekonomiye can ver)
sürümden kazanmanın derdindeler ama sattıklarını alanlarında "kızılay yardımı" na denk gelenlere benziyor olmalarını da düşünmeleri gerekir.
Fiyatlandırma
En yüksek kâr, en yüksek fiyat noktasında oluşmaz. En düşük fiyat noktasında ise hiç oluşmaz. Optimum yani en doğru fiyat, şirkete en yüksek kârı getirir. Fiyatlandırma bir açmazdır. Talebin fiyata esnek olduğunu bilen iş adamı fiyat kırarak satışları sayısal olarak arttırmak ister. Piyasa tabiriyle, birimden değil, sürümden kazanmaya bakar. Sürüm artınca, sabit giderlerden birim başına düşen maliyet azalacak, toplam kâr artacak diye düşünür. Ancak rakip de aynı şekilde hareket edince, fiyat düşmesine rağmen, sürüm artmaz. Buna “Oyun Kuramı”nda “Kaybet-Kaybet” köşesine sürüklenmek denir.
UCUZA SATAN BATAR
Ucuzculuk, tam bir çıkmaz sokaktır. Firmalarına miktarsal hedef seçen CEO’lar, eğer satıcılarına “Tek müşteriyi kaçırma, ne indirim gerekiyorsa, yap” demişse, o firma için sonun başlangıcı başlamıştır. Çünkü fiyat kıran firma, kârı düştükçe kaliteden çalmaya başlar. Müşteri de bunu günün sonunda anlar; ya başka markaya/firmaya gider ya da daha düşük fiyat dayatır.
ESKİ ÜRÜNE YENİ FİYAT OLMAZ
Orta ve uzun vadede maliyet sürekli artar. Bu enflasyondur. Fiyat endeks, sepetine yeni ürün girişleri dolayısıyla, gerçek fiyat artışları, her zaman ölçülen enflasyondan yüksektir. Her yıl ürün fiyatlarını (mal veya hizmet) yukarı doğru ayarlamak kaçınılmazdır. Ancak müşteri, eski ürüne yüksek yeni fiyatı sevmez. Zamlar, ürün yenileştirme ile birlikte yapılırsa, müşteri bunu daha kolay hazmeder. Firmalar için, ürünlerin müşteriye sağladığı faydayı veya tatmini arttıracak yenilik yapmak bitmeyen bir faaliyet olmalıdır.
ZAMLARI AZAR AZAR YAP
Bir seferde ve tüm ürünlere aynı oranda veya seyyanen zam yapılmamalıdır. Tabiri caizse, zamlar mümkün mertebe çaktırmadan yapılmalıdır. Ama mutlaka yapılmalıdır. Şimdi sırası değil diye zamlar ertelenirse, ileride daha yüksek oranlarda fiyat artışı yapmak zorunda kalınır. Bu da firmayı ani satış kaybıyla karşı karşıya bırakır. Zamlar geri çekilirse, firma için “Sıkışınca fiyat kırıyor” hükmü verilir.
İNDİRİM YAPMA, CABA VER
Sürüm arttırmak için fiyat kırılacağına, eski fiyata daha yüksek miktar piyasaya sunulmalıdır. İstersen, üç alana bir tane de caba ver. İstersen pantolon alana kemer hediye et.
Ama, ucuzcu değil, cömert ol.
SON SÖZ: Liste fiyatı bir şakadır.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi