subaşı ne demek tarih / Subaşı Nedir? Subaşı Hakkında Kısaca Bilgi

Subaşı Ne Demek Tarih

subaşı ne demek tarih

Subaşı ne demek? Subaşı kelimesinin TDK sözlük anlamı nedir?

Yabanc&#; dillerden etkilenilen sözcükler kadar Türkçeden di&#;er dillere dahil edilen kelimeler de mevcuttur. Özellikle askeri gücü ile ön plana ç&#;kan Türkler, Türkçedeki baz&#; ordu terimlerini dünya dillerine kazand&#;rm&#;&#;t&#;r. Eksiklik ya&#;ad&#;klar&#; alanlara ait kelimeleri ise yabanc&#; dillerden alm&#;&#;lard&#;r. Mesela Türkçedeki bal&#;k isimlerinin Rumcadan gelmesinin nedeni O&#;uz Türklerinin bal&#;kç&#;l&#;k i&#;ini Rumlardan ö&#;renmi&#; olmas&#;d&#;r. Tarih boyunca bu gibi etkile&#;imlerin devam etmesi de dil ara&#;t&#;rmalar&#;n&#;n önem kazanmas&#;na sebep olmu&#;tur. Suba&#;&#; kelimesi ile ilgili incelemeler de bu do&#;rultuda yap&#;lm&#;&#;t&#;r. Suba&#;&#; kelimesi ne anlama gelir?

Suba&#;&#; Ne Demek? Suba&#;&#; TDK sözlük anlam&#; nedir?

  • Suba&#;&#; kelimesinin TDK sözlü&#;e göre 4 farkl&#; anlam&#; vard&#;r.
  • Suba&#;&#; kelimesinin kökeni Türkçe dilidir.

Suba&#;&#; TDK sözlük anlam&#; &#;u &#;ekildedir:

  1. isim,tarih &#;ehirlerin güvenlik i&#;lerine bakan görevlilerin ba&#;&#;
  2. Acemi ocaklar&#;nda küçük a&#;amal&#; subay
  3. Osmanl&#;larda kap&#;kulu süvarileri aras&#;ndan, sava&#; zaman&#; güvenlik i&#;lerine bakmak, bar&#;&#; zaman&#; da vergi toplamak i&#;leri için ayr&#;lan kimse
  4. Rumeli'de çiftlik kâhyas&#;

ANASAYFAYA DÖNMEK &#;Ç&#;N TIKLAYINIZ

Subaşı

Türk-İslâm devletlerinde askerî bir unvan.

Subaşı, Büyük Selçuklularda çok önemli bir unvân olup, başkomutan yardımcısı, vekili olarak başkomutanlığı üstlenen kişi bu unvânla anılırdı. Türkiye Selçuklularında timarlı sipâhînin mühim vilâyet merkezlerindeki kumandanlarına subaşı denilirdi. Bunlar vilâyet merkezlerinde bulunup hem o mıntıkaların emniyet ve âsâyişiyle meşgûl olurlar ve hem de muhârebe zamanında kazâ, nâhiye ve köylerdeki timarlı sipâhîye kumanda ederlerdi.

Osmanlı Devletinin kuruluşunda subaşılık kâdılıktan sonra gelen bir makamdı. Osman Gâzi, Karahisar'ı fethettikten sonra kardeşi Gündüz Beyi subaşı olarak atayarak, şehrin îmârıyla vazîfelendirmişti. Devletin hudutlarının genişlemesiyle subaşılar büyük merkezlerin idârecisi olarak önem kazandılar. Nitekim Fâtih Sultan Mehmed, İstanbul'u alınca, Süleymân Beyi şehre subaşı tâyin etti. Onun vazifesi şehrin tâmir ve îmâr işleriyle ilgilenmekti. Yine Fâtih döneminde subaşılık mîrî subaşı (şehir subaşısı) ve timar subaşısı olarak ikiye ayrıldı. Mîrî subaşılar, gündüzleri kol gezerek çarşı pazar, mahalle aralarının temizliğine bakar, bozulmuş kaldırımların tâmiri, oturulamayacak binâların yıktırılarak yaptırılması için mimarbaşına haber verirdi. Ayrıca geceleri teftiş ve arama çalışmaları da yapardı. Kadının verdiği hükümlerin infazı da subaşıya âitti.

Timar subaşısı ise sancak beyinin yardımcısı olarak sancak merkezine bağlı kazâ ve nâhiyelerde görev yapardı. Timar subaşılarına geçimlerini karşılamak üzere dirlik verilir ve bunlar öteki timarlı sipâhîlerin her türlü haklarından da faydalanırlardı.

Kendine has giyimi ile diğer vazîfelilerden ayrılan subaşı, sırtına sarı çuhadan biniş, ayağına mavi şalvar, başına beyaz tülbentten yapılmış başlık ve ayağına sarı yemeni giyerdi.

İlginç Youtube Videları - İstanbul - Maltepe Şehir Parkı - Drone Çekimi

Blog Kategorileri

Linux , Bilim , Ekonomi , Sanat , Alışveriş , Edebiyat , Seyahat , Hobi , Tarih , Din , Dünya , Kitap , Sağlık , Genel , Teknoloji , Reklam , Eğitim , İnternet , Doğa

Yakup Şevki (Subaşı) Paşa

Balkan Harbi, Birinci Dünya Harbi ve İstiklal Harbinde önemli görevler üstlenip, Harp Akademisi’nde hocalık yaparak, aralarında Mustafa Kemal Atatürk’ün de bulunduğu kıymetli şahsiyetlerin eğitiminde etkili olmuş olan Orgeneral Yakup Şevki (Subaşı) Paşa, ’­te Harput’ta, Derehamamı Mahallesi’nde dünyaya gelmiştir. Elaziz Askeri Rüştiyesini ve Erzurum İdadisini, Harbiyeyi üstün derece ile bitirmiştir. senesinde başlayan Balkan Harbi’nde Çatalca Müdafaa hattında,  Gelibolu’da ve Edirne’nin tahkiminde görev yapmıştır. Balkan Harbi’nde yaşanan mağlubiyetin getirdiği çöküntü, Yakup Şevki Paşa’nın daha sonraki hayatında kumandan ve eği­timci olarak daha fazla titiz ve azimli olmasına sebep olmuştur. Daha sonra görev yaptığı birliklerde, bu tecrübeleri sayesinde üstün bir başarı göstermiştir.

Birinci Dünya Harbi’nin başlamasına yakın günlerde 14 Mart ’te, Karadeniz Boğazı müstahkem Mevki Kumandanlığına atanmıştır. Daha sonra da Almanlarla anlaşamaması sebebiyle, V. Ordu Kumandanı Liman Von Sanders’in isteğiyle 31 Ağustos ’te Ça­nakkale Cephesi’nde XIX. Tümen Kumandanlığına atanmıştır. senesi başlarında Galiçya ve diğer Avrupa cephelerine takviye Türk birliklerinin gönderilmesine karar verilmiştir. Yakup Şevki Paşa, XV. Kolordu Kumandanı olarak Galiçya’da Ağustos başından Kasım ortalarına kadar üç buçuk ay görev yapmıştır. Bu zaman içinde, Ruslarla beş savunma muharebesi ve bir de küçük çaplı hücum harekâtı yapılmıştır. Bu muharebeler neticesinde bütün Rus taarruzları püskürtülmüş, zaman zaman da Alman ve Avusturya birliklerine yardıma gidilmiştir. Yakup Şevki Paşa, burada da Alman komuta kademesi ile anlaşamadığı için 5 Kasım ’da XIV. Kolordu ku­mandanı Cevat Paşa ile becayiş edilmiştir. Yeni görevi XIV. Kolordu Kumandanlığı olup, Çanakkale Bölge Kuman­danlığını da beraber yürütmüştür. 8 Ağustos ’de de II. Kafkas Kolordusu Kumandanlığı’na atanmıştır. 30 Ağustos ’de Çarlık Ordusu Anadolu içlerine kadar ilerlemiş, Trabzon’un batısından, Erzincan, Kemah yolundan, Der­sim ve Muratsuyu’nun güneyindeki Van Gölü’ne ve Başkale’ye ka­dar uzanan bir hattı işgal etmişlerdir. Rusya’nın Bolşevik ihtilali neticesinde çökmesinden sonra, taraflar 2 Aralık de Brest-Litovsky şehrinde bir araya gelerek, mütareke yapmışlar ve barış görüşmelerine başlamışlardır.. Bu durumu müteakiben Kafkas cephesinde durum Osmanlı Devleti’nin lehine dönmüştür. Rus askerlerinin çekildiği bölgeler­de Ermeniler, katliamlara başlayınca, barış görüşmelerinin de çıkmaza girmesinden istifade ederek, Türk orduları 12 Şubat ’de ileri harekâta baş­lamıştır. Yakup Şevki Paşa’ya bağlı birlikler Şiran, Kelkit, Tirebolu ve Görele’yi Ermeni tedhişçilerden kurtarmıştır. 19 Şubat’ta Bayburt kurtarılmıştır. Türk birliklerini durdurmaya çalışan Antranik, Sivaslı Murat ve Bayburtlu Arşak’ın emrindeki Ermeni çeteleri her yerde mağlup olarak geri çekilmek mecburiyetinde kalmışlardır. Osmanlı Harbiye Nezareti 9 Haziran ’de, VI. ve III. Ordu’yu, VI. IX. ve III. Ordu olarak yeniden organize etmiş ve IX. Ordunun kumandanlığına da Yakup Şevki Paşa atanmıştır. IX. Ordu’nun görevi; “…İngiliz­le­rin İran’daki ileri harekâtını durdurmak, Bolşeviklerin yardımlarına mani ve Urmi­ye Gölü ile Hazar Denizi arasındaki sahayı örtmek icabında VI. Ordu ile müştereken Bağdat’ı zapt etmek&#;” şeklinde özetlenmiştir. Aynı günlerde Ermenilerden kurtarılmış olan Evliye-i Selase’de plebisitin yapılmasına da nezaret etmiştir. –78 Osmanlı-Rus Harbi’nden Rus İhtilali’ne kadar geçen kırk senelik zaman zarfında Rus ve Ermeni baskısı altında yaşamış olan Evliye-i Selase halkı 12 Haziran ’de yapılan oylama sonucunda Osmanlı Devleti’ne katılmayı kabul etmişlerdir. Almanların baskıları sebebiyle Vehip Paşa istifa edince doğu cephesi yeniden düzenlenmiş ve 29 Haziran’da VI. Ordu lağvedilerek XIII. Kolordu haline getirilmiştir.

Yakup Şevki Paşanın kumandasında olan Şark Ordular Grubu, silah, mühimmat, teçhizat ve iaşe yönün­den oldukça zengin durumdadır. Ancak giderek savaşın aleyhte geliştiğini gören  Harbiye Nezareti, 21 Ekim ’de verdiği emirle, Brest-Litovski Anlaşması haricinde Türk askerinin kontrolü altına alınmış olan bölgelerden geri çekilme emri vermiştir. Osmanlı Devleti’nin bu  kararının arkasında mecburi olarak talep edilecek mütareke sonrasında en azından Elviye-i Selase’yi Osmanlı Devleti hakimiyeti altında tutmak vardır. Plebisit sonucu da bu hakkı vermektedir. Ancak İtilaf Devletleri’nin bu sonucu görmezden gelecekleri kısa süre sonra belli olacaktır’de sayılı kanunla da, Şark Orduları Grup Komutanlığı lağvedilerek, Doğu Cephesi VI. ve IX. Ordu olarak yeniden düzenlenmiştir. Yakup Şevki Paşa, bu düzenle­meyle bütün Kafkasya’dan ve tahliyelerden sorumlu hale gelmiştir. Yakup Şevki Paşa, Nahçıvan, Ahıska, Ahılkelek, Gümrü ve Ka­rakilise’nin tahliye edileceğini bölge halkına duyururken, ilgili mülkü ve askerî erkânı da uyarmış ve tahliye sonrasında Ermenilere karşı Müslüman halkın korunması için gerekli tedbirlerin alınmasına gayret sarf etmiştir. Osmanlı Devleti 30 Ekim ’de Mondros Mütarekesi’ni kabul ettiğinde,   askerî birlikleri Kafkasya’da Petrovska’dan (Dağıstan) Bakû’ye, Karabağ, Hoy ve Dilman’a, Ser­da­rabad, Gümrü ve Tebriz’e kadar geniş bir sahada hakim vaziyettedir. Yakup Şevki Paşa,  5 Aralık ’e kadar altı hafta gibi kısa bir süre­de bu bölgelerdeki askerî birlikleri, silah ve mühimmatı tahliye ettirirken, bölgedeki halkı da millî şuralar kurmaya teşvik etmiştir. Fakat İtilaf Devletleri, Mondros Mütarekesi’nin II. Maddesi gereğince, herhangi bir asa­yişsizlik ortamı olmamasına rağmen 11 Kasım ’te Evliye-i Selase’nin de tahliye edilmesini istemişlerdir. Üstelik de, Ocak ’a kadar tahliyelerin sona ermesi gerekmektedir. Bölge halkının ve Yakup Şevki Paşa’nın Evliye-i Selase’nin tahliyesini durdurmak için yaptıkları sayısız teşebbüs ve müracaat hiç bir sonuç vermemiştir. Yakup Şevki Paşa, bölge halkına şuralar kurdurup, millî müdafaa tertibatları aldırırken, gayet gizli olarak silah ve teçhizat yardımı da temin etmeye çalışmıştır. Gerekli güvenlik tedbirlerini mümkün olduğu kadar temin ettikten sonra tahliyeleri tamamla­yarak 10 Ocak ’da Erzurum’a geçmiştir. Buradan Kars’taki Şura çalışmalarını takip ve teşvik etmiş, ordudan talep edilenleri karşılamaya çalışmıştır. Aynı teşvik ve yardımları Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti için de yapmıştır. Yakup Şevki Paşa, bütün bu faaliyetlerini son derece gizli yürütmesine rağmen, General Milne bölgedeki Ermenilerden aldığı istihbaratlar sonucunda, görevden alınmasını istemiştir. İngiltere Savunma Bakanlığı daha 3 Ocak ’da İstanbul, Bağdat ve Kahire’deki İngiliz Başkumandanlıklarına mütarekeyi ihlal eden kumandanların tutuklanması emrini vermiştir. Bu emirde Kafkasya bölgesinde geri çekilen Türk birlikleriyle Ermenilere ait olduğu iddia edilen gıda ve hububat stoklarını Erzurum’a naklettirmiş olan Türk kumandanlarının da yakalanıp cezalandırılması funduszeue.info amaçla Batum başta olmak üzere belli bölgelerde sıkıyönetim mahkemeleri kurulması da istenmekte olup,Yakup Şevki Paşa da yargılanması  istenen  kumandanlar arasındadır Ocak ’da yine İngiliz Savunma Bakanlığından İstanbul,Kahire ve Bağdad’daki İngiliz işgal kuvvetlerine çekilen telgrafta Yakup Şevki Paşa ile birlikte Nuri Paşa,Mürsel Bey,Nihat Paşa,Ali İhsan Paşa,Fahri Paşa,Galip Paşa,ve Tevfik Paşaların isimleri de yargılanması istenenler arasındadır. Bu baskılar sebebiyle İstanbul’a çağrılan Yakup Şevki Paşa emri geciktirmeye çalışırken, IX. Ordu, XV. Kolorduya dönüştürülmüş ve kumandanlığında da Kazım Karabekir Paşa atanmıştır. Yakup Şevki Paşanın aynı günlerde sağlığı ciddi olarak bozulmuş olup, gözlerinden çok  rahatsızdıfunduszeue.info O yine de dönüşünü mümkün olduğu kadar geciktirerek Elviye-i selase bölgesinde başlamış olan teşkilatlanma çabalarının destek vermeye çalışmaktadıfunduszeue.info esnada Kars telsiz Telgraf sisteminin tahribinden dolayı da suçlanmaya başlamıştıfunduszeue.infol Milne 5 Nisan ’da Yakup Şevki Paşanın İstanbul’a döndürülmesi hususunda oldukça sert bir nota vermişfunduszeue.info gelişmelerden haberdar olan Yakup Şevki Paşa devleti daha fazla zor durumda bırakmamak için 14 Nisan’da Erzurum’dan hareket etmişfunduszeue.info esnada gerek sağlık sorunları sebebiyle gerekse de İngilizlerin takibinden kurtulmak için Harbiye Nezaretinden tedavisi için destek istemiştir. Bu şartlar altında Yakup Şevki Paşa yanında yaveri sadık Atak ile 26 Nisan ’da İstanbul’a vasıl olmuşfunduszeue.infoul’a gelir gelmez da Ali İhsan Sabis gibi tutuklanmak istemediği için daha önceden kararlaştırıldığı gibi Haydarpaşa Numune hastanesinde tedavi ve müşahede altına alınmıştır. Harbiye Nezareti Yakup Şevki Paşanın rahatsızlığını heyet raporuyla birlikte General Milne’ye de göndermişfunduszeue.info İngilizlerin ısrarıyla yine de 7 Mayıs ’da Yakup Şevki Paşa Bir İngiliz yüzbaşı tarafından hasta odasında sorgulamaya maruz kalmıştıfunduszeue.info sorguda Evliye-i Selase bölgesindeki teşkilatlanmalar hususunda ciddi suçlamalara maruz kalmış olsa da, o günün şartları sebebiyle hepsini reddetmiştir Hastaneden çıktıktan sonra da Yakup Şev­ki Paşa,  bir taraftan Millî Mücadele taraftarlarının gizli toplantıla­rına iştirak ederken, bir taraftan da kendi tespit ve gözlemlerini rapor hâline getirmiştir. Haziran ’da Harbiye Nazırı Şevket Turgut Pa­şa’ya, Temmuz’da da Sultan VI. Mehmet Vahdettin’e Osmanlı Dev­leti’nin nasıl kurtulabileceği ile ilgili fikir ve müşahedelerini yan­sıtan birer layiha göndermiş; Fakat bir sonuç alamamıştır. 26 Eylül ’da da çok geniş muhtevalı yeni bir layihayı tekrar Harbiye Nezaretine sunarak, düşüncelerini ifade etmeye çalışmıştır. Bütün bu layihalarının ge­nel bir özetini yapan başka bir layihayı da 25 Aralık ’da He­yet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal Paşaya göndermiştir. Yakup Şevki Paşa, Sultan VI. Mehmet Vahdettin’e gönderdi­ği layihada, açıkça Millî Mücadele’nin desteklenmesini tavsiye ederek, yalnız devlet siyasetiyle işgalden kurtulmanın mümkün olma­dığını ifade edecek kadar cesur yöntemler önermiştir.

16 Mart ’de İstanbul resmen işgal edilince, Yakup Şevki Paşa son bir teşebbüste bulunarak, Temsil Heyeti ile Damat Ferit Paşa arasında irtibat tesis etmeye çalışmıştır. Nurettin Paşa ve Çürük­sulu Kazım Paşa’nın da katıldığı bu teşebbüsten bir sonuç alına­mamıştır. 5 Mayıs ’ye kadar taraflar arasında iki telgraf teati edil­dikten sonra, irtibat birden bire kopmuştur. Mustafa Kemal Paşanın Nutuk’ta açıkça ifade ettiği üzere aslında bu teşebbüsün arkasında İstanbul Hüküme­ti’nin varlığından şüphe edilmiştir ki, bu doğru olmayıp, tamamıyla Yakup Şevki ve Nurettin Paşaların samimi duygularından kaynaklanmış bir teşebbüstür. Bu son gelişmeler, İngilizlerin Yakup Şevki Paşa hakkındaki hükmünü kesin­leştirmiştir. Anadolu’ya geçme hazırlıkları yaparken 29 Mayıs ge­cesi tutuklanmış ve Arapyan Hanı’nda 45 gün kadar hapis yattıktan sonra 13 Temmuz ’de de beş kişilik bir grupla Malta’ya sürgün edilmiştir. Ya­kup Şevki Paşa ve beraberindeki diğer Malta Sürgünleri, ancak Sakarya galibiyetinden sonra yurda dönebilmişlerdir. Yakup Şevki Paşa, İnebolu’da yapılan esir mübadelesinden sonra, uzun bir süredir görmediği ailesini dahi ziyaret etmeden Ankara’ya gitmiştir. Bilfiil cephede görev almak istemiştir. Mustafa Ke­mal Paşa ile görüştükten sonra, Garp Cephesi’nde İsmet Paşa’ya bağlı olan II. Ordu Kumandanlığına atanmıştır. Kıdem ve yaş olarak daha büyük olmasına rağmen, İsmet Paşanın emrinde görev yapmayı hiç gurur meselesi yapmadan, yeni teşkil edilmiş olan II. Ordu­nun ikmal ve teçhizine başlamıştır. Sakarya galibiyeti sonrasında ordu moral olarak iyi bir du­rumdadır; Yakup Şevki Paşa, 26 Ağustos ’de gerçekleştirilen Büyük Taarruz’un tarihinin tespitinde etkili olurken, Yunanlıları yanıltıp II. Ordu karşısına top­layarak funduszeue.info’nun taarruzun ilk gününden itibaren başarı kazan­masında etkin rol oynamıştır. İzmir’in kurtarılmasından sonra Boğazlar bölgesi çevirme harekâtını üstlenmiştir. Mudanya’da mütareke görüşmeleri devam ederken, tarafsız bölgede, işgal kuvvetlerine karşı en küçük bir taviz vermeden, II. Ordu birliklerinin ilerlemesini temin etmiştir. Yakup Şevki Paşa ile General. Harrington’un bu hususta sağduyulu davranmaları sonucunda yeniden savaşın başlamasına fırsat verilmemiş ve 11 Ekim ’de Mudanya Mü­tarekesi imzalanmıştır. Mütareke sonrasında Yakup Şevki Paşanın hastalığının iyice arttığını gören Musta­fa Kemal, TL harcırahla 4 Aralık ’de Viyana’ya göndermiştir. Ya­kup Şevki Paşa, gözlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya ol­duğu için bu kararı kabul etmiştir. 6 Temmuz ’te de, tedavide çok gecikmiş olduğu için iyi bir sonuç alamamış hâlde İstanbul’a dönmüştür. Yakup Şevki Paşa yurt dışı tedavi giderleri için almış olduğu harcırahtan arta kalan bölümünü Millî Müdafaa Vekâleti’ne iade ederek örnek bir davranış sergilemiştir. Yakup Şevki Paşa bütün hayatı boyunca ideal bir insan ola­rak yaşamıştır. Galiçya’da ziyaretine gelen Ahmet Emin (Yalman) onun için şu ifadelere yer vermiştir; “&#;bir de baktım ki, kumandan çok sade, çok mütevazı, çok candan bir adam: insana efsanelerde yaşayan fedakâr, feragatli kahramanları hatırlatacak bir hava var. Fakat kendisinden bahse­dilmesine vazife diye yaptığı işlerin bir iftihar vesilesi gibi ortaya konulmasına hiç tahammülü yok”. 1 Eylül ’te yeniden teşkil edilen Askerî Şura üyeliğine atanmış, ölümüne kadar buradaki görevine devam etmiştir. Askerî Şura toplantılarından birine katılmak için geldiğinde, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, Ankara’da­ çalışmasını teklif etmiştir. Ancak hiçbir zaman siyasete girmek istemeyen Yakup Şevki Paşa, bu teklifi kabul etmemiştir. Yakup Şevki Paşa Doğu Anadolu’da mütareke sonrası teşkilatlanma sürecini tamamlayabilmek için tedavisini geciktirmiş olduğu için hayatının son günlerini görme becerisini bütünüyle kaybetmiş olarak geçirmiştir.  20 Aralık ’da da kalbinden rahatsızlana­rak 63 yaşında vefat etmiştir. Ölüm sebebi “anjin dö Puatrin” olarak teşhis edilmiştir. Cenazesi, askerî merasimle Karacaahmet Mezarlı­ğına götürülerek aile kabristanına defnedilmiştir. yılında da mezarı, Ankara’daki Devlet Mezarlığına nakledilmiştir. Ölümü sebebiyle yazılan; “Her bulunduğu işte usanmaz sâyinin yüksek muvaffakiyetleri ile teveccühünü gören Yakup Şevki, sarsılmaz bir iradenin, yanıl­maz bir çalışkanlığın ve bilhassa dürüstlük ve faziletin timsali idi” sözleri, karakterinin ana hatlarını çizmektedir.

Selma YEL

KAYNAKÇA

BOLAYIR, Enver, Talat Paşa’nın Hatıraları, İstanbul

“Kafkas Harekatı ”, Türk-Kafkas Sınırındaki Harplerin Tarihi, Ankara

TANSU, Samih Nafiz, İki Devrin Perde Arkası, İstanbul

YAROSİMOS, Stefanos, Türk Sovyet İlişkileri, Ekim Devriminden Millî Mücadeleye, İstanbul

YEL, Selma, “Boğazlar Bölgesi Çevirme Harekâtı”, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, S 1,

YEL, Selma, “İstiklâl Savaşı’nda Büyük Taarruz’un Tarihinin Tespitinin Perde Arkası”, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, Altıncı Uluslararası Atatürk Kongresi, Kasım , Cilt I, Ankara

YEL, Selma, “Malta Sürgünlerinin Mübadele Edilmesi”, Askerî Tarih Bülteni, S 35,

YEL, Selma, Yakup Şevki ve Askeri Faaliyetleri, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara

25/06/ tarihinde funduszeue.info adresinden erişilmiştir

Görüntülenme Sayısı

Subaşı Nedir, Subaşı Ne Anlama Geliyor

İlk defa duyduğumuz Subaşı gibi kelimelerin anlamlarını öğrenme güdüsü sonucunda; o kelimenin ne anlama geldiği ister istemez merak ediliyor. Subaşı ne demek; Gündelik yaşamımızda çokça karşımıza çıkan Subaşı ne anlama gelir? Kökeni ilginç olan Subaşı kelimesini ilk defa işiten kişiler Google üzerinden TDK’ya göre Subaşı nedir ? sorusunun cevabını arıyor. Peki, Subaşı ne demek, Subaşı kelimesinin kökeni ne, Subaşı kelimesinin kaç farklı anlamı var, Subaşı sözcüğünün TDK’ye göre anlamı nedir?

subasi-ne-demek, subasi-nedir, subasi-tdk

Subaşı Ne Demek? Subaşı TDK Sözlük Anlamı Nedir?

Subaşı kelimesinin TDK sözlük anlamı; isim,  tarih &#; Şehirlerin güvenlik işlerine bakan görevlilerin başı. Acemi ocaklarında küçük aşamalı subay.  Osmanlılarda kapıkulu süvarileri arasından, savaş zamanı güvenlik işlerine bakmak, barış zamanı da vergi toplamak işleri için ayrılan kimse.  Rumeli&#;de çiftlik kâhyası.

Subaşı kelimesi, günlük hayatta vatandaşların sıklıkla kullandığı kelimelerden bir tanesidir. Dilimizde yer alan Subaşı kelimesi, gerek günlük hayatta, gerekse sosyal medyada kullanılan sözcüklerden birisi olarak öne çıkmaktadır. TDK&#;ya göre çeşitli anlamları olan Subaşı kelimesi, Türkçe’de tek başına ya da farklı cümleler ile beraber kullanılabilir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası