psikoloji bölümü nedir ne işe yarar / Yurtdışında Psikoloji Alanında Kariyer İmkanları

Psikoloji Bölümü Nedir Ne Işe Yarar

psikoloji bölümü nedir ne işe yarar

kaynağı değiştir]

Yapısalcılık yaklaşımı (bilinç psikolojisi ya da strüktüralism)

Bu yaklaşıma göre psikolojinin görevi bilincin ve bilinci oluşturan zihinsel olayların -duyumlar, imajlar, duygular- incelenmesidir. Bu amaçlar doğrultusunda içebakış yöntemi ile bilgi toplanır. İçebakış, deneklere bir uyaran verip onlardan neler hissettiklerini en ince detayına kadar anlatmasını istemeye dayalı bir yöntemdir. Yapısalcılara göre tıpkı su molekülünün atomik bileşenlerine (hidrojen ve oksijen) ayrıştırılması gibi, bilinç de temel bileşenlere ayrıştırılabilir. Acılık-tatlılık, soğukluk-sıcaklık, donukluk-canlılık gibi saf duyumlar bilincin temel bileşenleri olarak kabul edilebilir. Yapısalcılığın iki önemli temsilcisi şunlardır: Wundt ve Titchener. Wundt Almanya'da bir psikoloji laboratuvarı kurmuş, onun öğrencisi olan Tichener ise Wundt'un psikolojiye yaklaşımını ABD'ye taşıyarak Cornell Üniversitesi'nde bir psikoloji laboratuvarı oluşturmuştur. Titchener'dan sonra bu yaklaşım pek fazla yaşamamış olsa da, psikolojinin pozitif bir bilim olarak temellerinin atılmasındaki katkısı açısından bu yaklaşım psikoloji tarihinde önem taşımaktadır.[14]

İşlevselcilik yaklaşımı

20. yüzyılın başlarında ABD'de yapısalcılık yaklaşımı etkisini yitirirken, işlevselcilik yaklaşımı gelişmeye başladı. Yapısalcılığa tepki olarak doğan bu yaklaşıma göre psikolojinin görevi, yalnızca bilincin yapıtaşlarını belirlemek olamaz; asıl görevi bilincin işlevlerini -nasıl çalıştığını ve ne işe yaradığını- incelemek, insan zihninin değişen çevre şartlarına nasıl uyum sağladığıyla ilgilenmektir. İşlevselciliğin bakışından davranış, organizmanın çevresine uyum çabasıdır. İşlevselciler, Charles Darwin’in Evrim Kuramı’ndan etkilenmiş, zihni bedenden ayrıştırılamaz olarak görüp bu ikisi arasındaki ilişkiyi anlamaya odaklanmışlardır. Kuramın başlıca temsilcisi William James'tır. James'a göre bilinç, yapısalcıların iddia ettiği gibi bileşenlerine ayrıştırılabilecek sabit bir yapı değildir; süregiden bir akıştır. Bu yaklaşımın psikolojiye temel katkısı, sadece zihinsel süreçleri değil davranışları da psikolojinin inceleme alanına dahil etmesidir. Ayrıca yapısalcılar içgörü yöntemini uygulamak üzere eğitilemediklerinden, hayvanlar, çocuklar ve zihinsel engelliler üzerinde çalışma yapmazlarken işlevselciler bu gruplar üzerinde de çalışmışlardır.[14] Günümüzde ne yapısalcılık ne de işlevselcilik akımları varlığını sürdürmektedir. Fakat 20. yy.'ın başlarında işlevselciler ve yapısalcılar arasındaki tartışmalar sayesinde çağdaş psikoloji akımlarının ortaya çıkması mümkün olmuştur.

Davranışçılık yaklaşımı

19. yüzyılın sonlarında doğan bu yaklaşımda psikolojinin konusunun ölçülebilen ve gözlenebilen davranışlar olması gerektiği savunulur. Davranış, organizmaların içten ya da dıştan gelen uyarıcılara verdikleri tepkilerdir ve davranışa dair bilgi toplamak için doğa bilimlerinde kullanılan nesnel yöntemlere -deney ve gözleme- başvurmak gerekir. Davranışçılar, organizmaların çeşitli davranışlarının, çevrelerinden gelen ödüllendirme ve cezalandırmalara bağlı olarak nasıl değiştiğini, yeni davranışların nasıl öğrenildiğini veya halihazırdaki davranışlarını nasıl yeni durumlara uyarlandığını inceler. Davranışçılığa göre belirli uyarıcılara maruz kalan her organizma, aynı tepkiyi verir yani bireysel farklılıkların önemi yoktur. Davranışların nedenlerini, organizmanın içsel özelliklerinde değil, içinde bulunduğu çevredeki uyarıcılarda aramak gerekir. Ayrıca bu yaklaşımda, insan ve hayvan davranışlarının aynı öğrenme yasalarına dayandığı iddia edilir. Dolayısıyla hayvan davranışlarını gözleyerek insanlar için de geçerli olan öğrenme yasalarını anlamak mümkündür. Bu ekolün başlıca temsilcileri şunlardır: Watson, Skinner, Pavlov.

Gestalt yaklaşım

1890'larda Almanya'da doğan bu yaklaşımda, psikolojik deneyimi çözümlemeye çalışan yapısalcılığa karşıt bir biçimde, psikolojik deneyimin bir bütün olduğu ve parçalarına ayrıştırılarak incelenemeyeceği görüşü savunulur. Gestalt yaklaşımını benimseyen psikologlara göre, en ilkel ve basit olan psikolojik deneyimler dahi karmaşıktır. Bu karmaşıklığa rağmen, algının gerçekleşmesi temel bazı prensiplere bağlıdır ve psikolojinin hedefi bu temel prensipleri keşfetmektir. Bunun yolu doğal gözlem ve deneydir. Davranışçılardan farkı olarak Gestaltçılar, psikolojide etki-tepki ilişkisine odaklanılmasına karşı çıkmış ve etkinin tepkiye dönüşürken deneyimlenen bilişsel süreçlerin incelenmesini önemsemişlerdir. Gestalt psikolojisinin başlıca temsilcileri şunlardır: Wolfgang Köhler, Max Werthemeir, Kurt Koffka. 1930'larda Almanya'daki Nazi hakimiyeti sırasında Gestaltçıların başlıca temsilcileri ABD'ye göç etmiş, böylelikle bu yaklaşım ABD'de de tanınmıştır. Günümüzde bu yaklaşımdaki temel fikir -zihnin dış uyaranlara doğrudan tepki vermeyip öncelikle onu yorumlayıp anlamlandırdığı fikri- bilişsel psikologların öğrenme, bellek, problem çözme ve hatta psikoterapi hakkındaki fikirlerinde kendini göstermektir.

Psikanalitik yaklaşım

1890'larda doğan bu yaklaşıma göre psikoloji kişilerin bilinçdışı korkularını, isteklerini ve güdülerini ortaya çıkarmayı hedeflemelidir. Sigmund Freud’un klinik gözlemlerine dayanarak geliştirilen bu yaklaşımda normal insan davranışlarını anlamaya değil, anormal davranışları anlamaya odaklanılmıştır. Bu yaklaşım ruhsal hastalıkların tedavisi, kişilik ve gelişim psikolojisi alanlarında etkili olmuştur. Bu yaklaşımda araştırma yöntemi olarak telkin, terapi, hipnoz, rüya yorumu ve biyografi tercih edilir. Bu yaklaşımda bilinçaltı kavramına çok önem verilir. Freud’un kurucusu olduğu bu yaklaşımı devam ettiren ve yenileyen birkaç önemli isim, Alfred Adler ve Carl Gustav Jung' ve Karen Horney olmuştur. Bu üç isim, Freud'un orijinal kuramına pek çok eleştiri getirerek kendi kişilik kuramlarını oluşturmuşlardır. Freud, günümüzde önemli bir popüler kültür figürüdür. Freud'un kuramındaki pek çok kavram - örneğin bilinçdışı, bastıma, rasyonelleştirme...gibi- gündelik dile yerleşmiştir. Buna karşılık, psikanalitik yaklaşımla yapılan bilimsel çalışmalar kısıtlıdır.

Hümanist (insancıl) yaklaşım

20.yy.'ın ortalarında doğan bu yaklaşımda her bir bireyin kendi geleceğine yön vermede özgür olduğunu, geniş bir kişisel gelişim kapasitesine sahip olduğunu, önemli miktarda içsel değere ve kendini gerçekleştirme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekilir. Davranışçılık ve psikanalizdeki determinist tutuma bir tepki olarak doğmuştur. Hümanistlere göre insanlar, çevresel ve içsel faktörlerin esiri değildirler çünkü hür iradeleri, seçme özgürlükleri ve kendi davranışlarını denetleme güçleri vardır. Başlıca temsilcisi Abraham Maslow'dur.

Bilişsel yaklaşım

1950'lerden itibaren gelişip yaygınlaşan bu yaklaşımda insan tepkilerinin çevredeki uyarıcılar karşısında pasif olduğu görüşüne karşı çıkılır ve insan zihni uyarıcıları algılayan, yorumlayan ve anlamlandıran aktif bir varlık olarak kabul edilir. Bilginin insan zihninde nasıl işlemlendiğinin ve depolandığının incelenmesi hedeflenir. Bu amaç doğrultusunda akıl yürütme, tümevarım ve deney ile veri toplanır. Önemli temsilcilerinden biri Jean Piaget'dir.

Biyolojik yaklaşım (davranışsal nörobilim, psikolojik biyoloji)

Bu yaklaşımda davranışların nedenlerini anlayabilmek için organizmanın biyolojik yapısını anlamak gerektiği savunulur. Kişinin öğrenme süreçlerini, kişiliğini, belleğini, güdülerini, duygularını ve problemlerle başa çıkma tekniklerini etkilemek üzere genlerin, hormonlarının ve sinir sisteminin dış çevre unsurları ile nasıl bir etkileşime girdiği incelenir ve bu incelemelerde deneysel yöntem kullanılır.

Sosyokültürel yaklaşım

Kültürel ve etnik benzerlikler ve farklılıkların kültürün üyelerinin zihinsel süreçleri ve davranışları üzerindeki etkisini inceler.

Psikolojide öncü kadınlar[değiştir
Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü 1964 yılında kurulmuştur. İlk mezunlarını 1968 yılında veren bölümde halen lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde öğretim yapılmaktadır. Ülkemizde Türkçe eğitimin verildiği devlet üniversitelerine bağlı psikoloji bölümleri içinde tercih sıralamasında birinci olan Bölümümüz oldukça geniş ve yetkin kadrosu ile amaçları doğrultusunda eğitim ve öğretim programını sürdürmektedir. Bölümümüz, psikolojinin uygulama ve kuramsal alanlarında çalışmak üzere psikolog yetiştirmeyi; üretilen psikoloji bilgisini yaşamın her alanına aktararak var olan sorunların çözümüne katkı yapmayı amaçlamaktadır. Bölümde, alandaki yeni gelişmeler ve ülkemizin ihtiyaçları da gözetilerek evrensel düzeyde bir psikoloji eğitim verilmektedir. Bölümümüzün Lisans Programı, YÖK tarafından yetkilendirilen Türk Psikologlar Derneğinin Akreditasyon Üst Kurulu tarafından 26.01.2026'ya kadar akredite edilmiştir.

 

Bölüm akademik yönden beş uzmanlık dalı halinde örgütlenmiştir:

Deneysel Psikoloji
Deneysel psikoloji, psikolojiyi bir doğa bilimi olarak kabul eder ve bu yüzden psikoloji araştırmalarında kontrollü laboratuvar koşulları altında gerçekleştirilen deneysel çalışmalar aracılığıyla insan ve hayvan davranışlarının temelinde yatan süreçlerle ilgili hipotezleri test eder. Deneysel psikoloji geniş bir yelpazede yer alan çok çeşitli davranışsal süreçleri inceleyen alt uzmanlık/ilgi/çalışma alanlarına sahiptir. Bu ilgi alanları arasında ilk akla gelenler öğrenme psikolojisi; bilişsel psikoloji; fizyolojik psikoloji ve bilişsel süreçler esnasında beyinde meydana gelen değişiklikleri beyin görüntüleme ölçümleri kullanarak inceleyen bilişsel nörobilimdir.

Gelişim Psikolojisi
Doğum öncesinden başlayarak ölüme kadar uzanan yaşam süresinde insan gelişiminin evreleri üzerinde çalışırlar. Gelişim psikologları yaşa bağlı davranış değişikliklerinin tanımlanması, açıklanması ve ölçülmesiyle ilgilenirler. Gelişimdeki evrensel nitelikler, kültürel ve bireysel farklılıklar üzerinde çalışırlar. Lisans ve yüksek lisans mezunu olanlar kreş ve gündüz bakımevlerinde, okulöncesi eğitim veren diğer kurumlarda, hastane ve kliniklerde gelişim psikoloğu olarak çalışabilirler. Huzurevleri ve diğer merkezlerdeki yaşlıların belirlenen hedeflere yönlendirilmeleri, yetiştirme yurdu ve bakımevlerinde ergen ve gençlere uygulanan programların değerlendirilmesi türünde faaliyetleri de yürütürler.

İş ve Örgüt Psikolojisi 
İş ve Örgüt (İ/Ö) Psikolojisi psikolojinin çalışma ile ilgili olan her şeyi kapsayan bir alt dalıdır. İ/Ö Psikolojisi hem bilim üretme hem de üretilen bilgileri uygulamayı içeren bir psikoloji alt dalıdır. İ/Ö Psikolojisi, adından da anlaşılacağı gibi birbirinden ayrılması zor olan iki alanın birleşmesinden oluşmaktadır. İlk alan olan iş psikolojisinde işleri hangi görevlerin yapılması ve hangi yeteneklere sahip olunması gerektiğine göre tanımlamak; nitelikli adayları tanımlamak, seçmek ve eğitmek; çalışan performansını izlemek, değerlendirmek ve çalışana geri bildirim vermek gibi konulara odaklanılır. İkinci alan olan örgüt psikolojisinde ise çalışanın güdülenmesi, çalışanın iş doyumu ve bağlılığının artırılması, etkili liderler yetiştirmek, değişen müşteri istekleri ve teknoloji doğrultusunda örgütlerin yaşadıkları sorunlara çözüm bulmak gibi konular üzerinde durulur. İ/Ö psikologları hem örgütlerde araştırma yapan bilim adamları hem de örgütlerde yaşanan gerçek sorunlara bilimsel çözümler bulan uygulamacılardır.

Klinik Psikoloji
Zihinsel, davranışsal ve duygusal bozukluğu olan bireylerin, yaşadıkları sorun bağlamında psikolojik açıdan değerlendirmelerini yapar, bu kişilere uygulanan psikolojik tedavi süreçlerinin içinde sorumluluk alırlar. Klinik psikologların ilgilendikleri sorunlar, gelişim dönemleriyle ilgili kısa süreli gelişimsel krizlerden (ergenlikteki başkaldırı ve orta yaşta kendilik değerindeki düşme gibi) fobi, depresyon ya da şizofreni gibi daha ağır sorunların tedavisine kadar değişebilmektedir. Pek çok klinik psikolog aynı zamanda bilimsel araştırmalar da yapmaktadır. Araştırma konuları arasında psikolojik tedavilerin etkililiğinde rol oynayan faktörleri belirleme, başarılı yaşlanmayla veya çeşitli davranış bozukluklarıyla ilişkili olan etmenler, fobilerin nasıl geliştiği ya da normal dışı davranışların nedenlerini belirleme gibi konular sayılabilir. Ayrıca bireyi değerlendirmek amacıyla test ya da ölçek uygulama ve yorumlama ile tedavi amaçlı bireysel ya da grup psikoterapisi yapma da klinik psikoloğun önemli görevleri arasındadır.

Sosyal Psikoloji
Sosyal psikologlar insanların birbirleri ile nasıl etkileşime girdikleri ve sosyal çevrelerinden nasıl etkilendikleriyle ilgilenirler. Bireyleri, grupları ve grup davranışını, tutumları, önyargıları ve bunların oluşumu ile değişimini incelerler. Arkadaşlık, ikili ilişkiler, çekicilik ve saldırganlık gibi konular üzerinde araştırma yaparlar. Sosyal psikologlar çoğunlukla akademik ortamlarda çalışırlar. Ancak son yıllarda reklam şirketlerinde, hastanelerde, eğitim kurumlarında, mimarlık ve mühendislik firmalarında ve çeşitli kamu alanlarında araştırmacı-danışman olarak çalışmaktadırlar.

Bölümde deneysel psikoloji, endüstri ve örgüt psikolojisi, gelişim psikolojisi, klinik psikoloji, psikometri ve sosyal psikoloji derslerine ek olarak kültür dersleri okutulmaktadır. Bölüm öğrencileri, özellikle 3. Yıldan itibaren tercihleri doğrultusunda hem kuramsal hem de kısmen uygulama ağırlıklı alt alan dersleri seçebilmektedir. Derslerin yanı sıra, bölümde bulunan araştırma laboratuvarlarında yürütülen projelere dahil olabilen öğrencilerimiz araştırma deneyimi de kazanabilmektedir. Her yıl olanak ve ihtiyaçlar doğrultusunda yüksek lisans ve doktora eğitim programlarının açıldığı Bölümümüz ülkemizdeki psikoloji eğitiminde öncü kurumlardan biridir.

Bölüm öğrencileri, Psikoloji Topluluğu aracılığı ile üniversite içi ve dışı birçok bilimsel ve sosyal etkinlik düzenlenmekte; ulusal ve uluslararası psikoloji öğrencileri ile etkileşim içinde çalışmalar sürdürmektedir. Psikoloji Topluluğu çalışmalarını bölümde öğrencilere tahsis edilen Öğrenci Çalışma Odası’nda sürdürmekte ve bölüme yeni katılan öğrencilerin ortama uyum sağlama süreçlerinde de gerekli rehberliği sağlamaktadır.

 

Bölüm tanıtım videolarımızı ve geçmiş etkinlik kayıtlarımıza Youtube kanalımızdan ulaşabilirsiniz.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası