ölen kişiye ilk gece okunacak dua / FOLKLOR AKADEMİ DERGİSİ Folklore Academy Journal Cilt:1 Sayı e-issn: X - PDF Ücretsiz indirin

Ölen Kişiye Ilk Gece Okunacak Dua

ölen kişiye ilk gece okunacak dua

İKİNCİ BÖLÜM

 

 

KABİR

 

 

Ahiret yolculuğunun korkunç menzillerinden biri de kabir evidir; bu ev her gün şöyle demektedir: “Gurbet evi benim, vahşet evi benim, kurt (böcek) evi benim!”

Bu menzilin çok çetin durakları, korkunç ve ürkütücü yerleri vardır . Biz burada bir kaç durağa değiniyoruz:

Birinci Durak: Kabir Vahşeti

“Men la Yahzuruh’ul--Fakih” kitabında şöyle nakledilmiştir:

“Ölüyü kabrin yakınına götürdüklerinde hemen onu kabre sokmasınlar; çünkü kabrin büyük vahşeti vardır . Ölüyü taşıyan, ölümden sonraki anın korku ve vahşetinden Allah’a sığınmalıdır. Cenazeyi kabrin yanına bırakmalı, ölünün kabre girmeye hazırlığı olması için biraz sabretmeli, sonra biraz daha kabre yaklaştırmalı, yine biraz sabretmeli, daha sonra onu kabre bırakmalıdır.”

Meşhur Allame-i Meclisinin babası (Birinci Meclisi), bu hadisin şerhinde şöyle buyurmuştur:

“Gerçi ruh bedenden çıkmış ve hayvani ruh da ölmüştür. Ama nefs-i natika diridir, onun bedenle olan ilişkisi tamamıyla kesilmemiştir; kabir sıkması korkusu, Nekir ve Münker’in sorgu suali, Ruman-i Fettan’ın (kabir ehlini sınava tabi tutan iki melek) gelmesi ve Berzah azabı endişesi vardır”

Hasen olan bir rivayette Yunus’tan şöyle nakledilmiştir:

İmam Musa Kazım (a.s)’dan öyle bir hadis duymuşumdur ki, hangi evde o hadisi hatırlasam, o ev, o genişliğine rağmen bana daralıyor. O hadis şudur; İmam Kazım (a.s) buyurdular ki:

“Cenazeyi kabrin kenarına götürdüğünde (hemencecik onu kabre bırakma), Nekir ve Münker’in sorgu sualine hazırlığı olması için biraz sabret.”

Meşhur ashapdan olan Burra bin Azib’den şöyle rivayet edilmiştir: “Biz Resulullah (s.a.a)’in huzurunda toplanmıştık, Bu sırada Hazret'in gözü, bir mahallede toplanan halka ilişti.”Halk ne için toplanmıştır?”diye sordular. Cevaben; “Toplanıp kabir kazıyorlar.” dediler.

Burra diyor ki: “Resulullah (s.a.a) kabir ismini duyur duymaz onlara doğru hareket etti. Kabrin yanına varınca, diz üstü kabrin kenarında oturdu. Ben, Hazret'in ne yaptığına iyice bakmak için karşı tarafa geçtim, ağladığını ve gözlerinin yaşlarıyla toprağın ıslandığını gördüm, daha sonra bize dönerek şöyle buyurdular:

“Kardeşlerim! böyle bir yer için azık toplayın, hazırlanın.”

Şeyh Behai şöyle naklediyor:

Hükemadan bazılarının ölüm anında ah çekerek hasret duydukları görülmüştür. Bundan dolayı; “Bu ne durumdur?”denilince, şöyle cevap vermişler: “Azıksız olarak uzun bir yolculuğa çıkan, munisi olmaksızın korkunç bir kabre koyulan ve hüccetsiz olarak da adaletli bir hakimin yanına giden bir kimse hakkında ne düşünüyorsunuz?!”

Kutb-u Ravendi de şöyle rivayet ediyor:

“Hz. İsa (a.s) annesi Meryem öldükten sonra ona seslenerek şöyle dedi: “Ey anne! Benimle konuş; acaba dünyaya dönmek istiyor musun?”

Annesi cevaben şöyle dedi: “Evet, çünkü çok soğuk gecede Allah için namaz kılmak ve çok sıcak günde de oruç tutmak istiyorum. Ey yavrum! Bu yol, çok korkunç bir yoldur.”

Nakledildiğine göre Hz. Fatıma (a.s), Emir’ul--Muminin (a.s)’a vasiyetinde şöyle demiştir:

“Ben vefat ettiğimde bana gusül ver, beni kefenle, bana namaz kıl, beni kabre bırak, üzerime toprak dök, benim baş ucumda yüzüme taraf otur, bana çok Kur’an ve dua oku; çünkü o saat öyle bir saattir ki, ölü diriyle ünsiyet etmeye muhtaçtır.”

Seyyid bin Tavus, Resulullah (s.a.a)’den şöyle buyurduğunun rivayet ediyor:

“Ölü için kabre bırakıldığı ilk geceden daha çetin bir saat yoktur. Öyleyse sadaka vermekle ölülerinize merhamet edin; sadaka verecek bir şey bulamadığınız takdirde iki rekat namaz kılın; birinci rekatta Fatiha’dan sonra iki defa “İhlas” suresini okuyun; ikinci rekatta ise Fatiha’dan sonra, on defa “Tekasür” suresini okuyun; selam verdikten sonra da şöyle deyin: “Allahumme salli ala Muhammed’in ve âl-i Muhammed veb’as savabeha ila kabri zalik’el-meyyit fulan bin fulan” (Allah’ım, Muhammed ve âline salat eyle ve namazın sevabını, filan oğlu filan ölünün kabrine ulaştır.”

Allah Teala o anda, bin meleği o kabre doğru gönderir, her melekle bir giysi gönderir, sura üflenen güne (kıyamet gününe) dek onun kabrinin darlığını genişletir,namaz kılana, güneşin kendisine doğduğu bütün varlıkların sayısınca sevap yazılır ve kırk derece makamı yükselir.”

Başka bir namaz

Ölünün kabre bırakıldığı ilk gece, vahşetin giderilmesi için (sahih bir rivayete göre), iki rekat namaz kılınmalıdır. Birinci rekatta Hamd suresi ve Ayet’el-kürsü okunur, ikinci rekatta ise Hamd suresi ve on defa da İnna enzelnah (Kadir) suresi okunur; selam verildiğinde de şöyle denilmelidir: “Allahumme salli ala Muhammed’in ve Âl-i Muhammed veb’as sevabeha ila kabri fulan.” (Fulan kelimesi yerine ölünün ismi söylenmelidir.)

Bir hikaye

Bizim şeyhimiz sikat’ül- İslam Nuri (Allah kabrini nurlandırsın), “Dar’us- Selam” kitabında, fazilet ve yücelikler madeni olan kendi şeyhi Hacı Molla Fethali Sultan Abadi’den (Allah mezarını güzel kokuyla doldursun) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

“Benim adet ve metodum şöyle idi; Ehl-i Beyt dostlarından kimin ölüm haberini duysaydım, defnedildiği gece, onu tanısam da, tanımasam da iki rekat namaz onun için kılardım. Hiç kimse benim bu adetimden haberdar değildi. Nihayet günlerin birinde dostlardan biri, beni bir yolda mülakat ederek şöyle dedi:

Bu günlerde ölen filan şahsı rüyamda gördüm, öldükten sonra başından neler geçtiğini ve halinin nasıl olduğunu sordum. Şöyle cevap verdi: Ben sıkıntı içerisinde ve zor bir durumda idim, azaba tabi tutulacaktım, fakat filan adamın- sizin isminizi söyledi- (benim için) kıldığı iki rekat namaz beni azaptan kurtardı; Allah o adamın babasına rahmet etsin, bu ihsan o adamdan taraf bana yetişti.”

Merhum hacı molla Fethali şöyle ekliyor:

Bu sırada o adam -rüyasında ölen şahsi gören- benden; “O namaz nasıl bir namaz idi?” diye sordu. Ben de böylece, sürekli ölüler için kıldığım namaz metodunu o adama söylemiş oldum.

Yine kabir vahşeti için yararı olan amellerden biri de, namazın rükusunu kâmil bir şekilde yapmaktır. Nitekim İmam Muhammed Bakır (a.s)’dan şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

“Rükuu kâmil bir şekilde yapan, kabir vahşetine uğramaz.”

Yine rivayette geçtiğine göre;

“Kim, her gün için yüz defa; “La ilahe illellah’ul--melik’ul--mubin” derse, hayatta olduğu müddetçe fakirlikten emanda kalır, kabir vahşetinden korunur, zengini kendi taraf çeker, cennet kapıları ise (onun için) açılmış olur.”

“Yine her kim, uyumadan önce Yasin suresini okursa veya her kim “Leyt’ur-Reğaib” namazını kılarsa, kabir vahşetinden korunmuş olur.” (Bu namazı, faziletleriyle birlikte Mefatih’ul--Cinan kitabında Recep ayının amelleri bölümünde naklettim. )

Yine şöyle bir rivayet nakl olunmuştur:

“Kim, Şaban ayından on iki gün oruç tutarsa, Sura üfleninceye dek yetmiş bin melek onu kabirde ziyaret ederler.”

Ebu Said-i Hudri’den şöyle dediği nakledilmiştir: “Hz. Resulullah (s.a.a)’den, Hz. Ali’ye şöyle buyurduğunu duydum:

“Ya Ali! Hoşnut ol; müjde ver. Zira senin şiilerin için ölüm anında bir hasret, kabirde bir korku ve haşır günü bir üzüntü yoktur”

İkinci durak kabrin insanı sıkıştırmasıdır

Bu durak o kadar çetindir ki, onu tasavvur etmek bile dünyayı insana daraltıyor.

Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:

“Ey Allah’ın kulları! Ölümden sonraki merhaleler, bağışlanmayan kimse için ölümden daha şiddetlidir; o da kabirdir. Öyleyse onun darlığından, karanlığından ve gurbetinden sakının. Şüphesiz kabir her gün için şöyle diyor: ‘Gurbet evi benim, vahşet evi benim, kurt (böcekler) evi benim.’ Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçedir veya ateş çukurlarından bir çukurdur.”

Sözünün devamında da şöyle buyurdular: “Allah’ın, düşmanlarını kendinden sakındırdığı zor ve sıkıntılı yaşam kabir azabıdır. Allah Teala kabirde kafire doksan dokuz ejderha musallat kılmaktadır; bu ejderhalar, kıyamet gününe dek onu ısırır ve kemiklerini kırar. Eğer o ejderhalardan biri, yeryüzüne üflerse, yeryüzünde artık ekin bitmez! Ey Allah’ın kulları! Sizin nefisleriniz (canlarınız) zayıf, bedenleriniz yumuşak (güçsüz) ve incedir; ondan pek azı bile onlar için yeterlidir; can ve bedenleriniz bu azaba karşı çok güçsüzdürler.”

Bir rivayete göre İmam Sadık (a.s), gecenin son saatlerinde uykudan kalktığında, sesini ev halkı duyacak bir şekilde yükselterek şöyle buyuruyordu:

“Allahumme einni ala hevl’il-muttalii ve vessa aleyye zayk’al- mazce’i ve’r- zukni hayre ma ba’d’el- mevti.”

Tercümesi:

“Allah’ım, ölümden sonraki aşamaların vahşeti için bana yardım et, kabrin darlığını bana genişlet, ölümden önceki ve ölümden sonraki hayırları bana nasip et.”

Yine İmam Sadık (a.s) şöyle dua ediyordu:

“Allahumme barik li fi’l-mevti; Allahumme ainni ala sekarat’il-mevti; Allahumme ainni ala gammi’il- kabri; Allahumme ainni ala zayk’il-kabri; Allahumme ainni ala zulmet’il-kabri; Allahumme ainni ala vahşet’il-kabri; Allahumme zevvicni min’el-hur’il-ayn.”

Tercümesi:

“Allah’ım, ölümde benim için bereket ver; Allah’ım, ölüm sekaratı için bana yardımda bulun; Allah’ım, kabir gamı için bana yardımcı ol; Allah’ım, kabir sıkıştırması hususunda bana yardım et; Allah’ım, kabir karanlığı için yardımını benden esirgeme; Allah’ım, kabir vahşeti için bana yardımda bulun; Allah’ım, beni hur’il-ayn ile evlendir.”

Bil ki, kabir azabı genellikle idrardan kaçınmamak ve onu önemsemezlikten gelmek, söz taşımak, gıybet yapmak ve erkeğin ailesinden uzak kalmasından dolayıdır.

Sa’d bin Muaz’ın rivayetinden de anlaşıldığına göre, erkeğin kendi ailesine karşı kötü ve sert davranması kabir sıkıştırmasına (azabına) sebep olur.

İmam Sadık (a.s)’dan nakl edilen bir rivayette de şöyle geçmektedir:

“Kendisi için kabir sıkıştırması (azabı) olmayan hiçbir mümin yoktur.”

Diğer bir rivayette de şöyle geçmektedir:

“Kabir sıkıştırması, müminin zayi ettiği nimetin kefaresidir.”

Şeyh Saduk (r.a) İmam Sadık (a.s)’dan şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“Yahudi alimlerinden birini kabre koydular (sorgu sual için gelen melekler) ona şöyle dediler: “Biz Allah’ın azabından yüz kırbaç sana vuracağız.” Yahudi alimi; “Benim buna takatim yoktur (dayanamam)” dedi.

Melekler onun rica etmesi üzerine, onu dövmeyi bir kırbaça indirdiler ve “Bu bir kırbaçtan kurtuluş yoktur, mutlaka bir kırbaç sana vurulmalıdır.”dediler. Yahudi alimi; “Niçin beni döveceksiniz?”dediğinde melekler; “Bir gün abdestsiz olarak namaz kıldığın ve bir fakirin yanından geçerek ona yardımda bulunmadığından dolayı” dediler. Sonra Allah’ın azabından bir kırbaç ona vurdular, derken kabri ateşle doldu.”

Yine Şeyh Saduk (r.a) İmam Sadık (a.s)’dan şöyle rivayet etmektedir:

“Kim, bir mümin kardeşinin kendisinden istediği bir ihtiyacı karşılamaya gücü yettiği halde onu karşılamazsa, ister bağışlanmış olsun, ister azaba uğrayacak olsun, Allah Teala, kabirde sürekli olarak (başka bir rivayete göre, kıyamete dek) onun tırnaklarını ısıran bir yılanı ona musallat kılar.”

Kabir sıkıştırmasından kurtulmaya sebep olan şeyler ise şunlardır

Kabir azabı ve sıkıştırmasından kurtulmaya sebep olan şeyler çoktur. Biz onlardan bir kaç tanesini zikretmekle yetiniyoruz:

1- Hz. Ali (a.s)’dan rivayet olduğuna göre;

“Kim her Cuma günü “Nisa” suresini okursa, kabir sıkıştırmasından güvende kalır.”

2- Yine rivayet olduğuna göre; “Kim sürekli olarak “Zuhruf” suresini okursa, Allah Teala onu kabirde, böcekler ve kabir sıkıştırmasından emanda kılar.”

3- Rivayet olunmuştur ki:

“Kim, farz ve müstahap namazlarda “Kalem” suresini okursa, Allah Teala onu kabir sıkıştırmasından korur.”

4- İmam Sadık (a.s)’dan şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

 “Kim Perşembe günü öğle vaktiyle Cuma günü öğle vakti arasında ölürse, Hak Teala (c.c) onu kabir sıkıştırmasından kurtarır.”

5- İmam Rıza (a.s)’dan şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“Gece namazını kaçırmayın; zira kim gece (uykudan) kalkıp da sekiz rekat Gece namazı, iki rekat “Şef’” namazı, bir rekat da, kunutta yetmiş defa esteğfirullah demek üzere “Vitir” namazını kılarsa, kabir azabından kurtulur, cehennem azabından korunur, ömrü uzar ve maişeti genişler.”

6- Resulullah (s.a.a)’ten şöyle nakledilmiştir:

“Kim, “Tekasür” suresini uyuduğu zaman okursa, kabir azabından korunmuş olur.”

7- Kim her gün on defa şu duayı okursa, kabir azabından korunmuş olur:

“A’dettu likullu hevlin la ilahe illellahu”

Bu dua birinci bölümde de geçti.

8- “Kim Necef- i Eşref’de defnedilmiş olursa, o türbe- i şerifin özelliği dolayısıyla kabir azabı ve Nekir Münker’in sorgu suali o anda defnedilen kimseden kaldırılmış olur.”

9- Kabir azabının kalkmasına sebep olan şeylerden biri de, ölünün kenarına iki yaş çubuğun bırakılmasıdır. Nakledilen rivayete göre, o çubuk yaş olduğu sürece kabir azabı ölüden kalkmış olur.

Yine şöyle bir rivayet nakledilmiştir:

“Bir gün Resulullah (s.a.a) bir kabrin kenarından geçerken o kabrin sahibinin azap edildiğini görüyor, bunun üzerine bir çubuk istiyor; o çubuğu yarıdan kırarak ikiye ayırıyor, onlardan birisini mezarın baş ucuna, diğerini de ayak ucuna sokuyor.”

Kabrin üzerine su serpmek de, nakledilen rivayete göre kabrin toprağı yaş olduğu sürece ölüden kabir azabı kaldırılmış oluyor.

Kim Recep ayının ilk gününde, her rekatta bir defa Hamd, üç defa da Tevhid (İhlas) suresini okumak üzere on rekat namaz kılarsa, kabir sıkıştırması ve kıyamet gününün azabından korunmuş olur. Recep ayının ilk gecesinde, akşam namazı kıldıktan sonra, Hamd ve Tevhid sureleriyle yirmi rekat namaz kılmak, kabir azabının yok olması için faydalıdır.

Kim Recep ayından dört gün veya Şaban ayından oniki gün oruç tutarsa, kabir azabından korunmuş olur.

Kabir azabından kurtulmaya sebep olan şeylerden biri de ölünün başı ucunda “Mülk” suresini okumaktır. Nitekim Kutb- i Ravendi İbn- i Abbas’tan şöyle nakletmiştir: Bir adam bir kabrin karşısında çadır kurup oturdu, orada herhangi bir kabrin olmasından haberi olmaksızın “Mülk” suresini okumaya başladı. Aniden; “Bu sure münciyedir (kurtarıcıdır)” diye bir ses duydu. Bu sözü Resulullah’a ilettiğinde Hazret;

“Evet bu sure kabir azabından kurtarıcıdır.” buyurdular.

Şeyh Kuleyni, İmam Muhammed Bakır (a.s)’dan şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Mülk suresi, önleyicidir; kabir azabını önlemektedir.”

Daavat-i Ravendi’den Hz. Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“Kim, bir ölü defnedildiğinde onun kabri yanında üç defa; “Allahumme inni es’eluke bihakki Muhammed’in ve Âl- i Muhammed en la tuazzibe haze’l- meyyit.” (Allah’ım, Muhammed ve Âl- i Muhammed’in hakkı hürmetine bu ölüyü azaba tabi tutma) derse, Allah Teala sura üflenene dek azabı ondan kaldırır.”

Şeyh Tusi, “Misbah’ul-- Müteheccid”de Resulullah (s.a.a)’dan şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“Kim Cuma akşamı iki rekat namaz kılarak her rekatta Hamd'dan sonra on beş defa “Zilzal” suresini okursa, Allah Teala onu kabir azabı ve kıyamet gününün vahşetinden emin kılar.”

Kabir azabının kalkması için faydalı olan şeylerden biri de, Recep ayının ortasındaki gecede otuz rekat namaz kılmaktır; şöyle ki her rekatta bir defa Hamd, on defa da Tevhid suresi okunur.

Recep ayının on altı ve on yedinci gecelerinde namaz kılmak da aynı özelliğe sahiptir.

Yine Şaban ayının ilk gecesinde yüz rekat namaz kılmak da mezkur özelliğe sahiptir; şöyle ki, her rekatta Hamd ve Tevhid sureleri okunur, ikişer-ikişer kılınan yüz rekat namaz kılındıktan sonra elli defa Tevhid (İhlas) suresi okunur.

 Yine Şaban ayının yirmi dördüncü gecesinde, her rekatta Hamd’tan sonra on defa Nasr suresi okunarak iki rekat namaz kılmak da mezkur özelliğe sahiptir. Yine Recep ayının yarısında, yüz rekat Aşura gecesi namazı gibi Hamd, Tevhid, Felak ve Nas sureleriyle elli rekat namaz kılmak da kabir azabının kalkması için faydalıdır.

Üçüncü durak Nekir ve Münker’in kabirde sorgu sualidir

İmam Sadık (a.s)’dan şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:

 “Şu üç şeyi inkar eden, bizim şiimiz değildir: Miracı, kabirde, sorgu suali ve şefaati.”

Nakledilen rivayete göre o iki melek (Nekir ve Münker) korkunç bir şekilde gelirler, sesleri gök gürültüsü, gözleri ise göz kamaştıran şimşek gibidir; “Rabbin kimdir, peygamberin kimdir, dinin nedir ve İmamın kimdir?”diye soru sorarlar. O anda ölünün cevap vermesi çok zor olduğundan dolayı yardıma muhtaçtır; işte bundan dolayı iki yerde ölüye telkin vermeyi tavsiye etmişlerdir. Bu yerlerden biri, ölüyü kabre bıraktıkları zaman, bir adam sağ eliyle ölünün sağ omzundan, sol eliyle de onun sol omuzundan tutup ona telkin vermektir.

Diğer yer ise ölüyü defnettiklerinde, onun velisi, yani ölünün en yakın akrabası, halk mezarlıktan döndükten sonra ölünün baş ucunda oturarak yüksek bir sesle ona telkin vermesidir. Bu amel sünnettir; iki eli kabrin üzerine koyarak ağzı kabre yaklaştırarak, ölüye telkin vermek daha iyidir. Başka birini bu iş için vekil tutmak da iyidir.

Rivayete göre ölüye telkin edildiğinde Münker Nekir’e şöyle der: “Gel gidelim, artık sorgu suale ihtiyaç yoktur; çünkü hüccetini (delilini) ona telkin ettiler.”

“Men La Yahzuruh’ul--Fakih” kitabında şöyle nakledilmiştir:

“Ebuzer-i Gifari (r.a)’in oğlu “Zer” vefat ettiğinde Ebuzer onun kabrinin baş ucunda durarak elini kabre sürüp şöyle dedi: “Allah sana rahmet etsin ey Zer! Allah’a and olsun ki, sen bana nispet iyi idin, oğulluk görevini yerine getirdin, şimdi ki seni benden almışlar, ben senden razıyım.

Allah’a ant olsun ki, senin gitmenle bana bir korku yoktur ve bir eksiklik bana yetişmemiştir; Allah Teala’dan başka benim kimseye ihtiyacım yoktur. Eğer ölümden sonraki aşamaların korkusu olmasaydı, senin yerine kendi ölmemi daha çok severdim. Fakat bir kaç gün elimden çıkanı telafi etmek ve o alem için azık toplamak istiyorum.

 Şüphesiz senin için endişelenmek, sana üzülmekten beni meşgul etmiştir; yani sürekli sana yararı olacak ibadet ve itaatleri yapmak düşüncesindeyim; işte bu, senin ölümüne üzülüp gam yemekten beni alıkoymuştur. Allah’a ant olsun ki, senin ölmen ve benden ayrılmandan dolayı ağlamadım; fakat senin halinin nasıl olup ve nasıl olacağından dolayı sana ağladım; keşke, senin dediğini ve sana ne denildiğini bir bilseydim!

 Allah’ım, benim için ona farz kıldığın hakları ona bağışladım; öyleyse sen de farz kıldığın kendi haklarını ona bağışla; çünkü sen bağışlamaya benden daha layıksın.”

İmam Sadık (a.s)’dan şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“Mümini kabre bıraktıklarında namaz sağ tarafında, zekat sol tarafında, iyilik ve ihsan karşısında, sabrı ise başka bir tarafta yer alacaktır. iki melek sorgu sual için geldiklerinde sabır; namaz, zekat ve iyiliğe şöyle diyecektir: “Arkadaşınızın yardımına koşun (yani ölüyü koruyun); ondan aciz olduğunuzda ben onun yanındayım.”

Allame- i Meclisi (r.a) şöyle buyurmuştur: Mehasin kitabında sahih bir senetle, O Hazret'ten (İmam Bakır veya İmam Sadık –a.s-) şöyle rivayet edilmiştir:

“Mümin öldüğünde onunla birlikte altı suret de onun kabrine girer; onlardan biri diğerlerinden daha güzel, daha güzel kokulu ve daha tertemizdir. Onlardan biriölünün sağ tarafında, biri sol tarafında, biri önünde, biri arkasında, bir ayak tarafında, hepsinden daha güzel olan da baş tarafında dururlar; soru veya azap her taraftan gelmiş olursa, o yönde durmuş olan suret ona mani olur; hepsinden daha güzel olan suret diğer suretlere; “Siz kimsiniz? Allah Teala benden taraf size mükafat versin.” der. Sağ tarafta olan; “Ben namazım.”der. Sol tarafta olan; “Ben zekatım.”der. Önünde olan; “Ben orucum.”der. Arkasında olan; “Ben mümin kardeşlere iyilik ve ihsanım.” der.

Daha sonra onlar da “Sen kimsin ki bizden daha güzel, daha iyi ve daha güzel kokulusun?”diye sorarlar. O da cevaben: “Ben Âl- i Muhammed (s.a.a)’in velayetiyim.” der.”

Şeyh Saduk (r.a) Şaban ayı orucunun fazileti hakkında şöyle rivayet etmiştir:

“Kim, Şaban ayından dokuz gün oruç tutarsa, Nekir ve Münker, ondan sorgu sual ettiklerinde ona karşı şefkatli olurlar.”

İmam Muhammed Bakır (a.s)’dan, Ramazan ayının yirmi üçüncü gecesini ihya eden (uyumayarak ibadetle geçiren) ve o gecede yüz rekat namaz kılan kimse için bir çok faziletler nakledilmiştir. Örneğin:

“Kim o geceyi ibadetle geçirirse, Allah Teala, Nekir ve Münkir’in korkusunu vahşetini ondan uzaklaştırır ve kabrinden bir grup halkı aydınlatan bir nur çıkar.”

Resulullah (s.a.a)’ten de şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

“Kına yakmada on dört özellik vardır; Onlardan biri, Nekir ve Münker’in ondan haya etmeleridir.”

Daha önce şuna değindik ki, Necef-i Eşref’in pâk türbesinin özelliklerinden biri, orada defnedilen kimseden Nekir ve Münker’in sorgu sualinin kaldırılmış olmasıdır. Şimdi bu sözün teyidi için şu öyküleri naklediyoruz:

1- Allame- i Meclisi (r.a) Tuhfe’de, (İrşad’ul-- Kulub kitabından naklen) ve Ferahat’ul-- Ğariy’de şöyle nakletmiştir

Kufe halkından salih bir adam şöyle dedi: “Ben yağmurlu bir gece Kufe camisinde idim. O sırada Müslim (r.a)’in kabri tarafındaki kapı çalındı, kapıyı açtıklarında içeriye bir cenaze getirdiler, cenazeyi Müslim’in kabrinin yanında bulunan bir sofanın üzerine bıraktılar. Cenazenin yanında olanlardan biri rüyasında iki kişinin cenazenin yanında hazır olduklarını gördü. Onlardan biri diğerine şöyle dedi: “Baksana, bizim onunla hesabımız vardır, hakkımızı ondan alalım.”

 Sonra uykudan uyanarak, gördüğü uykuyu arkadaşlarına anlattı. Daha sonra cenazeyi kaldırıp hesap ve azaptan kurtulması için Necef’e götürdüler.

2- Çok büyük üstadımız Muhakkik Behbahani (r.a)’ten şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

Uykuda İmam Hüseyn (a.s)’i gördüm, Hazret'e: “Ey efendim ve benim mevlam! Acaba sizin kenarınızda defin edilen bir kimseden sorgu sual soruyorlar mı?diye sorduğumda İmam (a.s) şöyle buyurdular: “Hangi melek ondan soru sormaya cesaret edebilir!”

Yazar der ki, Arapların arasında şöyle bir ata sözü vardır: “Ehma min muciyr’il cerad” Yani filan adamın sığınağında olan kimseyi himaye etmesi, çekirgelere sığınak verenin himayesinden daha çoktur.” Bu atasözünün kıssası şöyledir:

“Tayy kabilesinden olan Mudlic bin Süreyd isminde göçebe bir şahıs, bir gün kendi çadırında oturduğu sırada Tayy kabilesinden bir grup adam çuval ve torbalarıyla oraya geliyorlar. Onlardan; “Hayır ola, ne için buraya gelmişsiniz?” diye soruyor.

Cevaben diyorlar ki: “Senin çadırının etrafında pek çok çekirge toplanmıştır, onları tutmak için geldik.”

Mudlic bu sözü duyur duymaz yerinden kalkıp atına biniyor ve eline bir mızrak alarak şöyle diyor:

“Allah’a ant olsun ki kim bu çekirgelere dokunursa onu öldürürüm. Bu çekirgeler bana sığındıkları ve benim kenarımda oldukları halde onları tutmak mı istiyorsunuz? Böyle bir şeye kesinlikle müsaade etmem.”

Mudlic, hava ısınıp çekirgeler çekip gidene dek sürekli onları savunuyor, sonra şöyle diyor: “Şimdi çekirgeler benim kenarımdan dağılıp gittiler, artık onlara karşı nasıl davranırsanız kendiniz bilirsiniz.”

3-Habl’ul-- Muttakin kitabından şöyle nakledilmiştir: “İmam Rıza (a.s)’ın hareminin çok salih hizmetçilerinden olan Mir Muinuddin Eşref şöyle nakletmiştir:

Uykuda haremin Dar’ul-- huffaz veya keşikhanede (nöbetçi odasında) olduğumu gördüm, abdest almak için ravza- i mübarekeden dışarı çıktım. Emir Ali Şir sofasına ulaştığımda, pek çok adamın sahn- i mutahhar'a (haremin bahçesi) girdiğini gördüm, onların önünde nurlu ve güzel simalı bir şahsiyet vardı, onun arkasındaki insanların elinde kazmalar vardı. Sahn-i mukaddesin ortalarına yetiştiklerinde, onların önünde olan o yüce şahsiyetli bir adam kabre işaret ederek onlara; “Bu kabri yarın ve bu habis adamı dışarı çıkarın” diye emretti.

 Onlar o kabri kazmaya koyulduklarında, bir adama, “Bu vakarlı şahsiyet kimdir?” diye sordum. Cevaben; “Emir’ul-- Muminin Hz. Ali’dir.” dedi. Bu sırada İmam Rıza (a.s) ravza- i mübarekeden dışarı çıktı, Hz. Ali (a.s)’ın huzuruna yetişerek selam verdi, Hazret de selamın cevabını verdiler. İmam Rıza (a.s), Hz. Ali (a.s)’a hitaben şöyle arz ettiler: “Lütfen burada defnedilen şahsı affediniz, benim hatırım için onun kusurundan geçiniz.” Hazret; “Bu fasığın dünyada şarap içtiğini biliyor musun?”dedi.

İmam Rıza (a.s) cevaben şöyle arz ettiler: “Evet, fakat ölünce benim kenarımda defnedilmesini vasiyet etti, sizden beklentim onu affetmenizdir.”

Emir’ul-- Muminin (a.s); “Onun kusurlarını senin hatırın için bağışladım” buyurdular. Sonra Hazret teşrif götürdüler (çekip gittiler). Ben bu esnada vahşetle uykudan uyandım, harem-i mübarekenin hizmetçilerinden bazılarını uykudan kaldırdım, birlikte uykuda gördüğüm yere geldik. Orada yeni bir kabrin olduğunu ve toprağından birazının ise dışarı dökülmüş olduğunu gördüm.”Bu kabrin sahibi kimdir?”diye sordum.”Türklerden dün burada defnedilen bir kişidir.” dediler.

 


- Bihar’ul-- Envar, c. 6, s.

- Men La Yahzuruh’ul-- Fakih, c. 1, s. Başka bir baskıda s.

- Müstedrek’ul-- Vesail, c. 1, s.

- Sefinet’ul-- Bihar, c. 5, s.

- Bihar’ul-- Envar, c. 6, s.

- Usul-u Kafi, c. 6, s.

- Bihar’ul-- Envar, c. 6, s.

- Sefinet’ul-- Bihar, c. 7, s.

- Sefinet’ul-- Bihar, c. 7, s.

- Müstedrek’ul-- Vesail, c. 1, s.

- Sefinet’ul-- Bihar, c. 7, s.

- Bihar’ul-- Envar, c. 6, s.

- Bihar’ul-- Envar. c. 89, s.

funduszeue.infot’ul-- Bihar, c. 7, s.

- Bihar’ul-- Envar, c. 6, s.

- Ravzat’ul-- Muttakin, c. 1, s.

- Men La Yahzuruh’ul-- Fakih, c. 1, s.    

- Bihar’ul-- Envar, c. 6, s.

- Sefinet’ul-- Bihar, c. 1, s.

index

Kabir azabından koruyucu Tebareke suresi fazileti! Kabir azabı sebebi ve hafifleten dualar

Kabir azabından koruyucu Tebareke suresi fazileti! Kabir azabı sebebi ve hafifleten dualar

Kabir azabının gerçekte olup olmadığı toplum içerisinde sıklıkla tartışmaya konu olan durumlardan biridir. Ancak kesin olarak bildirilenlere göre Peygamber Efendimiz (SAV), hadis-i şeriflerinde kabir azabının olduğunu gözler önüne sermektedir. Kabir azabından korunmak için hangi dua ve sureler okunmalı?

Ölüm şekli nasıl olursa olsun yaşamını yitiren her insanı ahirette bekleyen bir kabir hayatı vardır. Salih amel işleyenler için kabir nimetlerinin var olması gibi günahkar kimseleri bekleyen kabir azabı gibi çok hazin bir durum vardır. Dinimize göre günahsız olarak dünyaya geldiğimiz hayatımızda bilerek ya da bilmeden işlediğimiz tüm günahlara bir daha dönmemek üzere tövbe etmeliyiz.“Yâ Rabbi! Kabir azâbından, Cehennem azâbından, hayatın ve ölümün iptilâlarından ve kör Deccâl’in fitnesine uğramaktan Sana sığınırım!” (Buhârî, Cenâiz, 88; Müslim, Mesâcid, ) hadis-i şerifinde Peygamber Efendimiz (SAV)'in bile kabir azabından dolayı Allah'a sığındığını göz önünde bulundurduğumuzda bizler için ne kadar önemli bir konu olduğunu anlayabiliriz.

  • Öyle ki Peygamber Efendimiz (SAV), kabir hayatının nasıl bir şey olduğunu şu hadis-i şerifinde bizlere de özetlemektedir: "Kabir, ya cennet bahçelerinden bir bahçe yahut cehennem çukurlarından bir çukurdur."(bk. Tirmizî, Kıyamet, 26). Ahiretin ilk duraklarından biri olan kabirde Müslüman kimse o durumdan kurtulursa ve kendisini güzel görünümlü melekler karşılarsa bundan sonraki sürecinin kolay geçeceği anlaşılabilir. 

Kabir azabı var mı

Kabir azabı var mı

Kabir ziyareti duası nedir? Mezarlıkta hangi dualar okunur? Mezara çiçek ekmekİLİŞKİLİ HABERKabir ziyareti duası nedir? Mezarlıkta hangi dualar okunur? Mezara çiçek ekmek

KABİR AZABINDAN NASIL KORUNUR? KABİR AZABINDAN KORUYAN DUA

Kabir azabından koruyan dualar

Kabir azabından koruyan dualar

Hz. Cabir (a.s)'ın rivayetlerine göre Peygamber Efendimiz (SAV), Secde ve Tebareke yani Mülk suresini okumadan uyumazmış. Bizler de olabildiğince bu sureleri gündelik yaşantımız içerisinde okumayı alışkanlık haline getirmeli, kabir azabından korunmaya çalışmalıyız.

Efendimiz (SAV) mezarlıktan geçerken birinin dedikoducu diğerinin de idrardan sakınmadığı için azap duyduğunu gördü. Bunun üzerine Efendimiz (SAV) yaş bir dal almış, ortadan ikiye bölmüş ve her bir parçayı iki kabre de birer birer dikmiştir. Bunu gören ashap, neden  böyle yaptığını sorunca: "Bu iki dal kurumadığı sürece, o ikisinin çekmekte olduğu azabın hafifletilmesi umulur." (Buhârî Cenâiz, 82) buyurmuştur.

Bu olay ile ilgili hadis-i şerif: Kabir azabının çoğu üzerine idrar sıçratmaktan olacaktır. (funduszeue.info, Nesai, Hakim, Dare Kutni)

Yasin Suresi okunuşu ve faziletleri! Kuranda Yasin suresi kaçıncı cüz ve sayfada?İLİŞKİLİ HABERYasin Suresi okunuşu ve faziletleri! Kuranda Yasin suresi kaçıncı cüz ve sayfada?

Tâvûs bin Keysan Hz. şöyle söylemektedir:“Bu iki sûre, Kur’ân’ın diğer sûrelerinin her birinden 70 hasene daha üstündür.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân [Sevâbu’l-Kur’ân], 9/)

kabir azabından korunma duası

kabir azabından korunma duası

Türkçesi:"Allâhümme innî eûzü bike min azâbi’l-kabr ve min azâbinnari ve min fitneti’l-mahyâ ve’l-memâti ve min fitneti’l-mesîhi’d-deccâl."

Manası:“Allah'ım! Kabir azâbından, Cehennem azâbından, hayatın ve ölümün fitnelerinden ve Deccâl’in fitnesine uğramaktan Sana sığınırım!” (Buhârî)

Kabir azabından korunmak için okunabilecek bir diğer dua önerileri ise şu şekildedir:

''Cuma gecesi "Fatiha" ve 15 kere "İzâ zülzilet" okuyarak 2 rekat namaz kılan kabir azabından emin olur.'' (Deylemi)

KABİR AZABINDAN KORUYAN SALAVAT ÖNERİSİ

kabir azabından koruyan salavat

kabir azabından koruyan salavat

Bazı dini kaynaklardan elde edilen bilgilere göre 'Kabir azabına' karşı şu salavat sıklıkla çekilebileceği tavsiye edilmiştir. İşte o salavat-ı şerif

Besmele çekildikten sonra:

Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil murselin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil mucahidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil şahidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil haifin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil haşiin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil taiim
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil taibin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil abidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil hamidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil salihin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil raikin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil sacidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil kalmin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil kaidil
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil müttakin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil müstağfirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil nadimin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil şakirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil hafızın
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil zakirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil akılin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil muhsınin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil ekremin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil münzirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil mübeşşirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil tayyibin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil nebiyyin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil aiimin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin elnebiyye elzekiyye elnekiyye
Allahümme salli ve sellim barik ala seyyidina Muhammedin elkureyşiyye, elhaşimiyye
Allahümme salli ve sellima ala seyidina Muhammedin elmedeniyye elarabiyye elmukarremi yevmelkıyameti
Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin seyyidi ehlil cenneti
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin sahibilmakamil mahmudi
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin sahibissıratiilmüstekimı
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin efzalil evvelinevelahirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin ve ala cemiilenbiyai velmürselilne ve ala cemlilmelaiketil mukarrebine ve ala ibadillahissalihine min ehlissemavati ve ehlilardeyne ve aleyna maaküm ecmalne birahmetike ya erhamerrrahimine ve sallallahulala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellüm ecmain.

Öldürülmesi günah olmayan hayvanlar! Zarar veren hayvanı öldürmek günah mı?

İLİŞKİLİ HABER

Öldürülmesi günah olmayan hayvanlar! Zarar veren hayvanı öldürmek günah mı?

Ölünün arkasından yapılan duaların ölüye bir faydası var mıdır? Bununla ilgili ayet veya hadis mevcut mudur?

Cevap:

Alimlerimiz, başkalarının yapacağı amellerin, vefat edenlere fayda vereceği konusunda ittifak etmişlerdir. Çünkü bu konuda, ayet ve hadisler vardır. Mesela, dua ve istiğfarın faydalı olacağına alimlerimiz şu ayetten delil getirmişlerdir:

Ey Rabbimiz, bizi ve bizden önce imanla geçmiş olan kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma.”

Bu ayet-i kerimede Cenab-ı Hak, daha önce iman edip de göçmüş olan kardeşleri için istiğfar eden müminleri övmüştür. Eğer istiğfarın ölülere bir faydası olmasaydı, Allah Teâlâ onları övmezdi.

Peygamber Efendimiz de (sav) “Namaz kıldığınız zaman vefat edene gönülden dua edin.” buyurmuş ve kendisi de kıldığı cenaze namazlarında ölü için dua etmiştir. Şayet bu namaz ve duanın ölüye bir faydası olmasaydı, Rasulullah (sav) bunu ne kendi yapardı ne de başkalarına emrederdi. Halbuki O, kendisi de birinin cenaze namazını kıldırırken: “Allah’ım, filan oğlu filan senin güvencende, senin koruman altındadır. Onu kabir fitnesinden ve cehennem azabından koru. Sen vefa ve övgü sahibisin. Allah’ım onu bağışla, ona acı! Muhakkak ki sen çok bağışlayan, çok acıyansın.” diye dua etmiştir. 

Kaldı ki Cenâze namazının kendisi de vefat edenler için bir duadır. Allah için namaza, meyyit veya meyyite için duaya diye niyet edilir. Eğer ölünün ruhuna yararı yoksa bunun bir anlamı kalmaz.

Yine Allah Resulü (sav) zaman zaman Bakî kabristanını ziyaret eder ve kabirdekilere selam vererek dua ederdi.

Özetle, vefat edenlerin ardından dua etmek, hem ayetlerle hem de hadislerle yapılması tavsiye edilen bir uygulamadır.

 

***

 

Bir kimse üzerinde namaz, oruç, hac, zekat, adak gibi borçlar bulunarak vefat etmiş ise, geride kalanlar bu borçları eda ederse ölü bu borçtan kurtulur mu?

Cevap:

Alimlerimiz ibadetleri üçe ayırmışlardır:

1) Namaz ve oruç gibi bedenî ibadetler: Başkalarının yapmalarıyla bu borçlar düşmez, sorumluluk devam eder.

2) Zekat, adak ve mâlî keffaret gibi mâlî ibadet ve borçlar: Bunlar, başkalarının ödemesiyle ödenmiş olur, borç kalkar. 

3) Hac gibi hem mâlî, hem de bedenî ibadetler: Birisi vefat etmiş bir kişi adına bunu yaparsa o borçtan kurtulmuş olur. Fakat mirasçılar bunu yapmaya mecbur değildir. Ancak İmam Şafiî’ye göre vefat eden kişi vasiyet etmiş ise varisleri yapmaya veya yaptırmaya mecbur olurlar.

İslam ulemasının ekseriyeti, sevabını ölüye bağışlamak niyetiyle yapılan ibadetlerin sahih olduğuna ve dünyadan göçmüş olanların bundan istifade edeceklerine kani olmuş ve bu hükmü benimsemişlerdir.

 

***

 

Ölünün arkasından ölünün yararına olarak neler yapılabilir?

Cevap: 

Bir kişi öldüğünde başkalarının onun hakkında yapabilecekleri, hatta yapmaları gereken en önemli işlerden birisi, varsa o kişinin borçlarını ödemek ve böylece onun üzerinden kul haklarının kalkmasını temin etmektir. Çünkü hadisteki ifadesiyle “Mü’minin ruhu, borcu ödeninceye kadar ona bağlı kalır.”

Bundan dolayı, borçlu olarak ölen kişi, şayet miras olarak bir şeyler bırakmışsa ondan borçları ödenir. Eğer vefat eden kişinin malı olmasa bile, varisleri vaya diğer müslümanlar vefat edenin borçlarını isterlerse kendi mallarından ödeyebilir. Böylelikle ölünün borcunun ödenmesi kendine fayda verip, borçtan kurtulmasına sebep olur. Burada mâlî borçlarının ödenmesinde borcu ödeyen kişinin, ölünün bir yakını olması şart değildir. Kim öderse ödesin, ölen kişi kurtulmuş olur.

Ölmüş birisi için yapılabilecek en büyük iyiliklerden birisi onun için dua etmek ve istiğfarda bulunmaktadır. Nitekim;

“Ey Allah’ın Resulü, anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkanı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?” diye soran Ebû Ubeyd’e Peygamber Efendimiz (s.a.v):

Evet vardır. Onlara dua, onlar için Allah’tan istiğfar (günahlarının affedilmesini) talep etmek, onlardan sonra - varsa vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasının akrabalarına karşı da sıla-i rahmi ifa etmek, anne ve babasının dostlarına ikramda bulunmak.” cevabını vermiştir.

Bu konudaki ayet ve hadis-i şerifleri göz önünde bulunduran islam alimleri, ölü için yapılan dua ve istiğfarın ölüye fayda vereceğinde ittifak etmişlerdir. 

Bunlarla beraber ölen mümin kişi için şunlar da yapılabilir; 

Sadaka verilip, sevabı ölüye bağışlanabilir.

Yapılan hac veya umre ibadetinin sevabından ölüye bağışlanabilir. 

Sadaka niyetiyle kurban kesilip eti ihtiyaç sahiplerine dağıtılıp sevabı ölüye bağışlanabilir.

Okunan Kur’an hatimlerinden hasıl olan sevabın ölüye bağışlanması için dua edilebilir.

 

***

 

İnsan ölümünden sonra sevap defterinin kapanmaması için neler yapabilir?

Cevap:

Müslim’de Ebu Hüreyre (r.a)’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte:

“İnsan ölünce bütün amelleri kesilir. Ancak üç şey (bunları yapan üç kişi) müstesna: Sadaka-i cariye (bırakan) veya istifade edilen bir ilim (bırakan) veya kendine dua edecek salih evlat (bırakan).” buyurulmaktadır.

Bu hadis-i şeriften anladığımıza göre:

1. Sadaka-i cariye denilen, insanların istifade edebileceği yol, köprü, ilim merkezi, eğitim kurumu, cami, çeşme, mescit, medrese ve vakıf müesseseleri yapmak gibi salih amellerde bulunmaktır ki, arkada bırakılan bu türden bir müessese hayatta kaldığı müddetçe orada yapılan hayırlı işlerin ve orada yetişenlerin kazandıkları sevapların bir misli de bu müesseseleri kuranların amel defterlerine kaydedilecektir.

2. İlim erbabının ardından bıraktığı eserler de sadaka-i câriyedendir. İlim erbabına sahip çıkma ve onların kitap, defter, bilgisayar gibi ilim malzemelerini,  yiyecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarını temin etme şeklinde yapılan çalışmalar da, hayır cihetinde kapanmaz birer sadaka-i cariye sayılmaktadır.

3. Ölenin ardından hayırlarda bulunacak ve hayırlı nesiller yetiştirecek salih bir evlat da ahiret hesabına ölüye yararlı olacaktır. 

Yoksa ölü ne helva, lokma yemek; ne yedinci, kırkıncı ve elli ikinci gece, ne paralı mevlit ve paralı hatim, ne devir, ne de duvara asılacak eski bir resim bekler.

 

***

 

Ölünün tutmadığı veya tutamadığı oruçlar varsa, bizim onun yakınları olarak ne yapmamız gerekir?

Cevap:

Üzerinde Ramazana ait kaza orucu bulunduğu halde ölen kimse ile ilgili iki durum söz konusudur:

1. Vakit darlığı, hastalık, sefer ve oruç tutmaktan âciz olmak gibi özürler sebebiyle oruç tutma imkanını elde edemeden ölmüş kimse için, alimlerin ekserisine göre, bunların her hangi bir kusuru olmadığı için hiçbir şey gerekmez, günahkâr olmaları da söz konusu değildir. Çünkü bu oruç, ölünceye kadar, tutma imkanını elde edemediği bir farzdır. Dolayısıyla hacda olduğu gibi, hükmü bedelsiz olarak düşmüştür. Bunun için, kişi hasta yahut yolcu olduğu bir durumda ölmüş ise tutamadığı orucun kazası gerekmez.

2. Oruç borcu olan kişi oruçlarının kazasını yapma imkanını elde ettikten sonra ölmüşse yakınları onun için oruç tutamaz. Yani alimlerin çoğuna göre, ölünün kazası olan oruçları tutmak vacip değildir. Şafiîlere göre, yakını oruç tutacak olsa da bu sahih olmaz. Çünkü oruç, halis bir beden ibadetidir. Aklı başında, ergenliğe girmiş, sağlıklı her birey için farz kılınmıştır. Gerek hayatta, gerekse öldükten sonra bunda vekalet ve niyabet caiz değildir. Bu yönüyle farz namaz gibidir. 

Ancak vefat eden kişinin bilerek veya bilmeyerek, sağlıklı veya sağlıksız her ne durumda olursa olsun tutamadığı oruçlarına fidye olarak, ya ölenin malından ya da akrabaları kendi malından her bir gün oruç için bir fitre miktarı sadaka vermesi güzel olur.

 

***

 

Ölünün ardından sadaka vermenin ölüye bir faydası var mıdır? Hangi sadakaları vermemizi tavsiye edersiniz?

Cevap:

Sadakanın sevabının ölen kişiye faydası olduğu konusunda Ehl-i Sünnet âlimleri ittifak etmişlerdir. Peygamber (s.a.v)’in buna delalet eden hadisleri vardır. Örneğin İbn Abbas (r.a)’ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte ise şöyle buyrulmaktadır:

Bir adam gelerek:

- “Ey Allah’ın Resulü! Annem vefat etti. Ben onun için tasaddukta bulunsam ona faydası olur mu?” diye sordu. Peygamberimiz:

- “Evet.” deyince, adam;

- “Benim bir meyveliğim var. Sizi şâhid kılıyorum, onu annem için tasadduk ediyorum.” dedi.

Verilen sadaka ister kişinin evladı gibi birinci derecede bir yakını isterse başkaları tarafından verilsin, sadakanın sevabının ölüye ulaşacağında ittifak vardır.

Sa’d İbn Ubâde hadisinde ise, ölünün arkasından yapılacak sadakanın hangisinin daha faziletli olduğu beyan edilmektedir. Hz. Sa’d şöyle anlatır:

- “Ey Allah’ın Resulü dedim, annem vefat etti, (onun adına) yapacağım sadakanın hangisi daha faziletlidir?” diye sordum. Peygamber Efendimiz (s.a.v),

- “Su!..” buyurdular. Bu cevap üzerine Hz. Sa’d bir kuyu kazdı ve:

- “Bu kuyu Sa’d’ın annesi için dedi.”

Bu hadis-i şerif de, ölü adına hayır yapılabileceğini gösteren delillerdendir. Nesâî’nin rivayetinde Sa’d, önce vefat eden annesi adına sadaka verip veremeyeceğini sorar. Cevap olumlu olunca hangi sadakanın daha faziletli olduğunu sorar. Bunun üzerine, “su” cevabını alır.

Nafile olarak sadaka vermek isteyenlerin, bütün inananlara (mümin ve müminelere) niyet etmesi en faziletlisidir. Çünkü bunun sevabı onlara ulaşır, kendisinin sevabından da herhangi bir şey eksilmez.

 

***

 

Ölen yakınım için hac yapabilir miyim?

Cevap:

Bir kimse, ölmüş birisinin yerine hac yapıp, sevabını ölüye bağışlayabilir. Nitekim Ebu Davud’da Büreyde (r.a)’den rivayet edilen hadis-i şerifte, hayatında iken hiç hac yapmayan annesinin yerine hac yapıp yapamayacağını soran bir kadına, Rasulullah Efendimiz (s.a.v): “Evet, ona bedel haccet.” buyurarak ölmüş annesinin yerine haccetmesine izin vermiştir.

Zeyd ibn Erkam’ın (r.a) naklettiği başka bir hadis-i şerifte ise Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

Kim vefat etmiş ebeveyninden birine bedel haccederse, bu hacla onun borcunu ödemiş olur. Bu durum, semadaki ruhuna müjdelenir. Kişi, anne ve babasına karşı isyankar bile olsa (bu iyiliği sebebiyle) Allah’ın katında (iyi kullar olarak) yazılır.

Tabii ki, bu rivayetlerde zikredilen mana, sadece bir ibadetin yapılıp, sevabının ölüye bağışlanmasının cevazına delalet eder. Cenab-ı Hakk’ın o engin rahmetinden ümit edilir ki, o sevap nedeniyle, huzuruna ibadet borcuyla gelen kullarını affeder.

 

***

 

Vefat edenin ardından kurban kesilir mi? 

Cevap:

Ölü adına kurban kesilerek, eti ihtiyaç sahiplerine sadaka niyetiyle dağıtılıp sevabı ölüye bağışlanabilir. Aktaracağımız şu olay ölünün gıyabında kurban kesilip sevabının ölüye bağışlanabileceğini göstermektedir: Hâneş (r.a) anlatıyor:

Hz. Ali’yi gördüm, iki koç kesmişti. Dedi ki,

- “Biri kendim için, diğeri Resulullah (s.a.v) için. Resulullah (s.a.v) böyle vasiyet etti. Ben (hayatta olduğum müddetçe) ebediyen (bunu yapmayı) terk etmeyeceğim.

Hz. Ali’nin kestiği bu kurban Resulullah (s.a.v)’ın vefatından sonrası için söz konusudur. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v)’in ümmetinden Allah’ın birliğine ve kendisinin peygamberliğine şehadet edenler adına kurban kestiği de muhtelif rivayetlerde gelmiştir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) ölülerin arkasından kurban kesip sevabını onlara bağışladığına göre, ölüler, kendileri için yapılan hayır-hasenâtın hepsinden haberdar olmakta ve onların sevaplarından faydalanmaktadırlar. 

Ancak, ölülerin arkasından onları memnun etmek ve böylece isteklerine kavuşmak için kabir başlarında, türbe veya yatırlarda kurban kesmek ve bunu ölüye adamak tamamen yanlış bir inanç ve bidat bir harekettir. Bundan dolayıdır ki Peygamber Efendimiz (s.a.v); “Kabirde sığır, deve, koyun kesmek İslam’da yoktur.” buyurarak bunu yasaklamıştır. Çünkü, kurban bir ibadettir ve ibadetler sadece ve sadece Allah için yapılır. 

 

***

 

Ölünün ardından okunan Kur’an’ın ölüye faydası var mıdır?

Cevap:

Alimler, namaz kılmak ve Kur’an okumak gibi ibadetlerin sevabının, yapandan başkasına ulaşıp ulaşmayacağı konusunda ihtilaf edip iki görüş ileri sürmüşlerdir:

Hanefî ile Hanbelî alimleri ile Şafiî ve Malikîlerin sonradan gelen alimlerine göre, ölü yanında okunan Kur’an’ın sevabı ile Kur’an okumanın peşinden yapılan dua, orada bulunmasa da ölüye ulaşır. Kur’an okumanın akabinde dua etmek ise daha çok kabule şayandır ve kabul edilmesi daha çok umulur.

Burada ölçü şu olmalıdır: 

Kişi annesinin, babasının, eşinin ya da bir dostunun kabrine ziyarete gider. Kabrin başında boynunu büker, tevazu ve huşu ile tefekkür ve ihlasla Kur’an okur; sonra okuduğu Kur’an’ın sevabını ölüye bağışlar ve onun arkasından da dua eder. Bunu kabristanda yapabileceği gibi, evinde veya başka bir yerde de yapabilir. Yeter ki işin özünde ihlas olsun. Bu uygulama alimlerin çoğuna göre caizdir.

 

***

 

Kabir ziyareti nasıl olmalıdır? Peygamberimizin (sav) kabir ziyareti uygulaması nasıldır?

Cevap:

Peygamber (s.a.v), zaman zaman kabirlere uğrar ve oradakilere dua ederlerdi. Bu konuda İbn Ebî Şeybe’den rivayet edilen hadis şöyledir:

Hz. Peygamber (s.a.v) her yılın başında Uhud’daki şehitlerin kabirlerine gelir ve şöyle derdi:

- “Sabrettiğiniz şeylere mukabil sizlere selâm ve selâmet! Dünyanın en güzel neticesi budur!”

Allah Resulü (s.a.v), Bazen de Bakî’ mezarlığına çıkar ve şöyle derdi:

“Ey müminler yurdunun sakinleri! Selam size! Bizler de inşallah sizlere kavuşacağız. Allah Teâlâ’dan bizim ve sizin için âfiyet, ahiretle ilgili korku ve sıkıntılardan selamet ve kurtuluş dilerim.”

Ölünün ardından okunacak dua ve sureler! Kabir rahatlığı için dua

Ölünün ardından okunacak dua ve sureler! Kabir rahatlığı için dua

Ölen kimsenin ardından okunacak sure ve dualarla o kişinin kabir hayatının daha rahat geçmesine ya da amel defterinde hayrının artmasına vesile olabilirsiniz. Peki Peygamber Efendimiz (SAV) cenazelerde kabirdeki kişilere hangi sure ve duaları okumayı tavsiye etmiştir? İşte sizler için derlediğimiz ölen kişilerin arkasından okunan sureler

Bir kişi toprak altına konduğu anda onun imdadına yetişecek olan tek şey, Allah (c.c)'un rızasını kazanmak için yaptığı ibadetlerdir. Ne kadar ah'lanıp vah'lansa da kişi vefat ettikten sonra bir daha hayırlı amel işleyemezler. Ancak, bu dünyadaki yakınları veya sevenleri ferahlama kapısı olabilirler. Hem kendimize hem de sevabından gönderdiğimiz insanlar, bu iyi amellerle Allah’ın (cc) izin verdiği ölçüde feraha ereceklerdir. Rabbimiz (cc), Kuran-ı Kerim’de fani dünyada nefes alan insanların yaptığı dua ve ibadetlerinin hepsinin karşılığının olduğunu bildirmiştir. Yapılan bütün ibadetlerin sevabı kaybettiklerimize bağışlanabilir. Bu bize gelecek sevaplardan hiç bir şey eksiltmez. Buna en güzel şekilde başlamak için Peygamber Efendimiz (SAV)’ı seçebiliriz. Zira kendileri bizleri sapıklıklardan kurtardılar. Bunda kendilerine (SAV) bir nevi teşekkür vardır. Daha sonra isteğimize göre bu kişilerin sayısını çoğaltabiliriz.

  • Ölen kişi defnedildikten sonra yakınları Yasin, Tebareke, Amenerrasulü ve Rad surelerini okuyabilir.
  •  Dünyada bıraktıkları kimselerin onun adına yapacakları hayırdan ölen kimse faydalanabilecektir.
  • Ölü kişiye dua ve sure okumak faydalı iken hatim indirmek daha efdaldir.

VEFAT EDENİN ARKASINDAN OKUNACAK DUALAR:

ölen kimsenin ardından hangi sureler okunur?

ölen kimsenin ardından hangi sureler okunur?

Bazı âlimler ölünün arkasından Kur’an okunduktan sonra dua etmeyi tavsiye etmişlerdir. Sahabelerin yaptıklarını ise bizlere bildirmişlerdir. Kaybettiklerimizin ardından Fatiha suresini, Yasin suresini ve Kur’an hatmi yapıp sevaplarını onlara hediye gönderebiliriz. Yasin suresi için Peygamber Efendimiz (SAV) “Yasin, Kur’ân’ın kalbidir. Onu bir kimse okur ve Allah’tan âhiret saadeti dilerse, Allah onu mağfiret buyurur. Yâsin’i ölülerinizin üzerine okuyunuz.” (Müsned, V/26) buyurmuşlardır. Bunlar yapılırken Allah rızası gözetilmelidir. Zira para ile tutulan bir kişiye Kur-an tilaveti yaptırmak doğru değildir.

Yasin Suresi okunuşu ve faziletleri! Kuranda Yasin suresi kaçıncı cüz ve sayfada?İLİŞKİLİ HABERYasin Suresi okunuşu ve faziletleri! Kuranda Yasin suresi kaçıncı cüz ve sayfada?

Hadis-i şerifte geçen "Ölüye namaz kıldığınız zaman ona gönülden dua edin." (Ebu Davud, Sünen, Cenaiz, ) ifadenin dışında ayrıca kendisi de kıldığı cenaze namazlarında ölü için dua etmiştir. Bu namaz ve duanın ölüye bir faydası olmasaydı, Rasulullah (SAV) bunu ne kendi yapardı ne de başkalarına emrederdi.

Mezara çiçek ekmek caiz mi? Mezara neden su dökülür, ölüye faydası var mı?İLİŞKİLİ HABERMezara çiçek ekmek caiz mi? Mezara neden su dökülür, ölüye faydası var mı?

ÖLÜNÜN ARKASINDAN OKUNAN DUA VE TESBİHLER

Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuşlardır: “Sizden biri vefât ettiğinde onu fazla bekletmeyin! Onu serî bir şekilde kabrine götürün! Kabrinin baş ucunda Fâtiha Sûresi ve ayak ucunda da Bakara Sûresi’nin sonu (Âmene’r-Resûlü) okunsun!” (Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr, XII, ; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, III, 44; Deylemî, Müsned, I, )

ÖLÜYE HATİM HEDİYE ETMEK

"Mezarın başında Kur’ân’dan âyet ve sûreler okumak müstehabdır. Kur’ân’ın tamamının okunması (hatmedilmesi) ise, daha güzeldir." [Nevevî, Riyâzu’s-Sâlihîn, Beyrut, ts., s. ]

İmâm Şa‘bî Hazretleri şöyle der: "Ensâr, meyyitin yanında Bakara Sûresi'ni okurlardı." (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, II, /)

Tâbiînden Câbir bin Zeyd, meyyitin yanında Raʻd Sûresi’ni okurdu. (İbn-i Ebî Şeybe)

Öte yandan ölen kimselerin arkasından okunan Yasin'in dışında kabir rahatlığı için Mülk Suresi de okunabilir.

Bruce Willis&#;in hastalığıyla Hollywood sarsıldı!Frontotemporal demans nedir?Demans hastalığı

İLİŞKİLİ HABER

Bruce Willis'in hastalığıyla Hollywood sarsıldı!Frontotemporal demans nedir?Demans hastalığı

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası