kötülemek ingilizce / Türkçe-İngilizce Sözlük - Çeviri - funduszeue.info

Kötülemek Ingilizce

kötülemek ingilizce

"kötülemek" kelimesinin İngilizce'e çevirisi

disparage, discredit, vilify , "kötülemek" ifadesinin İngilizce içine en iyi çevirileridir. Çevrilmiş örnek cümle: Meslektaşmı kötülemek istemem ama sizin boksör olduğunuzu biliyordu, değil mi? ↔ I don't want to disparage a colleague's work, but he knew you were a boxer, yes?

+Çeviri ekleEklekötülemek

  • Meslektaşmı kötülemek istemem ama sizin boksör olduğunuzu biliyordu, değil mi?

    I don't want to disparage a colleague's work, but he knew you were a boxer, yes?

    GlosbeMT_RnD

  • Bu grupları kötülemek için bu sözcüklerin hepsi kullanıldı.

    All those words have been used to vilify those groups.

    GlosbeMT_RnD

    • denigrate
    • deteriorating
    • slander
    • defame
    • dispraise
    • to discredit
    • to disparage
    • to vilify
    • detract
    • blacken
    • cry down
    • run
    • decry
    • run down
    • speak ill of
    • to speak ill of
    • to malign
  • Glosbe
  • Google

Örnek ekleEkle

Üzgünüm, seni milyonların önünde kötülemek üzereyim.

Oh, sorry, but I'm about to be really busy bad-mouthing you in front of millions of people.

OpenSubtitlesv3

Bak, eski kurumunu kötülemek istemem ama hızlı olmalarıyla ünlü değiller ve Mac, sabırlı bir adam değildir.

Look, I don't want to knock your former employer, but they're not exactly built for speed, and Mac is not a patient man.

OpenSubtitlesv3

Kendi kanımdan birini kötülemek istemem ama kardeşim Edward sakar ve beceriksizdir.

Hate to speak ill of me own blood, but my brother Edward is something of a hobbledehoy.

OpenSubtitlesv3

Bu hastaneyi kötülemekten asla vazgeçmeyeceksin.

You never get tired of trying to ridicule the administration of this hospital, do you?

OpenSubtitlesv3

Özellikle Springer Yayınları, gazetelerinde öğrencilerin sorgulayıcı konumunu kargaşa çıkarıcı ve düzen bozucu olarak kötülemektedir

Above all the Springer group tried, in its newspaper, to label the students as rioters

opensubtitles2

Ama kötülemekten çok sızlanıyor gibi.

But it's more about the quantity than quality.

OpenSubtitlesv3

Bugün burada teknolojiyi kötülemek için değilim.

I come here today, not just to bash on fucking technology but to offer you all a proposition.

OpenSubtitlesv3

Neden O'Neil'i onu kötülemekle suçladı?

Why did he accuse O'Neil of trashing him?

OpenSubtitlesv3

Düşmanlarımız taht üzerinde iddia ettiğin hakkı kötülemek için her şeyi söylerler.

Our enemies will say anything to weaken your claim to the throne.

OpenSubtitlesv3

Ve Consuala'yı kötülemekten vazgeçeceğim ve çarşaf dolabına sakladığım gofretleri Samuel'a söyleyeceğim.

And I'll stop bad-mouthing Consuela, and I'll tell Samuel about those Milky Ways I have hidden in the linen closet.

OpenSubtitlesv3

Rakiplerimizi kötülemek istemedik.

We didn't mean to disparage our contenders.

Tatoeba

Ama kötülemekten çok sızlanıyor gibi

But it' s more about the quantity than quality

opensubtitles2

Bu, zehirli bir gergedanın ve adımı karalamak, kötülemek, lekelemek için yapılan saldırgan bir kampanyanın hikayesi.

This is a story about a venomous rhino and his aggressive campaign to slander, vilify, defame, denigrate and villainize my good name!

OpenSubtitlesv3

Kendini övmek için hemcinslerini kötülemek zorunda hisseden kızlardan biri, o da.

She is one of those young ladies who seeks to recommend themselves to men by undervaluing their own sex.

OpenSubtitlesv3

Erkekleri kötülemek istemiyorum!

I don't want to slag off men!

OpenSubtitlesv3

Şuan bizi kötülemek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

They're doing everything they can to discredit us right now.

OpenSubtitlesv3

Kötülemek mi?

Badmouthing you?

OpenSubtitlesv3

Ama dediğim gibi onu kötülemek istemiyorum.

But like I said, I don't wanna say anything bad.

OpenSubtitlesv3

Hadi, Gary, onları kötülemek, ne için?

Come on, Gary, blaming your parents for what you are?

opensubtitles2

Yedi yıldır Leesha’yla bir kez bile konuşmamış, ama onu gördüğü herkese kötülemekten de geri durmamıştı.

She had not spoken to Leesha in the last seven years, but had a bad word to say about her to everyone else.

Literature

Onu kötülemek zorunda değilsin.

You don't have to make him the bad guy.

OpenSubtitlesv3

Onların amacı Tanrı’yı kötülemek ve O’nun Sözü olan Kutsal Kitabın doğruluğu hakkında şüphe uyandırmaktır (2. Timoteos ).

Their goal is to malign God and discredit his written Word, the Bible. —2 Timothy

jw

İnternet zaten isim vermeden başkalarını kötülemek içindir

That' s what the internet is for- slandering others anonymously

opensubtitles2

Başkalarını eleştirip kötülemekle, onlardan daha iyi görünmek isterler.

They criticize and run down others, and by comparison this tends to elevate them above their victims.

jw

farkında mıydınız? Anlaşılan kurbanı kötülemek için sanık avukatına gerek kalmayacak.

I see we don't have to wait for the defense to demonize the victim.

OpenSubtitlesv3

En kullanışlı sorgu listesi: 1K, ~2K, ~3K, ~4K, ~5K, ~K, ~K, ~K, ~K, ~kK, ~K, ~1M

birinin ingilizce bilmediği için kötülenmesi

  • *
    yılında türkiye'de, ingilizce konuşan adamın topraklarını işgal etmeye kalkışmasının üstünden yıl geçmemişken yapılmaya girişilen bir saçmalama.
    milliyetçi bir girizgah oldu gibi ama değil. çünkü o gün ülkeni işgal etmek isteyen insanların dillerini bugün öğrenmeyi garipsemekten çok aradaki uçurumu, çelişkiyi daha iyi yansıtabilmek amacım. aslında sebep-sonuç ilişkisini göz ardı edip yalın bir gözle bakınca garipseyebilirsin de bahsetmek istediğim bu değil.
    ingilizce bilmek, öğrenmek hiçbir zaman olmadığı gibi bugün de kötü bir şey değil. pek çok zaman bir gereklilik. ama sen ülkende ille de ingilizceye ihtiyacının olmadığı bir iş yaparken yabancı biri ülkene geldiğinde onu ağırladığın zaman onun dilini çok iyi bilmediğin, söylediği her şeyi anlayamadığın için kötülenmemelisin. ne diplomatsın, ne çevirmensin, ne ingilizce öğretmenisin. neden amerikalı adamın söylediği her şeyi takip edebilmelisin? çünkü o amerikalı. bayrağında falan bir sürü yıldız var bir yıldızlık yer arıyor olabilirsin. eğer etraflarda tanınan, sevilen biriysen ve biri ingilizce konuşurken bir şeyleri kaçırıyorsan aman diyim. utanman gerek. ya o ortama hiç girme ya da anlıyorum da konuşamıyorum falan diyip şirinlik yaparak puan topla. çünkü ingilizce bilmiyorsan tü sana. sana ekmek yok. bütün saygıyı yitirirsin gözlerde. bugün eğer ingilizce bilmiyorsan saygı duyulan bir kimse olamazsın. ye ingilizcem ye.

    ingilizceyi güzel konuşabilmek bir meziyet. bir insan çok ihtiyacı olmadığı halde de ingilizceyi çok güzel konuşmak isteyebilir. aynen sinema hakkında daha bilgili olmayı istemek, resim sanatı hakkında daha bilgili olmayı istemek ya da arkeoloji hakkında daha bilgili olmayı istemek gibi. ve aynen bir arkeologla konuşurken arkeoloji konusundaki bilgi eksikliğinin seni aşağılık kişi yapmaması gibi, anadili ingilizce olmayan ülkende ağırladığın bir amerikalının söylediği her espriye anında gülücüğü yapıştıramayıp çevrilmesini beklemen de seni kendisinden utanması gereken kişi durumuna sokmamalı. hem de bunun tek sebebi onun amerikalı senin ise türk olman ise. zira fransızca, ispanyolca ya da moğolca ne kadar yabacı dilse ingilizce de o kadar yabancı dil. uluslarasında daha önemli bir dil olması ulus içinde daha az yabancı dil olması anlamına gelmez.

    önde giden tankerin arkasındaki yazıya bakıp da şuna bakın tanker yazacaklarına danger yazmışlar diyen teyzeciğim üzülme bu senin suçun değil oraya danger yazdıran eşeklerin suçu.

    çıkış noktası: josh holloway in beyaz show a katılması başlığındaki bir entry.*

    bir de şöyle tiksinç bir başlık varmış
    (bkz: ingilizce bilmeyen denyo gazeteciler)
    ayrıca
    (bkz: sözlükte ingilizce bilmeyen mi var ayol)

  • ingilizce bilmek eşittir kültürlü olmak, ingilizce bilmek eşittir bilgili olmak gibi yanlış algılardan kaynaklanır.

  • kotulenmesindeki amac salt ingilizce yetersizligi degil onlarca yildir yapilan bir talk show!u (dikkat ederseniz ilgili programin ismi ingilizce oldugu icin bende ingilizce yazdim) onemli bir gelisim gostermeksizin devam ettirmesidir. beyaz da bunun farkinda olucak ki tum dunyanin tanidigi bir dizi starini programa cagirmistir. eger ki programina bunun gibi dunyaca unlu yildizlari cikarmaya devam edecekse (ki bencede dogru olan budur) programin akiskanligi icin onlarla ingilizce olarak anlasabilmelidir. cunku soz konusu program siyaset meydani formatindan cok bir eglence ve samata programidir.

    soz konusu ortak dilin ingilizce olmasinin nedeni ne beyaz, ne kanal d, ne de bu konuda fikir uretmeye calisan bendeniz wykpy kulunuzdur. alakasiz bir memlekette ben yada dunyanin herhangi bir ferdi insanlarla ingilizce anlasabiliyorsa bu ortak dilin ingilizce olmasindandir. eger ki patronlarimin daha cok para kazanmasi icin ben bu dili ogrenmek ve konusmak zorundaysam beyaz efendi de daha cok rating! (ups i did it again) icin bu dili ogrenmek ve konusmak zorundadir.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Do not share my Personal Information.

Bir cümlede Kötüler kullanım örnekleri ve çevirileri

If the bad outweighs the good, then so be it.
İyiler var kötüler var ama savaşmalısın.
But you gotta fight. There's good and there's bad.
Şu anda kötüler genç bir kıza sahip çıkmakla tehdit ediyor.
At this precise moment, Evil is threatening to claim a young girl.
Kötüler bile ikinci bir şansı elde ediyor. Umarım üçüncüsünü bile.
Even villains get second chances… and, hopefully, even third ones.
Tanımıyordum ve onlar kötüler. Aşağıda hiç kimseyi.
I didn't know anyone down there and they're bad people.
Ya kötüler saldırırsa ve güçlü yüzüğüm yeterli olmazsa?
What if evil strikes and my power ring runs low?
Gidelim! Kötüler ordusu kurduğumu duyurun.
Let's bounce! Put the word out I'm building an evil army.
Böylesine büyük bir çocuk yaptıkları için çok kötüler. Ebeveynlerin kim?
Who are your parents? They are very bad for making such a big boy?
Bize bir bak. Kahramanlar ve kötüler hepimiz bir aradayız. Senin için.
Look at us… heroes and villains together for you, because of you.
Kötüler beni yok etmeyi beklerken, Ben senin öğütlerini inceliyorum.
The wicked have waited for me to destroy me: but I will consider thy testimonies.
Lütfen dinleyin. Bu insanlar çok ama çok kötüler.
Please, listen. These people are very, very bad.
Kötüler senin iyi olup olmamanı umursamaz.
Evil doesn't care that you're nice.
Yoksa kötüler ona ulaşmak için onları kullanır.
Otherwise, the villains could use them to get to her.
Kötüler yıkılıp yok olur, Doğru kişinin evi ayakta kalır.
The wicked are overthrown, and are not: but the house of the righteous shall stand.
Neden kötüler de diğerlerimiz gibi işlere girmiyorlar?
Why can't the evil just get jobs like the rest of us?
iyilerse merhamet eder ve verir.
The wicked borrow and pay not again;
but the righteous show mercy, and give.
Only the vicious survive here.
Ve bilirsiniz ki bazıları muhtemelen sandalye olarak oldukça kötüler.
And you know some of them would probably be terrible chairs.
Kurnaz kötüler. Hayır teşekkürler Bay Çavuş.
Sly villains. No, thank you, Mr Sergeant, sir.
Only the vicious survive.
Düşmanlarım kötüler gibi, Bana saldıranlar haksızlar gibi cezalandırılsın.
Let my enemy be as the wicked. Let him who rises up against me be as the unrighteous.
Kötüler ihaneti unutmaz, Plenkov. rospu… Seni o.
Evil doesn't forget betrayal, Plenkov. You son of a.
Kötüler, kahramanlar… aralarındaki çizgi, çocukluğum.
The lines between them, my childhood. The villains, the heroes.
Sonuçlar: , Zaman:

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası