kiralık konak teması / Kiralık Konak - Vikipedi

Kiralık Konak Teması

kiralık konak teması

funduszeue.info

  • Trend olan
  • İçindekiler

    Kiralık konağın teması nedir?

    Eskiden kalma değerlerin önemini kavrayamamış alafranga hayata alışan yeni nesil kendilerine ait olmayan bir hayata girerek ellerinde olan değeri de kaybetmiştir. Roman içerisinde karşıtlık ve çatışma kadar başka bir önemli konu da değişimdir. Roman da genellikle herkes değişir.

    Yakup Kadri Hangi akım?

    Romancılığıyla öne çıkmış; hikâye, anı, mensur şiir, makale, deneme ve tiyatro türlerinde de eser vermiştir. Fecriati&#;den kısa bir süre sonra Yahya Kemal ile birlikte Nev-yunanilik (neo-klasisizm) akımına yönelmiştir. Eserlerinde güçlü bir gözleme dayanan realizm vardır.

    Hakkı Celis neyin sembolü?

    dördüncü sembol karakter ise hakkı celis&#;tir. hakkı celis ilk etapta servet-i fünun şairine benzer ama yaşadıkları ile değişim geçirir. milli benliği baskın çıkmaya başlar. karşımıza bir kahraman olarak çıkar.

    Ahmet Kerim Hangi eserin kahramanı?

    Hüküm Gecesi Ahmet Kerim, Ahmet Samim, Samiye romanın önemli kahramanlarıdır. Roman, Ahmet Kerim&#;in ağzından nakledilmiştir.

    Kiralık Konak hikaye mi?

    Kiralık Konak Yakup Kadri Karaosmanoğlu Anlatılan hikaye, II. Meşrutiyet&#;in ilanından bir süre sonra başlayıp, I. Dünya Savaşı&#;nın ilk yıllarına kadar devam eder. Kitap, İstanbul&#;un ileri gelenlerinden Naim Efendi&#;nin konağını ve bu konakta yaşayan ailenin başından geçen olayları konu alır.

    Kiralık Konak Hangi akım ile yazılmıştır?

    Fakat, roman tekniği açısından, Kiralık Konak Tanzimat Edebiyatı döneminde yazılmış eserlere göre daha derin ve daha güçlü bir yapıya sahiptir. Yakup Kadri&#;nin dahil olduğu Milli Edebiyat akımının doğasına uygun şekilde, metnin Türkçesi oldukça sade, Arapça ve Farsça tanımlardan büyük ölçüde arınmış haldedir.

    Yaban romanı hangi edebi akımdan etkilenmiştir?

    Yakup Kadri Karaosmanoğlu
    Eğitimİstanbul Hukuk Mektebi (terk)
    DönemMillî Edebiyat · Cumhuriyet
    TürRoman · şiir · öykü · anı
    Edebî akımRealizm

    Kiralık Konak romanı hangi edebi akım ile yazılmıştır?

    Hakkı Celis bey hangi romanın kahramanı?

    Yakup Kadri&#;nin Kiralık Konak romanının erkek &#;kahramanı&#;dır Hakkı Celis. Pasif bir aşk oyuncağından aktif bir özneye; âşık ve çocuk görünümlü şairden haysiyetli bir askere erkekliğine tutunarak ve savaşarak dönüşür&#;

    Nur Baba neyi anlatıyor?

    Romanda Nur Baba&#;nın Nigar Hanım&#;a ilk eşi ne ve Ziba Hanım&#;a olan aşkları anlatılmaktadır. En sonunda ise Üçünden de gönlü geçen Nur Baba&#;nın genç ve güzel bir kadın ile de evlenmek istemesi ile son bulur. Nur Baba romanı bir Bektaşi şeyhiyle dergâhında bulunan genç bir muhibbesi arasındaki aşkı anlatmaktadır.

    Ahmet Celal hangi kitabın kahramanı?

    Romanın ana karakteri olan Ahmet Celal, Yaban&#;da üzerinde gerçek anlamda durulan, iç dünyası gerçek anlamda okuyucuya gösterilen tek karakter olarak tanımlanabilir. Ahmet Celal&#;in romandaki temel rolü, Türk aydını ve Türk köylüsü arasındaki derin uçurumu göstermektir.

    Kiralık Konak anlatıcı kimdir?

    Yakup Kadri, romanı üçüncü kişi ağzıyla, olaylara dahil olmayan bir anlatıcı olarak okuyucuya sunar. Fakat bunu yaparken, anlattığı karakterlerin psikolojilerini, düşüncelerini, hislerini ve duygularını da detaylı bir şekilde aktarmayı amaçlar.

    Kiralık Konak ilk ne romanı?

    Kiralık Konak, Türk Edebiyatı&#;nın en önemli romancılarından biri olan Yakup Kadri Karaosmanoğlu&#;nun ilk romanıdır. İlk olarak yılında yayınlanmış olsa da, roman bundan yaklaşık on sene öncesinde geçer.

    Kiralık Konak redingot nedir?

    batı kültüründen aşırılıp zorla alışkanlık haline getirilmiş, terbiye ve görgüsü dolayısıyla yeniliklere ayak uyduramamasına rağmen osmanlı erkeğinin frenk özentisiyle üzerine giyip bir daha çıkaramadığı fiyakalı ceket. esasen bir son dönem osmanlı burjuva erkeği geleneğinin simgesidir redingot. özellikle yakup kadri&#; &#;

    Dönem/Final Ödevi Ad-Soyad: Ömer Faruk Çelik (UNIT) KİRALIK KONAK’TA MEDENİYET ÇATIŞMASI GİRİŞ Türkiye’de başlayan modernite ve Batılılaşma ile bir çok eser yazılmıştır bu kitaplardan bir tanesi de Kiralık Konak’tır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun ilk kitabı olan Kiralık Konak Tüzer’in de dediği gibi “girilen yeni medeniyet dairesinin, nesiller üzerinde meydana getirdiği etkiye dikkat çeker”(Tüzer,, s). Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kahire doğumludur. Yazar ,edebiyatımıza yirminci yüzyılın başlarında dergilerde yazdığı bir çok edebi tür ile giriş yapmıştır. Kiralık Konak tıpkı Peyami Safa’nın Fatih Harbiye’si gibi karakter ve mekan ikilisi üzerinden bir anlatım yapmaktadır. “Kiralık Konak, Tanzimat sonrası toplum yapısında yoğun olarak görülmeye başlanan değer kargaşalarını, nesiller arası kopukluğu, Batılılaşma ve ve modernleşme kavramının yanlış anlaşılmasının sonucu, doğan yozlaşmayı ve alafranga, züppe tipinin dejenere olduktan sonra içine düştüğü trajik durumu konu alır”(Akpınar,). Türkiye’de Batılılaşma doğru yorumlanamadığı için bu tarz kargaşalar ortaya çıkmıştır. Bu kitap da ki medeniyet kargaşasının da başlıca nedeni bu kargaşalar olarak gösterilmektedir. Bu yazıda ele alacağımız başlıca konu medeniyet kargaşası olacaktır. Bu konudan yola çıkarak makale de, Türkiye’de Batılılaşma algısı, Kiralık Konak’ta karakterlerin ve mekanların temsiliyetine açıklık getirilmeye çalışılacaktır. Ardından sonuç kısmı ile makale son bulacaktır. 1. Bölüm: Türkiye’de Batılılaşma Algısı Medeniyet bir toplumun yada ülkenin maddi ve manevi değerlerini ifade eder. Tanzimat ile başlayan Batılılaşma merakı aslında direkt olarak medeniyetler ile bağlantılıydı. Bir yanda yeniye, Batıya meraklı olan Türk Medeniyetinin bir kesimi diğer yanda ise insanların merakını, yaşam biçimini cezbeden Batı vardı. Türkiye’de Batı yanlış yorumlanmaktaydı ve bunun sonucunda karşımıza Fatih Harbiye’nin Neriman’ı gibi , Kiralık Konak’ ın Seniha’sı gibi karakterler çıkmaktadır. Türkiye’de Batılılaşma bir açıdan modernlik olarak biliniyordu. “Modernlik, üzerinde görüş birliğine varılan tek bir tanıma sığdırılamayan, çok yönlü ve tartışmalı bir olgudur.”(Aksoy,, s.8). Belki de bu nedenden dolayı Türkiye Batılılaşmayı yanlış anlamıştır. Osmanlı‘nın devlet büyükleri ve kanaat önderlerinin Batılılaşmayı yanlış anlamasının başlıca nedeni ise ” Aydınların batılılaşmadan anladığı -ilim ve teknoloji getirme- ilkesini görmezden gelerek, hiçbir sınır tanımadan, Avrupa’nın modern hayatına ya da Türk toplumunun alışık olmadığı zevk alemlerine hayranlık duyan bir kesim doğmuştur. “(Akpınar,, s). Cümlesi ile açıklık kazandırmaktadır. Dönemin önderleri Batılılaşmayı sadece zevk-i sefa bir yaşam tarzı olarak algılamasaydı Batılılaşma medeniyetimizde yanlış bir olgu olmayabilirdi. Türkiye gibi birçok tarihi ve önemli olaya ev sahipliği yapmış olan bir coğrafyada kimlik çatışması kaçınılmazdır. “Bu yönüyle “saf” kültürden ve “öz”kimliklerden bahsetmek neredeyse imkânsız. Kültürel yapılar arasındaki geçişkenlik (alışveriş) ile farklılık bir arada düşünüldüğünde kimliklerin değişim potansiyeli dikkat çekicidir.”(Doğan,, s.5) Zamanın İstanbul’un da da değişiklikler başlamıştı, meyhane sayıları, eğlence mekanları daha da fazlalaşmıştı. Genel olarak bu tarz mekanların hemen hepsi Beyoğlu’n da yer alıyordu. İlber Ortaylı’nın da dediği gibi “Tanzimat devrinde başlayan Avrupalılaşmanın kapısı Beyoğlu ile aralanmıştır”(Ortaylı,, s). Kiralık Konak’da ise Servet Bey’in Şişli’de ki apartmana taşınma merakı başlamıştı ve sonunda çok istediği apartman dairesine taşındı. Kısacası konakdan apartmana bir yöneliş aslında Doğu dan Batı ya bir yönelişti. Böyle başladı Batılılaşma bizim medeniyetimiz de ve aslında hala tam manasıyla nedir bu Batılılaşma bilinemiyor, onlarca kitap, makale vb. Edebi ürünler yazılmasına rağmen. 2. Bölüm: Kiralık Konak’ta Karakterlerin Temsiliyeti Roman da bulunan karakterleri birinci ve ikinci dereceden olmak üzere ikiye ayırdığımızda, Naim Efendi, Seniha ve Servet Bey üçlüsü birinci dereceden kahramanlardır. İkinci dereceden karakterlerin içerisinde Naim bey’in çekingen kızı Sekine Hanım’ı, şımarık ve eğlence düşkünü Faik Bey’i, şiir meraklısı olan Hakkı Celis’i ve Seniha’nın kardeşi yanlış Batılılaşmanın esiri Cemil’i bulabiliriz. Aslında her ne kadar Hakkı Celis’i ikinci derecen olarak ele alsakda Yakup Kadri kendi düşüncelerini romana onun üzerinden aktarmıştır. Hakkı Celis’den başlayalım o halde Hakkı Celis romanın şiir meraklısı, utangaç ve Seniha aşığı olan karakteridir. Gerek yazdığı şiirler gerekse düşünceleri ile Doğu-Batı ikilisinin içerisinde kendisini Doğu tarafına yerleştirmek daha mümkün. Naim Efendi son zamanlar da şöyle söylemeye başlamıştı “Hiçbir haber yokmu? Daha gelmeyecek mi?”(Karaosmanoğlu,,s). Belkide bu denli onu aramasının nedeni onun fikirleri ile kendisinin fikirlerinin hayli bağdaşıyor olmasıydı. Kendini asla Batı ve modernite akımına kaptırmayan böyle bir gençti Hakkı Celis. Seniha yani Hakkı’nın kavuşamadığı, ama züppe,Batı tarzında yaşamı ve modernlik içerisinde yetişmiş olan Faik Bey’in çok çabuk elde ettiği kız. Belki de Faik Bey’in bu denli kısa sürede Seniha ile beraber olması, Seniha’nın daha küçük yaştan itibaren Batı ve modernleşme düşkünü babası Servet Bey ve Avrupa’dan onun eğitimi ve gelişimi için getirdiği Madam Kronski’dir. Seniha daha küçük yaşından beri hep moderniteye ve Batı’ya yönelmiştir. İleri düzey de Fransızca bilen, iyi şekilde piyano çalabilen bir genç kız tabiki de ,o eski Doğu adetleriyle iç içe olan Hakkı Celis’i istemezdi. Seniha’nın Avrupa’ya kaçışının başlıca nedeni de budur. Daha küçük yaşından beri hep bir modernlik ve Batı silsilesi ile büyüyen bir kız artık daha fazla o, eski ve Doğu kültürüne sahip konakta kalmak istememekte haklıdır.” Olumsuz edimleri romanın geneline yayılmış olan Seniha, bu anlamda “verilmiş” bir alafranga tiptir.”(Yaşar,,s). Seniha’ya verilmiş demek aslında çok doğrudur çünkü kendisi değil babası, yani köksüz denilebilecek Servet Bey seçmişti onun bu modernite uğruna yetişmesini, Batıya verilişmiş olan Seniha değilmiyidi zaten geleneksel ve muhafazakar yaşam tipinden uzak bir şekilde adalarda çıplak denize giren. Seniha tüm bunların sonucunda, girdiği medeniyet kargaşasından asla çıkamamıştır. Romanın başrol oyuncusu olan Naim Efendi bir zamanlar en üst kademeler de devlet görevleri yürütmüştür, ama artık kendisi emeklidir. Eşi’nin vefatı ile kızı Sekine hanım eşinin yerini almıştı konakta. Torunu Seniha’ya fazlasıyla düşkün olan Naim Efendi bir o kadar da torununun yetişme tarzından rahatsızdı ama asla buna söz söylemiyordu. Konu her ne olursa olsun söz söylemezdi ama zamanla konakta kendi aralarında konuşulan Türkçe’yi bile anlayamaz hale gelmişti. Damadı Servet Bey’in apartman merakının arttığı Seniha’nın Avrupa’ya kaçtığı dönemler de hastalıkları ve yanlızlığı artmıştı o büyük, devlet adamı Naim Efendi’nin bu denli yanlız kalmasının başlıca nedeni onun kültürüne ve değerlerine sımsıkı bağlı olmasıydı. Damadının ve torunlarının içine girdiği medeniyet kargaşasına hep karşı bir duruşu olmuştur. Peki ama bu medeniyet kargaşasının içine neden o da girip hayatının geri kalanını daha huzurlu geçirmek istemiyordu? “Naim Efendi, yeni kuşağın bireyleri arasında eski kuşağın taşıyıcısı olan bir yabancıdır”(Karadaş,, s). O halde Naim Efendi’yi de bir kargaşa içerisinde buluyoruz. Onca Batı meraklası içerisinde olmasına rağmen Seniha’ya söylenen verilmişlik tabirinin tam tersi Naim Efendi’de Doğu’ya verilmiş bir birey olarak karşımıza çıkıyor. O zamanlar yani Batı’ya entegrasyon sürecinde bir çok devlet büyüğü geçici bir zenginlik elde etmiştir, Naim Efendi’de bunların içerisindedir. Elde ettikleri bu zenginlik o dönem insanlar da baş gösteren modernlik meraklarından olsa gerek. Roman boyunca yeni kuşağın içerisinde eskinin taşıyıcısı olarak hayatına devam etti Naim Efendi, o da yıllardır süre gelen medeniyet kargaşasının içerisinde hatta tam merkezinde bir yaşam sürdü. 3. Bölüm: Kiralık Konak’ta Mekanların Temsiliyeti Ele alacağımız iki mekan konak ve apartman dairesi olacaktır. Konak dediğimiz yapı avlusu, bir çok odası ve birçok katı olan ev tipidir. Genellikle eski tarz da olan konaklar bu romanda da karşımıza başlarda Doğu kültür ile döşenmiş olarak çıksada damat Servet Bey’in konağa gelişi ile Batı’ya doğru bir değişim süreci içerisine girmiştir. Bu değişimin etkilerini öncelikli olarak evde ki mobilyalar üzerinde görüyoruz. Mobilya ile ilgili şöyle diyor Şekercioğlu “Bauhaus yenilikçi ve güçlü bakış açısıyla yaratıcılığı yükseltirken yeni bir kültürel kimlik yaratmayı da başarmıştır.”(Şekercioğlu,,s). Bu alafranga tarzına dönüşmüş konakta Naim Bey gidişattan hiç memnun değildi. Burada da aynı mekan içerisinde iki ayrı fikri savunan kişileri görüyoruz, yani burada da bir medeniyet kargaşası karşımıza çıkıyor. Her ne kadar Naim Bey bu durumdan hoşnut olmasa da aynı konak içerisinde yaşıyolardı ve bunun sonucunda asıl olarak karşımıza çıkan şey, Doğu ile Batı arasında bir sentez, bir entegrasyondur. Tamam ama bu Doğu Batı sentezi nedir? “Doğu ile Batı arasındaki mücadele, her insanın kendi nefsiyle mücadelesine benzer. Bunların sentezi, insanın var olmak için muhtaç olduğu vahdetin ifdesidir”(Safa,,s). Peyami Safa’nın bu sözünden yola çıkarak Doğu-Batı sentezinin aslında insan üzerinde varoluşsal bir etkisi olduğunu görüfunduszeue.info’nın da konakta daha fazla kalamayıp Avrupa’ya kaçmasının başlıca nedenide varoluşsal ve teslimiyetsizlik sorunu olduğu tanısına varıyoruz. Konak apartman ikilisinden yola çıkarak zamanın İstanbul’una baktığımızda karşımıza çıkan iki saray var bunlardan biri Topkapı Sarayı diğeri ise Dolmabahçe Sarayı’dır. Topkapı Sarayı’nı Naim Efendi’nin konağı, Dolmabahçe’yi ise Servet Bey’in apartman dairesi ile bağdaştırabiliriz. Bunun sebebi ise Topkapı’nın mimarının bir Türk Dolmabahçen’nin mimarının bir Avrupalı olmasıdır. İşte tıpkı konak ve apartman dairesi gibi konak mimarları daha çok Doğu’lu ve Türk apartman mimarları ise Batı görüşlü modern denilen Avrupa’lı kişilerdi. “Konağın özellikle de “oda”nın, Naim Efendi için taşıdığı simgesel anlam çözümlendiğinde, maddî olarak “yaşanan” bir mekândan çok “ruhsal” olarak nefes alınan bir “yuva” ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz.”(Tüzer,,s). İşte konak sadece insanları bir araya toplayan bir barınak olmaktan çıkıyor adeta bu sözler ile, Naim Efendi için konak sadece barınak edebileceği bir yer olmamıştır. Konak, kendi medeniyetinin yaşayan bir simgesi olarak karşımıza çıkıyor. Bunlara rağmen damadının konakta yaptığı değişikliklere yada Avrupa’dan gelen mürebbiye Madam Kronski’ye neden karşı çıkmıyordu Naim Efendi? Konumuzu yani, medeniyet kargaşasını burada bir kez daha görüyoruz. Seniha’nın da Avrupa’ya gidişi ile artık Servet Bey daha fazla o konakta kalmaya tahammül edememiş, o çok sevdiği apartman dairesine taşınmıştır. Bunun üzerine konak odaları boş kalmış, içerisinde sadece Naim Efendi ve hizmetçileri kalmıştı. Günden güne, aydan aya eskiyor, yıpranıyordu konak ama herşeye rağmen Naim Efendi o konağı bırakamıyordu. Belki de konağı bırakmama nedeni, kendinide Batı esiri olarak görmesinden korkmasıydı. Elinde kalan tek mal varlığı olan o konağın kiralık olarak başkasına geçmesini bile asla istemedi ve hayatının son demlerini, son anlarını o çok sevdiği, medeniyetinin sembolü olarak gördüğü konakta geçirmiştir Naim Efendi. Modernleşme ve Batılılaşma ile beraber karşımıza çıkan o apartman daireleri, nedir insanları kendine böylesi hasta eden o apartman daireleri? Konak gibi içerisinde barındırdığı aile sayıyı az olan değil, içerisinde bir çok ailenin barınmasını sağlayan konut tipidir apartman. Moderniteyle başlayan bu apartman merakı öncelikli olarak Galata Sur İçi bölgesinde başlamış daha sonra ise Beyoğlu bölgesinde devam etmiştir. İşte Servet Bey’i asıl çeken şey apartmanın konaktan daha iyi olması değil, apartmanların bulunduığu bölgelerin daha fazla Batı gibi görünmesi, daha fazla modern diye tabir edilen insanların bir arada yaşamasıdır. “Bu sürecin bir yansıması olarak da mimari anlamda yaşanan ihtiyaçlar doğrultusunda yeni yapı türleri ortaya çıkmıştır.”(Tandaç,,s.3). Girilmeye çalışılan yeni medeniyet dairesinin getirdiği bu apartmanlar Batı’yı ve modernliği oldukça çağrıştırmaktadır. Özellikle Beyoğlu-Pera bölgesine baktığımızda Batı’nın yansımalarını mekanlar üzerinde çok açık ve net bir şekilde görmekteyiz. Medeniyet kargaşası nedir sorumuza aslında en kolay cevap bulabileceğimiz somut şeyler karakterler değil, mekanlardır. Sonuçta mekanlar yapılmaya başladığı andan itibaren o yapıyı tasarlayan mimarı ifade eder. Yani bir mekana baktımızda kolaylıkla Doğu tarzımı yoksa Batı tarzımı olduğuna açıklık getirebiliriz. Bu konuda örnekler aradığımızda tarihimizdeki saray ve benzeri yapılarda karşımıza çıkan lavabo tarzı alaturka tarzıdır, fakat modernite zamanında yapılan yapılara baktğımızda lavaboların alafranga tarzda olduğunu görürüz. Günümüzde bile genel olarak çoğu eve bakıldığında ev içerisinde bulunan iki lavabodan biri alaturka diğeri alafrangadır. O halde bu Doğu-Batı çatışması veya medeniyet kargaşası günüzde de hala varlığını korumuyormu? Elbette koruyor ve uzun yıllar da korumaya devam edecektir. “Galata ve Peranın fiziksel gelişimi aslında bölgedeki tarihsel, ekonomik ve sosyal gelişmelerin bir ürünüdür.”(Sunalp,,s). Gelişen ve artan refah düzeyi insanları modernliğe ve modernleşmeye sürüklüyordu bir bakımdan. Bunların sonucu olarak ortaya çıkan modernleşme merakı insanların yaşamlarında büyük önem arz eden evlerinin tarzını bile değiştirmeye başlamıştı fakat Naim Efendi gibi medeniyetine sımsıkı bağlı ve kendisini toplumun içerisinde olduğu medeniyet kargaşasınının dışında tutmaya çalışanlar hariç. Sonuç Bu yazıda, Yakup Kadri’nin ilk romanı olan Kiralık Konak’tan konu edindiğimiz Doğu-Batı meselesine, medeniyet kargaşası, Türkiye’deki Batılılaşma ve modernite olgusunun yanlış anlaşılan yönlerine açıklık getirmeye çalışılmıştır. Günümüze kadar yüzlerce edebi ürün yazılmasına rağmen asıl olarak kimse bu soruya cevap bulamamıştır. Tanzimat dönemin de başlayan bu Batılılaşma ozamanlar doğru olarak algılansaydı toplum üzerindeki etkileri daha olumlu ve zararsız olabilir bunun sonucunda karşımıza Seniha’lar ve Neriman’lar yok denecek kadar az bir şekilde çıkabilirdi. “İstanbul’da iki devir oldu: Biri İstanbulin; diğeri redingot devri Osmanlılar hiçbir zaman bu İstanbulin devrindeki kadar zarif; temiz ve kibar olmadılar. Tanzimat-ı Hayriye’nin en büyük eseri, İstanbulinli İstanbul Efendisidir. Bu kıyafet dünyaya yeni bir insan tipi çıkardı ve Türkler bu kıyafet içinde ilk defa olarak vahşi Asya ile haşin Avrupa’nın arasında gayet hususi yeni bir millet gibi göründü” (Karaosmanoğlu,,s). Yazarında dediği gibi Türkler bu kargaşanın içerisinde tüm Dünyaya yeni bir millet gibi göründü. Her ne kadar yeni bir millet gibi görünsede, Türk’ler yıllardan beri süre gelen ve yanlış şekilde uygulanan Batılılaşmanın esiri olmuşfunduszeue.info Kadri ise bu eserinde Peyami Safa gibi belirli bir tarafta olmamış, kendisi de o medeniyet kargaşasının içerisinde olmuştur. Tanzimat’tan bu yana hiç son bulmayan kimlik çatışması ve medeniyet kargaşası daha uzun yıllar devam edecektir. Kaynakça Aksoy S. () Peyami Safa’nın Romanlarında Modernleşme ve Mekan Ankara: Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü Akpınar, S. (,Yaz) Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Romanlarında “Alafrangalık”Teması Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi Doğan, Z. () Orhan Pamuk Edebiyatında Tarih Ve Kimlik Söylemi İstanbul:Yıldız Teknik Üniversitesi Karaosmanoğlu, K. () Kiralık Konak İstanbul: İletişim Yayınları Karadaş, Y. () Üç Edebi Eser, Üç Ülke, Modernliğin Üç Farklı Düzeyi Gaziantep:Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 9/3 Ortaylı, İ.() Batılılaşma Yolunda İstanbul:Mk kitapevi Safa, P. () Yirminci Asir Avrupa ve Biz İstanbul:Ötüken Neşriyat yayınevi Sunalp, A. () Yüzyıl Galata Ve Pera Apartman-Konutlarında Orta Sofa-Hol Tipolojisinin Gelişimi İstanbul:İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Şekercioğlu, S. () Mobilyanın Gelişim Süreci Ve Doğu-Batı Sentezinin Osmanlı Mobilyası Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi İstanbul:Haliç Üniversitesi Tandaç, E. () Beyoğlu İstiklal Caddesi Yüzyıl Apartmanlarının Avrupa Konut Kültürü İçinde Değerlendirilmesi İstanbul:Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tüzer, İ. (,Bahar) Kimliklerin Çatıştığı Mekan Kiralık Konak Ankara:Bilig Dergisi Yaşar, H. (,Kış) Seniha: Uçurumun Dibine Yuvarlanan Bir Genç Kız International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

    nest...

    çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası