Karışmak Ingilizce

İşinize karışmak istemem ama burada ne halt oluyor?

I don't want to interfere with your business, but what the hell is goin'on here?

Olaya karışmaktan, seninle beraber bana da sataşmalarından korktum.

I'm afraid of invovling, abused with you.

Ben riskli hiçbir işe karışmak istemiyorum.

I don’t want to be involved in anything dodgy.

Buna karışmak istemiyorum.

I don't want to be involved in this.

Sanırım ortama karışmak zorunda kalacağız

I guess we' il just have to blend in

Hiçbir zaman Bart'la olan ilişkine karışmak istemedim.

I nevewanted to weigh in about your relationship with bart.

Kültürlerine yada, geleneklerine karışmak gibi bir niyetimiz olmadığı konusunda, garanti verebiliriz.

We could assure her we have no intention of interfering with their culture or traditions.

Bonoboların komşularıyla karışmak istemedikleri ve onlan uzak tuttuğu günler de vardı.

There also were days on which bonobos did not wish to mingle with their neighbors and kept them at a distance.

Bu işe karışmak istiyor musun?

Do you like those odds, Paul?

Ben bu işe karışmak istemiyorum.

I don't want to be a part of this.

Beni ilgilendirmeyen konulara karışmak istemem ama oğlun için çok zararlı.

I don't want to butt in, but it's bad for your son.

Karışmak istemem ama, bence bu senin için iyi.

I'd go for this,'cause, you know, it's good to go.

Yeniden insanların arasına karışmak güzel.

It's just good to be back in the human race again.

Bu lanet işe karışmak istemiyorum.

I don't want to get mixed up in this darn thing.

Kalabalığa karışmak istiyorum.

I want to mingle.

Ölmek, rüzgarda çıplak durmaktan başka nedir ki ve eriyip güneşe karışmaktan?

For what is it to die but to stand naked in the wind and to melt into the sun?

Fadıl işe karışmak istemedi.

Fadil didn't want to get involved.

Değil mi? " 75 sent için, karışmak istemiyorum. "

You know? " For 75 cents, I don't want to get involved. "

"Böylece korkaklığın günümüzdeki en hâkim şekli ""karışmak istemedim"" deyişinde gizlenir. 4."

Hence the most prevalent form of cowardice in our day hides behind the statement “I did not want to become involved.” 4.

İzleyen adamın görevi gözlemek ve rapor etmektir, işe karışmak değil.

The backup man's assignment is to observe and report, not to interfere.

Üç saat, kayıplara karışmak için uzun bir süre.

Three hours to be goneis a long time.

Karışmak istemezsin.

You don't want to be involved.

Clanton'ların ve McLaury'lerin işine karışmak sana bir fayda getirmez.

Nothing good can come from you interfering with the business of the Clantons and the McLaurys.

Burada mesele Birleşik Devletler hükûmetinin içişlerine karışmak.

This is about meddling in the affairs of the United States government.

Karışmak istememiştim.

I didn't want any part of it.

Ben riskli hiçbir işe karışmak istemiyorum.

I don’t want to be involved in anything dodgy.

Bu işe karışmak istiyor musun?

Do you like those odds, Paul?

Ben bu işe karışmak istemiyorum.

I don't want to be a part of this.

Bu lanet işe karışmak istemiyorum.

I don't want to get mixed up in this darn thing.

Fadıl işe karışmak istemedi.

Fadil didn't want to get involved.

İzleyen adamın görevi gözlemek ve rapor etmektir, işe karışmak değil.

The backup man's assignment is to observe and report, not to interfere.

Clanton'ların ve McLaury'lerin işine karışmak sana bir fayda getirmez.

Nothing good can come from you interfering with the business of the Clantons and the McLaurys.

Hayır, bu işe karışmak istemiyorum.

No no no, I don't wanna be mixed up in this.

Oraya çıkıp da kumanda zincirinden kıdemli bir dişinin çekip işine karışmak istemem.

I don't want to go up the chain of command, get one of the female Elders to intervene.

İnan bana bu işe karışmak istemezsin.

Trust me, you don't want to get involved in this.

Çok şükür ki babam bu işlere karışmak için çok uzakta.

Fortunately my dad is too far away to interfere.

Neden bu işe karışmak zorundalar ki?

Why do they got to be in on this?

Bu işe karışmak istemiyorum.

I don't think I can get involved in this.

Bu işe karışmak istemezsen anlayışla karşılarım.

I understand if you don't want to be involved in this one.

Annem senin işine karışmak istemedi.

Mama didn't want to interrupt your work.

Devlet işlerine karışmak haddime mi?

How dare I meddle with state affairs?

Bu işe karışmak istemiyorsun, öyle mi?

You don " t want to get involved?

Bir başka Aes Sedai’nin eylemlerini sorgulamak da, işine karışmak gibi yasaktı.

Questioning another sister's actions was just as forbidden as interfering with them.

Tıbbi işlerinize karışmak istemem ancak biz ayrılmak üzere hazırız.

I don't want to Interfere with medical progress, but we're ready to leave.

Tanrının işine karışmak, buna katlanmayacağım.

Interference with God's work, I will not suffer.

Göçmenlik bürosunun işlerine karışmak istemeyiz.

We certainly don't have to help lmmigration with theirs.

Bu işe karışmak istemiyorum.

I don't want no part of this.

Beş polis memurunun bu sabah rüşvet almak ve uyuşturucu işine karışmaktan suçlandığını duyurmaktan üzüntü duyuyorum.

I'm saddened to announce the indictment this morning of five police officers on on charges of bribery and dealing in narcotics.

J'naii'nin iç işlerine karışmak İlk Emir'e karşı gelmek olur.

Interfering with J'naii affairs is against the Prime Directive.

Bazıları, bu işe karışmak istemediklerini öne sürebilirler.

Some might reason that they do not want to become involved.

Bir cümlede Topluma karışmak kullanım örnekleri ve çevirileri