hipofiz bezi yüksekliği azalması nedir / Hipofiz Tümörü (Adenomları): Nedir, Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi | Anadolu Sağlık Merkezi

Hipofiz Bezi Yüksekliği Azalması Nedir

hipofiz bezi yüksekliği azalması nedir

Hipofiz bezi beynin alt bölümünde yer alan yaklaşık 0,5 gramlık bir bezdir. Çeşitli hormonların salgılanmasında görevli olan bu bez, diğer endokrin bezlerde olduğu gibi, bir takım hormonların üretilmesinde ve insan bedenindeki diğer bölgelerin organlarının uyarılmasında rol oynar. Hipofiz bezi dışında diğer endokrin bezlere örnek olarak tiroid bezi, pankreas ve erkek testisleriyle kadın yumurtalıkları verilebilir. Endokrinoloji, bu bezlerle ilgili çalışmalar yapan, tanı ve tedavi süreçlerini yürüten bilim dalıdır. Bir iç hastalıkları uzmanı ilave eğitim alarak endokrinoloji uzmanı olabilmektedir.

Hipofiz Bezi Nedir?

Peki hipofiz bezi nedir ve hipofiz bezi nerede bulunur? Beynin alt tarafında yer alan bu bez, ortalama 0,5 gram ağırlığındadır. Hipofiz bezi görevi gereği, kendisi gibi diğer bezlerin işlevlerini yerine getirmesini sağlayan hormonları üretir. Hipofiz bezinin salgıladığı 5 farklı hormon vardır.

Hipofiz Bezi Hormonları

Hipofiz Bezi Hormonları
  • TSH: Tiroid bezinin faaliyet göstermesini sağlayan hormondur. Boğazın ön tarafında yer alan tiroid bezinin hayati derece önemli olan tiroid hormonunun üretimini denetler. Aynı zamanda TSH hormonu olmadan hem zihinsel hem de fiziksel olarak metabolik bir yavaşlama meydana gelir.
  • FSH/LH: Üreme organlarının harekete geçmesini sağlayan hormondur. Erkeklerde testislerin, kadınlarda da yumurtalıkların cinsel işlevlerini yerine getirmesini ve üremenin gerçekleştirilmesini sağlayan hormondur.
  • ACTH: Böbrek üstü bezinin harekete geçmesini sağlayan hormondur. Böbrek üstü bezinin kortizol salgılamasını denetleyen bu hormon, oldukça önemli hormonlardan birisidir. Çünkü kortizol, hem bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasından, hem tansiyondan hem de damaların içerisindeki sıvının olması gereken seviyede olmasından sorumludur.
  • Prolaktin: Süt üretimini uyararak harekete geçiren hormondur. Doğumdan sonra bebeğin emzirilebilmesi için en gerekli ve en önemli hormon prolaktindir. Fakat üzerine yapılan çalışmalarla, son yıllarda bağışıklık sisteminde görev aldığı da ortaya konmuştur.
  • GH: Büyüme hormonudur. Ergenlik döneminde boyun uzamasını sağlar. Fakat son 20 yılda yapılan çalışmalar, çok daha farklı görevlerinin de olduğunu göstermiştir. Hafızanın ve zihinsel işlevlerin sağlanmasından, yağ ve kas oranlarına, kemik dokusunun güçlendirilmesinden, kalp hastalıkları ihtimalinin azaltılmasına kadar birden fazla görevi bulunmaktadır.

Hipofiz Bezi Hastalıkları

Hipofiz bezi tarafından salgılanan hormonların fazla olmasına ya da eksik olmasına göre 2 farklı hastalık grubu bulunmaktadır. Hipofiz bezinin salgıladığı temelde 5 hormon bulunur ve bu hormonlardan bir ya da bir kaçının az olmasına hipofiz yetmezliği denmektedir. Hipofiz yetmezliği, tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Hipofiz Yetmezliği Nedenleri

Hipofiz yetmezliğinin en büyük nedeni, iyi huylu tümörlerin fazla büyümesine bağlı olarak, bez dokusunun baskıya uğraması ve olması gerekenden fazla ya da az hormon üretmesidir. Bunun yanında, kadınların doğum sonrasında fazla kanamalarının olmasına bağlı olarak da hipofiz bezi zarar görebilmektedir. Öte yandan, trafik kazası ya da düşme gibi ciddi kafa travmalarının da hipofiz yetmezliğine neden olabileceği son yıllarda ortaya çıkartılmıştır.

Hipofiz Yetmezliği Belirtileri

Hipofiz bezinin yetersizliğinin bilinen en büyük özelliği, belirtilerinin çok az olması ve hatta hiç görülmemesidir. Bu yüzden hastaların bir çoğunun, hipofiz yetmezliğiyle yıllarca yaşadığı gözlemlenir. Bununla birlikte hastaların, çok başka şikayetlerle doktora gittikleri görülür. Genel olarak hipofiz yetmezliği ile birlikte ortaya çıkan şikayetler şunlardır:

  • Baş ağrısıyla birlikte ya da baş ağrısı olmaksızın ortaya çıkan görme azalması
  • Erkeklerde cinsel işlev kaybı görülmesi, vücut kıllarının dökülmesi ve tıraş olma sıklığının azalması. Aynı zamanda istenildiği halde çocuk sahibi olamama da görülebilmektedir.
  • Kadınlarda regl problemleri, çocuk sahibi olamama ve adet kanamalarının sebepsiz yere tamamen bitmesi
  • Sürekli üşüme, uyuma isteğinin artması, istemsiz kilo alma, cildin kuruması, yorgunluk, tansiyon düşüklüğü, baş dönmeleri, fazla su içme ve fazla idrar çıkarma.

Yukarıda yer alan belirtiler çok sayıda hastalığın belirtisi olabilmektedir. Tipik olarak hipofiz bezi yetmezliğinin belirtileri olarak ortaya konamazlar. Ancak yukarıdaki belirtilerden bir ya da birkaçı uzun zamandır devam ediyorsa ve farklı hastalıkların teşhisi yapılamamışsa, hipofiz yetmezliğinden şüphe duyulmalıdır.

Hipofiz Yetmezliği Tedavisi

Teşhisin konulmasıyla birlikte bir endokrinoloji uzmanı tarafından tedavi sürecinin başlatılması gerekmektedir. Tedavi sürecinde eksikliği belirlenen hormonlar vücuda verilmelidir. Doktor, ilaçları ve dozajlarını, hastanın durumuna göre belirleyecektir. Tedavi, eksikliği belirlenmiş hormona ve eksikliğinin seviyesine göre yaşam boyu devam edebilir. Bu da rutin olarak endokrinolojik muayeneler yapılması gerektiğini göstermektedir. Doğru seviyelerde tedavi verilmesi halinde, hipofiz yetmezliğine bağlı olarak gelişen ya da gelişebilecek olan bozuklukların önüne geçmek mümkündür. Hastalar genellikle hipofiz bezi nasıl güçlendirilir sorularıyla araştırmalar yaparlar. Bu tarz araştırmalar yapan hastalar için internet üzerinde çok fazla bilim dışı bilgi yer almaktadır. Hastaların böylesi yanlış bilgilere hiçbir şekilde inanmaması ve doktorunun önerdiği yoldan tedavi olması gerekmektedir.

Hipofiz Bezi Tümörü

Hemen hemen her 5 insandan birisinde hipofiz bezi tümörü görülebilmektedir. Ancak bu tümörler genellikle iyi huylulardır ve tıp dilinde hipofiz adenomları olarak adlandırılmışlardır. Bir insanın hayatı boyunca herhangi bir belirti göstermeden ve hiçbir zarar vermeden kalabilen bu tümörler, eğer gereğinden fazla büyürse (hipofiz bezi büyümesi olarak da bilinir) bir takım zararlara neden olabilirler. Tümörün büyümesi, bedenin ihtiyaç dışı seviyede hormon üretmesine neden olabilmektedir. Bu da beraberinde tehlikeli sağlık problemlerinin doğmasına neden olabilir. Hipofiz bezi tümörü, kafatası içerisinde çıkan tümörlerin yüzde 15&#;ini oluşturmaktadır.

Hipofiz Bezi Hastalıkları

Hipofiz Bezi Hastalıkları ve Sella Bölgesi Patolojileri


Bu bölümde hasta ve hasta yakınlarının anlayabileceği bir anlatım diliyle hipofiz bezi ve sella bölgesinin anatomisi, fizyolojisi, tetkikleri, hastalıkları ve tedavi yolları ile ilgili temel bilgiler verilmektedir.



Anatomi ve Fizyoloji


Sella bölgesi kafatası tabanında yani kafatası kubbesi ve beyin alındıktan sonra altta kalan derin kısımda yer alır. Bu bölgede kafatası kalın destek kemiklerinden oluşur. Sella çukuru bu kemiklerden sfenoid kemik denilen kemiğin üstünde yer alan yaklaşık cm ilk bir oyuktan oluşmuştur ve anatomik adı sella Turcica (Türk eyeri) dir. Bu kemik yapı altında sfenoid sinüs denilen bir kemik boşluk vardır ve burun boşluğuna komşudur. Sella boşluğu içinde hipofiz bezi bulunur. Hipofiz bezi bizim endokrin yani hormon merkezimizdir.

Vücudumuzu yöneten tüm önemli hormonlar bu funduszeue.info kısımdan kan dolaşımına salınır. Hipofiz bezinin alt kısmı burun boşluğu ile komşu durumdadır, ancak etrafında çok önemli başka oluşumlar da bulunur. Yan kısımlarında beyini besleyen en önemli damar olan karotis arterleri (şah atardamarı), ve bazı önemli sinirler (3. Sinir - gözbebeği göz kapağı ve hareketlerini idare eder, 4. Sinir - bazı göz hareketlerini idare eder, 6. Sinir - gözü dışa baktırır, 5. Sinir - göz ve yüz bölgesi duyuları ile ilgilidir) bulunur. Üst kısmında ise 2. Sinir yani görme sinirimiz ve önemli beyin yapıları (hipotalamus gibi) yer alır.

Hipofiz bezi aslında kabaca iki parçadan oluşur. Ön hipofiz (adenohipofiz) de denilen kısım aslında embriyo döneminde yutak kısmından bu bölgeye doğru gelişen Rathke kesesinden köken alır, yani bir sinir yapısı değildir. Bu kesenin artıklarını bazen ileri yaşlarda hipofiz bölgesinde kistik yapılar şeklinde görebiliriz. Bu kistlerin büyük olanları baskı yaratmaları sebebiyle ameliyat edilirler. Hipofiz bezinin bu ön lobu pek çok hormonu salgılayan özel hücrelerden oluşur. Örneğin laktotrop hücreler proaktif hormonunu, gonadotrop hücreler gonadotropin yani büyüme hormonunu sekreter ederler. Aslında bu ön adenohipofiz bölgesinden yaklaşık 20 kadar hormon ve benzeri madde salındığı tespit edilmiştir.

Hipofiz bezinin daha küçük olan arka lobu, diğer adıyla posterior hipofiz ise beyin ile bağlantılı bir kısımdır. Hipotalamus bölgesinin bir uzantısı olarak bir sap yardımıyla aşağıya uzanır ve nörohipofiz adı da verilir. Bu bölgeden direkt olarak hormon salgılanmaz, hipotalamusta yapılan iki hormon buraya hipofiz sapıyla iletilerek depolanır ve uygun durumlarda kana karışır. Bu hormonlar oksitosin ve ADH (antidiüretk hormon - vücudumuzda su düzenini sağlayan önemli bir hormon) dur.

Ön bölgeden salınan hormonlar, beyinle direkt bağlantı olmasa da hipotalamus tarafından kontrol edilirler. Her hormon belirli bir düzen ve seviyede kana salınır ve hedef organlarda ikincil hormonların salınmasını uyarır (örneğin tiroid hormonları) ya da hücre fonksiyonlarını düzenlerler. Hipofiz bölgesinin kan dolaşımı da bu duruma uygun şekilde düzenlenmiştir.

Hipofiz bezi beyinin bulunduğu kısımdan farklı bir kompartmanda bulunur. Normalde beyin etrafında bir su dolaşımı vardır ve beyin bu sıvıda adeta bir denizaltı gibi yüzer. Hipofiz bölgesinde altında su dolaşımı olan zar yapısı yoktur ve bu alanda BOS bulunmaz.
 

Hipofiz bezi ve Sella bölgesi Hastalıkları - Belirtiler


Bu bölgenin en sık görülen hastalıkları kitleleri, tümörleridir. Bu bölge tümörlerinin çoğunluğu iyi huyludur. Bu bölgede doğumsal kitleler (kranyofaringeoma gibi), kistler (dermoid, epidermoid, araknoid, Rathke gibi), hipofiz adenomları, metastaz, ve glial tümörler görülebilir. En sık hipofiz bezinin tümörlerine rastlanılır ki bunlar için adenom tabiri kullanılır.

Hipofiz bezine ait tümörlerin bir kısmı hormon salgılayan tümörlerdir. Bunlar ya 1 cm den küçük tümörlerdir ki bunlara ‘mikroadenom’ denilir. Bu cins tümörler bir ya da daha fazla hormonu normalden çok fazla miktarda üreterek vücuda verirler. Bu hormonun niteliğine göre özel klinik tablolar oluştururlar. Bu tablolardan en sık görüleni hiperprolaktinemidir, yani hipofiz bezindeki adenomdan (buna prolaktinoma da denilir) prolaktin hormonunun fazla miktarda salınması durumudur. Daha çok genç bayanlarda amenore (adet düzensizliği), infertilite (kısırlık), galaktoreye (memelerden süt gelmesi), ve hirsutizme (aşırı kıllanma) neden olur. Erkeklerde de olabilir ve empotans (iktidarsızlık) ve jinekomasti (memelerde büyüme) durumuna neden olabilir.

En sık görülen ikinci tablo büyüme hormonunu fazla salgılayan adenomlarda görülür. Eğer büyüme hormonu ve analogları (GH - growth hormon, IGF-1 somatomedin C) büyüme gelişme tamamlanmadan önce fazla salınırsa devlik (gigantizm) tablosu ortaya çıkar. Eğer ileri yaşlarda bu olursa akromegali (uç organların büyümesi) oluşur. Her ikisi de vücudu yoran durumlardır. İleri yaşlarda ortaya çıkan akromegalide dış görünümde bozulmalar (çene alın dil ve elmacık kemiklerinde ileri doğru büyüme, el ve ayaklarda büyüme), yumuşak dokuda bozulmalar, kalp ve akciğer problemleri ile eklemlerde problemler olur.

Bir diğer hormonal tablo Cushing Hastalığıdır. Bunda vücutta kortizon fazlalığına neden olan adenom vardır. Kortizon fazlalığında obesite, karında ensede ve göğüste yağlı dokuda fazlalaşma, aydede yüzü, kırmızı yanaklar, şeker metabolizma bozukluğu, ve hipertansiyon gibi durumlar meydana gelir.

Hipofiz bezinin bir grup tümörleri ise hormon salgılamazlar ancak büyüklükleri, kitleleri ile baskıya neden olurlar. Bu tip tümörler için non-fonksiyone makroadenomlar tabiri de kullanılır. Bu tümörler önce hipofiz bezinin kendisine baskı yaparlar, hormon seviyelerinde azalmaya neden olarak ‘hipopitüitarizm’ tablosuna neden olurlar. Daha sonra kolay büyüyebildikleri yukarıya doğru büyürler, üstlerindeki zarı gerginliğe uğratarak başağrısına neden olurlar. Daha da yukarıya doğru büyürlerse göz sinirlerine baskı oluşturarak görmede azalma ve görme alanı defektlerine neden olabilirler. Yan taraflara büyüyerek göz hareketlerini yaptıran sinirlerde baskı ile çift görmeye, ya da burun boşluğuna doğru büyüyerek burundan BOS (beyin-omurilik sıvısı) gelmesine neden olabilirler.

Bu bölgede karşılaşılan en acil durum ‘hipofiz apopleksisi’ denilen kanamadır. Ender görülür. Ani şiddetli başağrısı, kusma, hipotansiyon ve ani görme kaybı meydana gelir. Acil ameliyat gerektiren bir durumdur.
 

Tetkikler


Bu bölgenin hastalıklarında en önemli tetkik yöntemleri görüntüleme ve kan hormon tetkikleridir. Bu bölgenin görüntülenmesinden başlıca bilgisayarlı tomografi (BT / CT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR / MRG / MRI) kullanılır. Bu bölgeye özel çekimlerle problem yaratan hastalık teşhis edilebilir. Günümüzdeki hızlı bilgisayar sistemleri ve hassas dedektörlerle donatılmış yüksek görüntü çözünürlüğüne sahip cihazlar görüntü kalitesini üst düzeye taşımıştır. Merkezimizin bağlantılı olduğu hastanemiz radyoloji biriminde 3 Tesla GE MR cihazı, çok dedektörle GE spiral BT sistemi bulunmaktadır.

Hipofiz bezi ve etraf dokuların fonksiyonlarını tespit etmek için ayrıntılı kan ve hormon incelemeleri endokrinoloji ve biyokimya bölümlerimizin sorumluluğunda yapılır ve değerlendirilir. Göz sinirlerine yakın komşuluk göstermeleri nedeni ile her olgunun ayrıntılı göz muayenelerinin yapılması gereklidir. Bazı hastalarda VEP (görsel uyarılmış potansiyeller) denilen elektriksel görme yolları incelemesi nöroloji bölümü tarafından yapılmaktadır.
 

Değerlendirme ve Tedavi


Hipofiz bezi ve sella bölgesindeki tümörler kitle etkisine neden oluyorlarsa tedavileri cerrahi yani ameliyattır. Sadece bazı özel durumlarda önce ilaç tedavisi uygulanır. Örneğin prolaktinomalarda ilk tedavi seçeneği - eğer görme yolları üzerine aşırı bir baskı yoksa- medikal tedavi yani ilaç tedavisidir. Son yıllarda rahat tolere edilebilen yeni ilaçlarla hormon seviyeleri ve tümör büyüklüğü kontrol altında tutulabilmektedir.

Bu bölge ameliyatlarında kullanılan standart cerrahi girişim yolu transsfenoidal girişim denilen burun içi yoluyla hipofiz bezine ulaşmaktır. Yıllardır uygulanmakta olan bu cerrahi girişim genel anestezi altında yapılır. Genellikle skopi cihazı ya da navigasyon sistemi ile burun içinden kafa tabanına ulaşılır. Sella boşluğu tabanı açılarak nokta atışı şeklinde tümoral patolojiye ameliyat mikroskobu ya da endoskop sistemi ile ulaşılarak çıkartılır. Bu girişim esnasında modern teknolojinin sağladığı bazı olanakların kullanılması mümkün olmaktadır. 

Örneğin tümörün sodyum fluoroscein ile boyanarak floresan kılavuzluğunda cerrahi ile normal dokudan tümörün ayrımının yapılması, damarsal yapıları görmek için ICG veya floresan anjiyografi kullanmak, nöroultrasonografi kontrolü yapmak gibi. Bu teknolojiler ile diğer dokulara zarar verilmeden tümörlerin çıkartılması mümkün olabilmektedir. Tümör dokusunun çıkartılmasından sonra girişim alanı onarılarak burun tamponları konulur. Bazı olgularda tümör çıkartıldıktan sonra BOS akıntısı olabilir, bu durumda belden BOS alınarak basıncı düşürmek ve tamiri kolaylaştırmak için geçici bir drenaj yerleştirilir. Ameliyat esnasında veya sonrasında tümörün kontrolü için BT veya MR çekimi yapılır.

Ameliyat sonrası hormon seviyelerinin titizlikle kontrol edilmesi gerekir. Nöroendokrinoloji birimimiz periyodik kontrollerle tüm hastalarımızı izler. Ayrıca Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü olarak her hastamız aralıklı kontrol MR ları ile takip edilir.

Hipofiz tümörleri için en önemli konulardan birisi de nöropatolojik değerlendirmedir. Uzman nöropatoloji ekibimiz ameliyat sonrası gönderilen materyali özel yöntem ve boyamalarla ayrıntılı olarak değerlendirir. Patoloji raporu konseyde değerlendirilerek ileri tedavilere karar verilir.

Bazı durumlarda tümörlerin tümü çıkartılamayabilir. Kalan tümöral dokuya yönelik odaklanmış radyoterapiler yapılması gerekli olabilir. Ender olarak bazı tümörler kemoterapi gerektirebilir. Bazı tümörler yukarıya yani beyine doğru fazla büyümüş olabilirle. Bu durumda yukarıdan yani kafatasından ufak bir girişimle tümörü çıkartmak gerekebilir.

Hipofiz Tümörü (Adenomları): Nedir, Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Hipofiz Bezi Nedir?

Hipofiz bezi; kafatasının içinde, beynin alt kısmında yer alan ve burun boşluğuna komşu bölgede bulunan, yaklaşık fındık büyüklüğünde bir hormon bezidir. Hipofiz bezi, Sella Turcica (Turk Eyeri) denen koruyucu kemik yapısı içinde yer alır. Beynin üst merkezlerinden gelen iletimler önce Hipotalamus’a, oradan hipofiz sapı aracılığıyla hipofize iletilerek buradan vücut için gerekli olan hormonlar salgılanır. Bir diğer deyişle, hormon sisteminin temel kontrol noktasını hipofiz bezi oluşturur. Hipofiz bezine ait hormonlar, diğer hormon bezlerini kontrol ederek, dolaylı yoldan iç organların çalışmasını düzenlemede işlev görür.

Hipofiz bezi üç kısımda incelenir: Ön, arka ve orta hipofiz olarak ayrılır. Temel olarak hormon üretimi anterior hipofizde oluşur. Orta hipofizde sadece melanosit-stimule edici hormon üretilir.  Arka hipofiz Hipotalamus’la iletişim içinde olan bölümdür ve burada iki farklı hormon üretilir. 

1.       Ön hipofiz bezi temelde altı ayrı hormonun üretiminden sorumludur ve endokrin sistemle doğrudan ilişkili kısımdır. Buna göre aşağıdaki hormonlar ön hipofiz bezinden üretilir:

  • Büyüme hormonu (GH): Tüm vücudu etkileyerek büyüme ve gelişme döneminde organların olgunlaşmasını ve büyümesini sağlarken; yetişkinlik döneminde tüm vücuttaki hücre fonksiyonlarının devamlılığına yardımcı olur.
  • Adrenokortikotropin hormon (ACTH): Böbrek üstü bezlerinden salgılanan ve hayati özellikte olan kortizol, aldosteron, androjen türevleri gibi hormonların üretimini düzenlemekten sorumludur.
  • Tiroit stimülan hormon (TSH): Vücut için hayati öneme sahip bir diğer hormon grubu olan tiroit bezine ait hormonların üretimini düzenler.
  • Foliküler stimülan hormon (FSH): Kadınlarda yumurtalıktaki üreme hücrelerinin gelişiminden sorumlu olan FSH; erkeklerde de sperm üretiminin düzenlenmesinde görev alır. Ayrıca östrojen, progesteron, testesteron gibi cinsiyet hormonlarının üretimini düzenler.
  • Lüteinleştirici hormon (LH): Kadınlarda olgunlaşan yumurta hücrelerinin üreme kanalına atılmasını sağlarken; erkeklerde sperm üretimi ve olgunlaşmasından sorumludur. Bunun dışında FSH ile birlikte cinsiyet hormonlarının üretiminin düzenlenmesinde görev alır.
  • Prolaktin: Kadınlarda doğum sonrası anne sütü üretimini sağlayan temel hormondur. Bunun dışında üreme sisteminin düzenlenmesi ile çeşitli psikolojik etkilerinin olduğu bilinir.

2.       Arka hipofiz bezi iki farklı hormon üretiminden sorumlu olup; hipotalamusla doğrudan bağlantı kuran bir doku yapısına sahiptir:

  • Antidiüretik hormon (ADH): Böbreklerden su tutulumunu tetikleyerek idrar miktarını ve vücuttaki su mevcudiyetini düzenler.
  • Oksitosin: Kadınlarda doğum kasılmalarını başlatan ve doğum sonrası rahmin küçültülerek doğum kanamalarının durmasını sağlayan hormondur. Bunun dışında anne sütünün meme dokusundan tazyikle çıkmasında işlev görür.

Hipofiz Tümörü Nedir?

Hipofiz bezinin dokusunu oluşturan hücrelerin çeşitli nedenlerle kontrolsüz bölünmesi ve çoğalması sonucu kitle oluşturmasına hipofiz adenomu adı verilir. Hipofiz adenomları; fonksiyonları ve yapıları itibariyle iyi huylu tümörler olsa da; ulaşabildikleri boyutlar ve fonksiyon göstermelerine bağlı olarak çeşitli klinik belirtilere neden olarak sağlığı olumsuz etkileyebilir. Oldukça nadiren, hipofiz tümörleri kanserleşebilir. Yine klinikte izlenen hipofiz adenomları genellikle ön hipofizden kaynaklanır.

Hipofiz adenomlarının klinik belirtileri temelde kaynaklandıkları hipofiz hücresine bağlı olarak hormon üretip üretmediğine ve ulaştıkları tümör boyutuna göre değişkenlik gösterir. Buna göre çapı 1 cm’den küçük olan adenomlara mikroadenom adı verilirken; 1 cm’den büyük adenomlara makroadenom adı verilir. Mikroadenomlar sıklıkla çevre dokulara belirgin bir sorun yaratmasa da; makroadenomlar hipofizin komşuluğunda bulunan anatomik yapılarda ve hipofiz bezinin kendisinde bası yoluyla sorunlar meydana getirebilir.

Bunun dışında adenomlar fonksiyonel özellik gösterebilir ve kaynak aldıkları hücreye göre belirli hormonları normalden fazla miktarda, kontrolsüz olarak üretebilir. Bu doğrultuda, büyüme hormonu, ACTH, TSH, prolaktin, FSH veya LH hormonlarını üretebilen adenomlar gelişebilir. Yine hipofiz bezi içinde veya çevresinde yer alan ve anne karnındaki embriyolojik döneme ait farklı doku türlerinden kaynaklanan tümör yapıları da gelişebilmektedir (Kraniofarenjiom, teratom, gangliositom gibi).

Bu bilgiler ışığında, klinikte karşılan hipofiz adenomlarının büyük çoğunluğu mikroadenom türünde olup prolaktin üretmeye yatkın iken; makroadenom olarak izlenen tümörlerin büyük çoğunluğu fonksiyonel olmayıp herhangi bir hormon üretmeden, çevre dokulara bası yoluyla klinik tablo geliştirir.

Hipofiz Tümörü Neden Olur?

Mevcut klinik yaklaşımda hipofiz adenomlarının neden geliştiği tam olarak bilinmez. Bununla birlikte yapılan araştırmalar sonucunda bazı risk faktörlerine sahip hastalarda hipofiz adenomu gelişme ihtimalinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu faktörler genetik temelli olup aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • Multipl endokrin neoplazm sendromu tip 1 (MEN-1) hastaları
  • McCune – Albright sendromu hastaları
  • Carney kompleksine sahip hastalar
  • Ailesinde benzer şekilde hipofiz adenomu gelişen kişiler

Hipofiz Tümörü Belirtileri Nelerdir?

Hipofiz tümörlerine bağlı gelişen semptomlar, tümörün boyutuyla ilişkili olarak çevre dokularda bası oluşturmasından kaynaklanabileceği gibi; hipofizin fonksiyonel kısmında yetersizlik meydana getirerek hormon eksikliğine bağlı da gelişebilir. Eğer tümör hormon üretimine sahip fonksiyonel bir kitle ise, bu kez üretilen hormonun fazlalığına bağlı belirtiler tabloya eklenebilir. Bu bakımdan çok çeşitli klinik tablolara yol açabilen hipofiz tümörlerinde “Hipofiz tümörü ile birlikte ortaya çıkan semptomlar nelerdir?” sorusunu sormak daha mantıklı olacaktır.

Bu bağlamda hipofiz adenomlarının büyük boyutlara ulaştığı durumlarda çevre dokulara basıya bağlı aşağıdaki belirtiler izlenebilir:

  • Görme kaybı veya görme alanında azalma (özellikle gözün dış kadranlarına ait alanlarda kayıp)
  • Baş ağrısı
  • Bulantı – kusma
  • Hipofiz bezinin bası altında kalmasına bağlı halsizlik, yorgunluk, adet düzensizlikleri, cinsel işlev bozuklukları, idrar miktarında artma, kilo alımı

Bunların dışında adenomun fonksiyon özellikte olması durumunda miktarı artan hormona bağlı olarak aşağıdaki belirtiler tabloya eklenebilir:

  • Prolaktin fazlalığında; adet düzensizlikleri veya adetin tamamen ortadan kalkması, meme dokusundan süt salgısının gelmesi, erkeklerde cinsel işlev bozuklukları, sperm miktarında azalma, meme dokusunda gelişme
  • Büyüme hormonu fazlalığında; büyüme çağında aşırı uzama; yetişkinlikte çene, burun ucu, el ve ayaklar gibi vücut uzuvlarının uç kısımlarında uzama, terleme, yüksek kan şekeri, eklem ve kalp problemleri
  • ACTH fazlalığında; vücutta anormal bölgelerde yağlanma, kas güçsüzlüğü, yüksek kan basıncı ve kan şekeri, ciltte yağlanma ve akne gelişimi, çatlaklar, psikolojik sorunlar
  • TSH fazlalığında; kilo kaybı, çarpıntı, bağırsak sorunları, terleme, huzursuzluk ve sinirlilik
  • FSH – LH fazlalığında; adet düzensizlikleri, cinsel işlev problemleri, kısırlık

Hipofiz Tümörü Teşhisi Nasıl Konulur?

Hipofiz tümörleri çok farklı klinik tablolara yol açabildiğinden uzman bir hekim tarafından alınan ayrıntılı hastalık öyküsü ve detaylı fizik muayene sonrası elde edilen veriler, ek görüntüleme ve laboratuvar tetkiklerinden elde edilen bilgilerle bir araya getirilir. Tüm bu incelemeler ışığında ise adenomun varlığı ile özellikleri tespit edilerek teşhis konulur.

Başvurulan tetkikler arasında kan ve idrarda bakılan hormon testleri, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans (MR) gibi yöntemlerle beyin bölgesinin görüntülenmesi ve görme alanı testleri yer alır.

Hipofiz Tümörü Tedavisi Nasıl Yapılır?

Hipofiz tümöründe tedavi yöntemi öncelikli olarak hastadaki klinik bulgulara ve sağlığı etkileme düzeyine bağlı olarak belirlenir. Bu bağlamda mikroadenom özellikteki tümörler herhangi bir fonksiyonel veya anatomik soruna neden olmadığında tedavi kararı alınmayabilir. Ancak daha büyük boyutlu ve fonksiyonel tümörlerde farklı tedavi yöntemlerine başvurulması gerekebilir. Buna göre aşağıdaki yöntemler hipofiz tümörü tedavisinde kullanılır:

  • Takip: Küçük boyutlu, fonksiyonel olmayan ve herhangi bir klinik belirtiye yol açmayan tümörlerde yakın takip önerisi gündeme gelebilir. Bu durumda hastalar aralıklı olarak tümörün davranışında ve boyutunda herhangi bir değişimin olup olmadığı noktasında incelemeye alınır.
  • Cerrahi: Özellikle bası belirtilerine neden olan tümörlerde adenomun ameliyatla çıkarılması gerekebilir. Burada iki farklı yöntem uygulanabilir. Endoskopik transnazal transsfenoidal yaklaşım adı verilen birinci yöntemde ameliyat burun içerisine gönderilen endoskoplar yardımıyla kapalı teknikle kitlenin çıkarılmasını içerir. İkinci yöntem ise transkranial yaklaşım olup; açık beyin cerrahisi yöntemiyle kitlenin alınmasını ifade eder.
  • Radyoterapi: Cerrahi tedavi sonrası veya cerrahinin yapılamadığı hasta gruplarında kitlenin yoğunlaştırılmış X-ışınları kullanılarak radyoterapi ile giderilmesi hedeflenebilir. Eksternal radyoterapi ya da stereotaktik radyocerrahi yöntemleri kullanılabilir. 
  • İlaç tedavisi: Hipofiz hormonlarının kandaki miktarlarında yükselme veya alçalmaya bağlı gelişen belirtilerin giderilmesinde çeşitli ilaç tedavilerinden yararlanılabilir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası