Dr Kemal Fındıkçıoğlu Instagram

“İlk izlenim yaratmak için ikinci bir şansınız yoktur!” Kişisel gelişim uzmanlarının konuşmalarına başlarken kullanmayı sevdikleri giriş sözlerinden birisidir. İlk izlenimi yaratırken kıyafetiniz, vücut dilinizin söyledikleri; elbette hepsi önemli, fakat sosyal iletişime girip konuşmaya başlamadan önce göz teması devreye girer. Karşımızdaki kişinin duygularını gözlerine bakarak anlamaya çalışırız. Bu nedenle karşımızdaki kişinin göz bölgesi onun hakkındaki düşüncelerimizi etkileyebilecek kadar önemli bir vücut bölgesidir.

Yüz tek başına gözler, dudaklar, kaşlar veya yanaklardan ibaret değildir, bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir; fakat yüz yaşlanması ilk önce göz etrafında kendisini belli etmeye başlar. Üst ve alt göz kapaklarında oluşan cilt sarkmaları, şişlikler, kırışıklıklar ve torbalanmalar; yaşlı, uykulu ve yorgun bir görünüme neden olur. Üst ve alt kapaklar hemen hemen benzer yapıda olsa da aynı hızda deforme olmayabilirler, bu nedenle alt ve üst kapaklar ayrı ayrı da değerlendirilebilirler.

Alın ve kaşlarda yerçekiminin etkisiyle aşağı doğru yer değiştirme otuz beş yaş civarında başlar. Üst göz kapağı derisinde bollaşma, kaşların dış tarafındaki sarkma ile daha da belirgin hale gelir. Ellili yaşlar civarında tüm yüzdeki kaslar ve deride olduğu gibi üst göz kapağındaki kaslar ve deri de incelir, sarkma daha fazla artar. Göz etrafındaki bağ dokusu ve liflerdeki gevşeme nedeniyle göz çukurundaki yağ yastıkçıkları dışarıya doğru fıtıklaşır ve gözaltı torbaları denilen görüntü oluşur. Genetik özelliklere de bağlı olarak bazen erken yaşlarda da göz kapaklarında sarkma ve/veya torbalanmalar görülebilir. Estetik göz kapağı cerrahisi yani blefaroplasti, kişiye daha genç ve zinde bir görünüm kazandırabilmektedir. Göz çevresi oldukça karmaşık ve hassas bir anatomik yapıya sahip olduğu için ameliyat öncesi muayenenin çok dikkatli yapılıp soruna yönelik müdahale planının yapılması gerekir.

Üst göz kapağında genellikle cilt fazlası ve yağ yastıkçıklarının fıtıklaşmasından oluşan iki problemle karşılaşılır. Cilt fazlalığı varsa sadece cilt çıkarılması, cilt fazlasına yağ fazlası eşlik ediyorsa yağın da bir miktarının alınması gerekebilir. Bazen üst göz kapağındaki deri sarkması o kadar fazladır ki görme alanınızı bile daraltıp görmenize engel olabilir. Üst göz kapağı dış tarafındaki şişlikler yağ fazlalığından değil gözyaşı bezinin aşağı doğru yer değiştirmesinden kaynaklanabilir. Gözyaşı bezinin kemiğe doğru tespit edilmesi bu problemi çözebilir. Alt göz kapağında, genellikle bağ dokusunun gevşemesi nedeniyle göz küresi alt kısmındaki yağ dokusunun öne doğru torbalanması söz konusudur. Bu yağ gerekenden fazla olursa çıkarılması, ya da alt göz kapağı-yanak ayrımında bulunan gözyaşı oluğu gibi kısımdaki doku eksiğini telafi etmek üzere, azalmış olan yağ dokusu yönünde kaydırılması işlemi uygulanabilir. Alt göz kapağı-yanak ayrımındaki (tear trough) oluk, geçici olarak, ameliyat edilmeden dolgu maddeleriyle de düzeltilebilir.

Üst göz kapağı operasyonları çoğunlukla lokal anesteziyle yapılabilir, alt göz kapağında biraz daha derin dokularda çalışıldığı için lokal anesteziye sedasyon yöntemi ilave edilmelidir. Tek başına üst göz kapaklarının ameliyatı yarım saatte biter, fakat alt göz kapaklarının ameliyatı 1 saat kadar sürer. Arzu eden hastalara tam bir genel anestezi de uygulanabilir. Ameliyat lokal anestezi veya sedasyonla yapılmışsa aynı gün taburcu olunabilir. Kişisel özelliklere göre değişmekle birlikte gün süren göz çevresi morlukları ve şişlikler olabilir. Ameliyattan tam sonuç alınması ayı bulur. Göz kapağı cildi vücudun en kolay ve en güzel iyileşen cildidir, bu nedenle belirgin iz kalmaz.

Göz kapakları yüzdeki diğer organlarla birlikte yaşlanır. Kaş kenar kısımları sarkmış, kaz ayakları olan bir kişide sadece göz kapağı ameliyatı yapmak hastanın yorgun veya yaşlı ifadesinde kısmi bir fayda sağlayacak, hasta yeterince mutlu edilememiş olacaktır. Bu nedenle hastanın bir plastik cerrah tarafından detaylı muayenesinin yapılması; kaş kaldırma, yüz germe, dolgu, botox gibi ek işlemlere ihtiyacı olup olmadığı analiz edilmelidir.

Her ameliyatta olduğu gibi göz kapağı ameliyatlarında da komplikasyon denilen bazı istenmeyen durumlar gelişebilir. Erken dönemde, herhangi bir ameliyatta karşılaşılabilecek genel anesteziye bağlı riskler, kanama, enfeksiyon veya yara iyileşme problemleri olabilir. Göz çevresinde çalışıldığı için erken dönemde gözlerde tahriş veya göz kuruluğu gözlemlenebilir ve bunun için tedavi almanız gerekebilir. Bu ameliyat sonrası göz çevresinde oluşan şişlik ve morluklar uzun süre güneş ışınlarına maruz kalırsanız daha uzun süre kalıcı olabilir. Üst ve alt göz kapağından çıkarılacak deri miktarı çok önemlidir. Eğer gereğinden fazla cilt çıkarılırsa gözlerinizin açık kalması ve kuruyup keratite zemin hazırlaması söz konusudur. Fazla doku çıkarılmasının telafisi çok daha zor olduğu için ameliyat öncesi iyi bir planlama yapılmalıdır. Göz kapağı derisi vücuttaki en ince ve en kolay iyileşen deri olmakla birlikte her bireyin yara iyileşme sürecinin birbirinden farklı olduğu göz ardı edilmemelidir.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktüf ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal Fındıkçıoğlu, burun estetiği ameliyatlarında nelere dikkat edilmesi gerektiğiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Kemal Fındıkçıoğlu, yüze yapılacak olan estetik müdahalelerin yüz iskelet gelişiminin tamamlanmasının ardından yapılmasının doğru olduğunu belirtti. Fındıkçıoğlu, 16 yaşından sonra teorik olarak yüze yapılan müdahalelerin daha uygun olduğunu ancak söz konusu ameliyatın estetik bir prosedür olması durumunda birçok cerrahın hastanın 18 yaşını doldurmasını beklemesi gerektiğini söyledi.

“Kendi pratiğimde hastanın 18 yaşını doldurmasını istiyorum” diyen Doç. Dr. Kemal Fındıkçıoğlu, “Daha erken yapılan müdahaleler ebeveyn rızası gerektirdiğinden, hastanın vücudunda gerçekleştirilecek böylesi bir işlemde kendi onayının ve imzasının olmasının daha doğru olacağını düşünüyorum” dedi.
Estetik burun ameliyatlarında kullanılan açık ya da kapalı teknik tercihinin hastanın burnunda düzeltilmek istenen deformeye göre değiştiğini kaydeden Fındıkçıoğlu, hangi tekniğin kullanılacağına hastayı detaylı olarak muayene ettikten ve neleri düzeltmesi gerektiğini saptadıktan sonra karar verdiğini söfunduszeue.infoatları gerçekleştirmeden önce hastayı burun fonksiyonları açısından değerlendirdiklerini ifade eden Doç. Dr. Fındıkçıoğlu, “Değerlendirmedeki amacımız hastanın ameliyat öncesi burun fonksiyonunu ortaya koymak ve ameliyat esnasında düzeltilebilecek problemleri tespit etmek” diye konuştu.

Estetik burun ameliyatlarında bir komplikasyon olarak burundan nefes alma kalitesinin bozulması ile karşılaşılabildiğini belirten Kemal Fındıkçıoğlu, bu komplikasyonların eski tekniklerde daha sık görüldüğünü, modern teknikte ise görülme sıklığının bir hayli azaldığını söyledi.
Estetik burun ameliyatlarında her mevsimin kendine göre avantajının ve dezavantajlarının olabileceğini ifade eden Fındıkçıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Yazın gerçekleştirdiğimiz bir ameliyatta hastanın bir süre güneşten sakınmasını önermekteyiz. Bu kış ayları için daha kolay yerine getirilebilen bir öneri.Kış aylarında da gerçekleştirilen ameliyatlarda, bazı hastalarda ameliyat sonrasında geçirilebilen bir üst solunum yolu enfeksiyonu biraz rahatsız edici funduszeue.infoında böyle bir ameliyat için en önemlisi, hastanın kendisi için ameliyat sonrası dinlenebileceği bir haftalık bir zaman ayırabilmesi.”
Ameliyat sonrası hastaların erken dönemde göz kapaklarında morluk ve şişlik olmasının beklenen bir durum olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kemal Fındıkçıoğlu, bunun sadece gerçekleştirilen cerrahi ile ilgili olmadığını aynı zamanda hastanın cilt yapısı ile de ilgili olduğunu söyledi.
“Şişliğin ya da morluğun az yada çok olması cerrahinin başarısı için bir gösterge değildir” diyen Fındıkçıoğlu, “Şişlik ve morluk genellikle de bir hafta içinde tamamen iyileşen bir durumdur” şeklinde konuştu.

Uzun dönem sorunlarının ise burun derisindeki ödeme bağlı olduğunu, sonucu görmek için biraz sabretmek gerektiğini belirten Doç. Dr. Fındıkçıoğlu, ödemin çözülmesinin hastadan hastaya değişmekle birlikte altı ay ile bir yıl arası bir zaman gerektirdiğini, bazı hastaları ameliyat öncesindebilgilendirmesine rağmenhastaların sonuç için sabırsızlanabildiğini ifade etti.
Kemal Fındıkçıoğlu, burundan nefes alma sorunu olan bir hastanın estetik burun ameliyatı olmayı istemesi durumunda anestezinin olası yan etkileri düşünüldüğünde iki ameliyatı birlikte olmanın daha akıllıca olduğunu söfunduszeue.info Fındıkçıoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Burun içinde tıkanıklık yaratan bir hadise varsa, biz bunu ameliyat esnasında düzeltiyoruz. Aynı zamanda tıkanıklığa sebep olduğu için burun içinden çıkardığımız kıkırdak ve kemik parçalarını, burnu şekillendirirken kullanıyoruz. Dolayısıyla bu iki ameliyatın eş zamanlı ve tek bir cerrah tarafından yapılması daha uygundur.”

funduszeue.info üzerindeki haberler özet şeklinde yayınlanmaktadır. Haberin video, fotoğraf ve metnine Abone panelinden ulaşabilirsiniz.