cartier nedir / Cartier çelik vidalı model bileklik | İlay’s Saat

Cartier Nedir

cartier nedir

Fransız zarafeti ile yeniliklerin buluştuğu bir klasik: Cartier

Dalida Özatay Erus/ [email protected]

 

“İNOVASYON, CARTIER’NİN TEMEL DEĞERLERİNDEN BİRİ VE SINIRLARI ZORLAMAYA DEVAM EDİYORUZ”   

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’a gelen CartIer Güney Doğu Avrupa Direktörü FrançoIs-Marc Sastre, merak ettiğimiz soruları yanıtladı…

 

Cartier denildiğinde akla ilk saat modelleri gelirken, marka son yıllarda mücevher ve aksesuarlarla da ilgi çekiyor. Bu anlamda markayı rakiplerinden ayıran en temel özellikler neler?

Cartier aslında bir mücevher evi olarak doğdu, ardından saatçilik alanında ilkleri gerçekleştirerek saatçilik dünyasının da liderleri arasında yerini aldı. Bugün her iki alanda da hem ikonik hem de yepyeni tasarımlardan oluşan koleksiyonlarımızla markayı yarınlara taşıyoruz. Cartier, başarısını muazzam yaratıcılık ve sürekli yenilik üzerine inşa etti. 1847’de kurulan Maison de Cartier, her yeni koleksiyon ile tasarımlarının modernizmini vurgulamaya devam ediyor. Mücevherat alanındaki ustalığı gayet iyi bilinen Cartier, hem markaya yıllar boyunca rehberlik eden felsefesinin hem de zanaatkarlarının yaratıcılığının ürünü olan birçok devrimsel atılıma önayak olarak öncü rolünü de başarı ile sürdürdü. İnovasyon, Cartier’nin temel değerlerinden biri ve her alanda sınırları zorlamaya devam ediyoruz.  
         
Üretim, tek merkezden mi gerçekleşiyor? Bu merkezin üretim ve tasarım özellikleri nelerdir?


Saatlerimiz, İsviçre’de, La Chaux-de-Fonds’daki üretim merkezimizde tasarlanırken mücevherler ise Paris, Londra ve New York’ta bulunan atölyelerimizde işleniyor. Bu üretim merkezleri ve atölyeler, en son teknolojik donanıma sahip olmakla beraber, arşivlerimizi de barındırıyor. Cartier tasarımlarının en önemli özelliği, geçmişten gelen zanaatkarlığımızı yenilikler ve değişen sosyal hayatın gereklilikleriyle geleceğe taşıyan estetik unsurlar katabilmesidir. Bu unsurları her bir tasarımımızda görebilir, geçmişin ruhunu hissederken modernizmin öncülüğünü taşıyabilirsiniz.

Marka, ne zamandan bu yana Türkiye pazarında bulunuyor? Türk pazarında nasıl bir hedef kitle mevcut?

 

2007’de Türkiye’de ilk butiğini açan Cartier, 2014’te de ikinci butiğini İstinyePark’ta açtı. Maison de Cartier olarak, gün geçtikçe daha fazla saat koleksiyoncusunun ve seçkin mücevhere ilgi duyan kitlenin ortaya çıktığı Türkiye piyasasında büyüyerek var olmaya devam edeceğiz. Yeni butiğimiz Cartier EMAAR Square Mall, mevcut mücevher ve saat koleksiyonlarına 530 metrekarelik alanda ev sahipliği yapacak. Butiğin merdivenlerinin duvarları Paris’te tasarlanan özel duvar kağıtları ile kaplandı, iç dekorasyonu ise Bruno Moinart konseptine uygun yapıldı. Butiğin ana rengi olan bronz pirinç, mobilya, duvar paneli ve pencerelerde kullanıldı. Girişte konukları karşılayan Windfall avize, Cartier şıklığını ve zarafetini yansıtıyor. Yenilik ve sanat, Maison de Cartier’nin kalbinde yer alıyor. Türkiye’deki müşterilerimiz, yıllar içinde bizimle ve tasarımlarımızla birlikte geleceğe yürüyen kişiler oldu ve bu, bizim artık Türkiye’de kendimizi evimizde hissetmemizin en önemli nedeni.

 

ZANAATİMİZİN ODAĞINDA, TAŞLARIN GÜCÜ YATIYOR” 


Bugünlerde yeni koleksiyon Résonances de Cartier konuşuluyor…


Résonances de Cartier koleksiyonu, zıtlıklar ve akışkan çizgilerin oyunu ile taşların güçlü kişiliklerini yansıtan çarpıcı bir estetik yaratıyor. Koleksiyon, içlerinde bileğin ufak bir hareketiyle renk ve ruh halini değiştiren hareketli motiflere sahip göz alıcı ve özgün bir bilekliğin de olduğu 100’den fazla parçadan oluşuyor. Taç olarak kullanılabilen kolyelerden broş olarak takılabilen bilekliklere, bu parçaların çarpıcı mekanizmaları görsel bir şölen oluşturuyor. Tasarım ekibi ve tasarımcılarımız için zanaatimizin odağında taşların gücü yatıyor. Résonances ismi, bizim için en uygun isim oldu çünkü fiziksel etkilerin ya da titreşimin ötesinde göz alıcı bir mücevher karşısında hissettiğiniz o sihirli duyguyu da ifade ediyor. Taş, her Cartier tasarımının odak noktasını oluşturuyor. Tasarım ve kompozisyon tamamen sergilenmek istenen taşın kendisi tarafından belirleniyor. Mücevhere verilen bu özel değer, Cartier stilinin en temel bileşeni. Taşa katılan yorum ve tasarımın değeri, Cartier stilinin parçalarını gösteriyor. Bir Cartier tasarımında önemsiz tek bir parça dahi bulunmuyor; bu, aslında markanın tasarımlarını diğerlerinden ayıran en güçlü özellik. Tasarım, elmas ya da damla kesimli özel taşların yan yana dizilmesinden oluşan sade bir eser olabilir. Aynı şekilde, taşların oranları, geometrisi ya da kompozisyonun akışı bile kendi başına tasarımın kalbini oluşturabilir.

Röportajın ayrıntıları Platin'de...

 

Pierrefontaine-les-Varans : Tonneaux mortels …

Malgré les efforts du corps médical, Guillaume Cartier n'a finalement pas survécu à ses blessures. Il résidait à Laviron, à quelques kilomètres ... «Est Républicain, Tem 15»

Nouveaux horaires pour le Transport Collectif de La Jacques-Cartier

TRANSPORT. Le Transport Collectif de La Jacques-Cartier (TCJC) a modifié certains de ses horaires suite à l'analyse du sondage auprès de ... «Journal Le Jacques-Cartier, Tem 15»

Albert de Monaco reçoit des « bijoux emblématiques de la Maison …

Ce dernier a remis, samedi après-midi, de précieux bijoux Cartier en cadeau de baptême aux heureux parents. Dans un discours qu'il a donné ... «Gala, Tem 15»

Les Monégasques offrent des précieux bijoux Cartier aux bébés …

«Il s'agit de deux bijoux emblématiques de la Maison Cartier, créés tous deux dans les années 20», a expliqué le maire de Monaco, Georges ... «20minutes.fr, Tem 15»

«Beauté Congo»: l'art congolais, une créativité unique en Afrique

A Paris, à la très chic et très branchée Fondation Cartier, « Beauté Congo » réunit plus de 300 œuvres de presque un siècle et démontre la ... «RFI, Tem 15»


REFERANS

« EDUCALINGO. Cartier [çevrimiçi]. Bulunduğu yer: <https://educalingo.com/tr/dic-fr/cartier>. Haz 2023 ».

Cartier'de İnovatif Felsefe

Cartier Tank

Sürdürülebilirlik; tüm dünyanın dilindeki kelime. Cartier, ortak kurucularından olduğu Responsible Jewellery Council’in adil ve dürüst prensipleriyle 2005’ten bu yana doğa dostu üretim yapmak için kafa yoruyor. Bu yıl en somut örneğiyle dijital ortamda gerçekleşen Watches & Wonders fuarında tanıştık: Geri dönüştürülmüş malzemeden kayışıyla Tank Must, atık ve elmasları yan yana getiren, Cartier zarafeti ve ustalığıyla donatılmış klasik ama bir o kadar yenilikçi bir tasarım. Kasasında gizli SolarBeat adlı fotovoltaik mekanizmasıyla bu saat, herhangi bir deri kayış üretimine kıyasla altı kat daha az karbon ayak izi bırakıyor. Elbette X bir moda markasının seri üretimiyle lüks bir mücevher evinin sunduğu zanaat eserlerinin adedi, doğa tahribatı alanında karşılaştırılamaz. Özellikle bu yıla ait Libre serisindeki tsavoritlerle süslü özel edisyon Baignoire modelinden sadece 50 adet veya 734 tane pırlantanın heykelsi bir pantere şekil verdiği mine işlemeli Panthère Songeuse modelinden sadece 30 adet üreteceği hesaba katılırsa, aile yadigarı, zamansız ve bir ömür boyu olmasıyla halihazırda doğasında sürdürülebilirlik olan Cartier’nin tabiatı kollayışı ayrı bir saygı uyandırıyor. Tank Must ve diğer yenilikleri, saat tasarım direktörü Marie-Laure Cérède’den dinledik.

Dünya büyük bir şok atlatıyor, lüksün temsilcilerinden Cartier üzerinde bunun nasıl bir etki yarattığını gözlemliyorsunuz?

Kreatif açıdan bakarsak dünyanın geçtiğimiz yıldan beri yaşamakta olduğu bu süreç, yaratma felsefemizi etkiledi. Daha gelişmiş bir tasarım ve daha gelişmiş bir zanaat talep eder olduk; lüks saat işinde olan bizler için bu ikili günümüz koleksiyonlarının temelini oluşturuyor. Artık telefonunuzdan bilgisayarınıza her yerde zamanı takip etmeniz mümkün ve bizden beklenen safi saat değil, güçlü bir tasarım, zanaat ve hatta sürdürülebilirlik söylevi olan yaratımlar. Bu açıdan Tank Must örnek teşkil eden bir yenilik. Tank zarafetini temsil etmesi, güncellenmiş bir tasarım ve mantıklı bir fiyata sahip olması ve sürdürülebilir olması için bu model üzerinde uzun zamandır çalışıyoruz.

Evet, bu yıl sunduğunuz yenilikler arasında en çarpıcı olanı, içinde yer alan fotovoltaik hücreler sayesinde ışık enerjisiyle çalışan mekanizmaya sahip Tank Must. Bu tasarımın hazırlık sürecinde özellikle teknik olarak ne gibi zorluklar aşıldı?

Cartier’de tasarım fikrinin kendisi her zaman merkezdedir, yani teknik detayların tasarıma hizmet etmesi gerekir. Genellikle teknik çözümler üzerine çalışarak estetik kriterlerimizi yerine getirmeye alışığız. Solar beat movement’ı bu saate kazandırmak oldukça karmaşık bir süreçti çünkü estetikten asla feragat etmememiz gerekiyordu. Örneğin; ışığı absorbe eden Romen rakamlarının doğru boyutlarda kadranda yer almaları ve böylece kusursuz proporsiyonla uyum ve bütünlük içinde olmaları gerekiyordu. 

Tank Must geri dönüştürülmüş malzemeden kayışıyla da Cartier için bir ilk.

Deri olmayan doğru malzemeyi bulmak için pek çok araştırma yaptık. Bulduktan sonra da doğru dokunuşlar ve uygulamalar için tedarikçiyle uzun görüşmelerimiz oldu. Ortaya çıkan tasarım çok doğal dursa da hazırlık süreci çok da basit değildi.

Cartier Tank

 

Mücevher ve saat zanaatlarının yüceltildiği Precious Watches serinizde mine işçiliğiyle öne çıkan Panthère Songeuse modelinde vurgulamak için neden mavi rengi tercih ettiniz?

Bu saatte soyut olmayan, çok figüratif bir panter yer alıyor ve tasarım sürecinde onu modernize etmemiz çok önemliydi. Mitolojideki Narcissus hikayesini resmetmek istedik aslında; onu suya bakıp, kendi yansımasında hayale dalmış şekilde görmek istedik. Hayal kuran bir panter tavrı üzerine çalışırken, onu saat kadranına bakarken, zamanın su gibi akışını izlerken düşledik ve böylece mavi renk doğal olarak öne çıktı. Champlevé yöntemiyle çalıştığımız mine işçiliğinde farklı mavi tonlar gözlemleyebilirsiniz; yeşilden griye geçişleri, aslında tüm bu renkler bizim su yüzeyini yansıtma isteğimizden doğdu.

Değerli taş kullanımı açısından hangi tasarımlarınızı daha dikkatli incelememizi önerirsiniz peki?

Cartier Libre serisinde yer alan iki modeli... Baignoire Turtle modelinde yeşil bir taş fark edeceksiniz; bu tsavorit zanaatkarlarımız tarafından çok gerçekçi bir kaplumbağa kabuğu görünümüne kavuşması için büyük özenle kesildi. Bu parçadaki taş ve kesimi bence çok özel. Tortue Snake’e bakarsanız da farklı tonlarda mine işçiliği göreceksiniz; turuncu renk mercan, mavi ve gri beyazlar ise kalsedon taşlarına birer referans olmaları için özellikle belirlendiler. Yani mine kullanarak değerli taş izlenimi yaratma ve değerli taş kullanarak da doğadaki öğeleri cisimleştirmek benim özellikle keyif aldığım süreçlerdi.

Gelenekseli alaşağı eden Libre serinizde ele alınan kaplumbağa ve yılan motifleri nasıl ortaya çıktı?

Cartier Libre serisi bizler için yaratıcılığın özgürlüğü demek. Tortue saatimiz üzerine beyin fırtınası yaparken kendi kendimize “Kaplumbağa bir yılana dönüşse nasıl olur?”, sonra yine kelimelerle oynarken de “Peki ya baignoire kaplumbağaya dönüşse?” diye sorular sorduğumuzu hatırlıyorum. Hayvan özelliklerini bir saate kazandırma fikrinden yola çıkarak hayvanlar alemi ve Cartier’nin ikonik kasa tasarımlarını buluşturduğumuz bir seri oldu.

Tarihi bir markanın tasarımcısı olarak efsane tasarımlarla dolu zengin bir arşive erişiminiz var. Bu sorumluluğu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ne kadar köklü olursa olsun Cartier’de çalışma şeklimiz önsezilerle ilerliyor, her şey her zaman mantık dâhilinde açıklanamıyor. Yeni bir ikonu tanıtmamız veya bir klasiği yeniden ele alışımız çoğu zaman sezgilerden kaynaklanıyor. Örneğin; Privé koleksiyonumuzda bu yıl ele aldığımız Cloche saat. Privé’yi tasarlarken her seferinde bizden daha şaşırtıcı, daha nadide, daha çarpıcı parçalar beklendiğini hissettik. Ne zaman koleksiyonerler, müşteriler ve gençlerle konuşsak, arşivlerimizde yeniden ele alınmayı bekleyen çok farklı parçalar olduğunu fark ediyoruz. Cloche ise aslında güncelliğini hiç kaybetmemişti; saatlerin özellikle kasa şekilleriyle duyguları harekete geçirdiğini fark ettiğimiz şu dönemde, Cloche’u sunmak için en doğru zaman olduğuna karar verdik.

Cartier

 

Mücevher ve saat zanaatlarının yüceltildiği Precious Watches serinizde mine işçiliğiyle öne çıkan Panthère Songeuse modelinde vurgulamak için neden mavi rengi tercih ettiniz?

Bu saatte soyut olmayan, çok figüratif bir panter yer alıyor ve tasarım sürecinde onu modernize etmemiz çok önemliydi. Mitolojideki Narcissus hikayesini resmetmek istedik aslında; onu suya bakıp, kendi yansımasında hayale dalmış şekilde görmek istedik. Hayal kuran bir panter tavrı üzerine çalışırken, onu saat kadranına bakarken, zamanın su gibi akışını izlerken düşledik ve böylece mavi renk doğal olarak öne çıktı. Champlevé yöntemiyle çalıştığımız mine işçiliğinde farklı mavi tonlar gözlemleyebilirsiniz; yeşilden griye geçişleri, aslında tüm bu renkler bizim su yüzeyini yansıtma isteğimizden doğdu.

Değerli taş kullanımı açısından hangi tasarımlarınızı daha dikkatli incelememizi önerirsiniz peki?

Cartier Libre serisinde yer alan iki modeli... Baignoire Turtle modelinde yeşil bir taş fark edeceksiniz; bu tsavorit zanaatkarlarımız tarafından çok gerçekçi bir kaplumbağa kabuğu görünümüne kavuşması için büyük özenle kesildi. Bu parçadaki taş ve kesimi bence çok özel. Tortue Snake’e bakarsanız da farklı tonlarda mine işçiliği göreceksiniz; turuncu renk mercan, mavi ve gri beyazlar ise kalsedon taşlarına birer referans olmaları için özellikle belirlendiler. Yani mine kullanarak değerli taş izlenimi yaratma ve değerli taş kullanarak da doğadaki öğeleri cisimleştirmek benim özellikle keyif aldığım süreçlerdi.

Gelenekseli alaşağı eden Libre serinizde ele alınan kaplumbağa ve yılan motifleri nasıl ortaya çıktı?

Cartier Libre serisi bizler için yaratıcılığın özgürlüğü demek. Tortue saatimiz üzerine beyin fırtınası yaparken kendi kendimize “Kaplumbağa bir yılana dönüşse nasıl olur?”, sonra yine kelimelerle oynarken de “Peki ya baignoire kaplumbağaya dönüşse?” diye sorular sorduğumuzu hatırlıyorum. Hayvan özelliklerini bir saate kazandırma fikrinden yola çıkarak hayvanlar alemi ve Cartier’nin ikonik kasa tasarımlarını buluşturduğumuz bir seri oldu.

Tarihi bir markanın tasarımcısı olarak efsane tasarımlarla dolu zengin bir arşive erişiminiz var. Bu sorumluluğu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ne kadar köklü olursa olsun Cartier’de çalışma şeklimiz önsezilerle ilerliyor, her şey her zaman mantık dâhilinde açıklanamıyor. Yeni bir ikonu tanıtmamız veya bir klasiği yeniden ele alışımız çoğu zaman sezgilerden kaynaklanıyor. Örneğin; Privé koleksiyonumuzda bu yıl ele aldığımız Cloche saat. Privé’yi tasarlarken her seferinde bizden daha şaşırtıcı, daha nadide, daha çarpıcı parçalar beklendiğini hissettik. Ne zaman koleksiyonerler, müşteriler ve gençlerle konuşsak, arşivlerimizde yeniden ele alınmayı bekleyen çok farklı parçalar olduğunu fark ediyoruz. Cloche ise aslında güncelliğini hiç kaybetmemişti; saatlerin özellikle kasa şekilleriyle duyguları harekete geçirdiğini fark ettiğimiz şu dönemde, Cloche’u sunmak için en doğru zaman olduğuna karar verdik.

Mücevher alanındaki en saygın markalardan biri olan ve Fransızcada “Dünya” anlamına gelen Cartier Monde, aynı zamanda dünyanın en büyük lüks mücevher üreticilerindendir. Vendome Luxury Group PLC’nin İsviçre’de yerleşik Güney Afrika kontrolünde olan Compagnie Financiere de Richemont Ag’nin Londra merkezli lüks ürünler alt şirketi en önemli parçası olan Cartier, Vendome grubunun yıllık satışlarında en büyük paya sahiptir. Vendome, Cartier vasıtasıyla 1999 Mayıs ayında İtalya’nın Van Cleef & Arpel’ini satın almıştır.Cartier, yaklaşık 200 perakende mağazası ile kendi zincirini çalıştırmaktadır; buna şirketin Paris, New York ve Londra’daki amiral gemisi niteliğindeki mekânları dahildir. Cartier, zarif mücevherler ve özel kol saatleri ile eşanlamlı olmaya devam etmekle birlikte, şirket toptan satış ürünleri adı verilen, sigara çakmakları, eşarplar ve göreceli olarak düşük fiyatlı olan diğer aksesuarlar alanında güçlü bir portfolyoya sahiptir. Cartier mağazalarında ve üçüncü taraf perakendeciler vasıtasıyla satılan bu ürünler, toplam Cartier satışlarının dörtte üçünden fazlasını oluşturmaktadır. Cartier, yaklaşık 20 yıl boyunca şirket inşaatında şef mimar olan Allain Dominique Perrin tarafından yönetilmiştir. Bir diğer önemli Cartier figürü, şirketin baş tasarımcısı ve Vendome Grubu’nun başkanının karısı olan Micheline Kanoui’dir. Yüzyıl Dönümünde Şıklığın Sembolü. 1819’da doğan Louis Francois Cartier, Parisli mücevherci Adolphe Picard’ın yanında çırak olarak kuyumculuk ve mücevher işine girdi. Picard emekli olduğu zaman, Cartier ustasının şirketini konsinye olarak satın aldı ve 1847’de Paris, Rue Montorgueil’de Cartier evini açtı. Cartier’in mücevher tasarımları – çağın süs modasının sadeleştirilmiş versiyonunun temsilcisi – kısa sürede Paris sosyetesini etkilemeyi başardı. Cartier, kraliyet tarafından benimsendi; kayda değer ilk koruyucusu ve patronu Napolyon’un kuzeni Prenses Mathilde oldu. Prenses Mathilde’nin, İkinci İmparatorluk’un şıklık ve moda anlayışının bilirkişisi olduğu söylenirdi. Mathilde’nin koruyuculuğu, Cartier’in başarıya erken ulaşmasına yardımcı oldu. Genç şirket 1853’te Rue Neuve-des-Petits-Champs adresindeki mekâna taşınacak duruma geldi. On yılın sonunda, Cartier tekrar taşınıyordu, bu kez Boulevard des Italiens’e. Yüzyılın sonuna gelmeye gerek kalmadan Cartier, seçkin Rue de la Paix’e taşınmıştı. Bu arada, Cartier’in asiller ve kayda değer kişiler listesi ve Cartier’in özel komisyonlarının sayısı giderek artıyordu.Başlangıçtan itibaren, Cartier’in tasarımları mücevherlerin dışında kalan çeşitli nesneleri kapsayacak şekilde geniş kapsamlı olmuştu; buna esas olarak neoklasik tarzda yaratılan kol saatleri dahildi. Cartier, ayrıca tüm 20. yüzyıl boyunca Cartier evinde sürekli kalacak, hayvan motiflerinden esinlenen mücevherler ve diğer nesneler sunan bir tasarım teması yarattı. 1870’lerde görünmeye başlayan bu tasarımlar, kısmen mücevher tasarımcısı Alphonse Fouqet’in işbirliği ile üretilmiştir. Bu tarz tasarım işbirlikleri, ilerideki nesillerde firma için daha fazla önem kazanacaktı. Louis Francois Cartier, 1841 doğumlu oğul Louis Alfred ile birleşti. 1898’de Alfred kendi oğlunu, Louis Joseph’i firmaya getirdi ve ismini Alfred Cartier & Fils olarak değiştirdi. Bir sonraki yıl Cartier, Paris şıklığının merkezi, prestijli Rue de la Paix’de bir yer edindi, şirket bu mekânı 20. yüzyıla kadar elinde tutacaktı.Louis Alfred’in yönetiminde, Cartier’in şöhreti Paris’in çok ötesine yayıldı. Çok geçmeden Alfred’in diğer iki oğlu da mücevher evine katıldı. En küçük oğul Jacques-Theodule şirketin Londra şubesini açmak üzere Londra’ya gönderildi. Pierre-Camille ABD’ye giderek 1908’de Cartier New York’u açtı. Londra şubesinin açılışı, 1902’de Kral VII. Edward’ın taç giymesi şerefine 27 mücevherli taç için İngiltere Kraliçesi Alexandra’dan alınan önemli bir komisyona denk geldi. İki yıl sonra Edward, İngiltere Kraliyet Sarayı’na tedarikçi olarak kraliyet kefili tayin etti. Avrupa’nın geri kalanı hızla aynı yolu izledi. On yılın sonunda Cartier Avrupa’daki kraliyet ailelerin çoğunun mücevherat tedarikçisi olarak seçilmişti; örneğin İspanya, Portekiz, Rusya, Yunanistan, Sırbistan, Belçika, Romanya ve Arnavutluk, Monako Prensliği ve Orleans’daki eski Fransız Kraliyet Evi. Cartier’in kraliyet mensupları arasındaki konumu o kadar güvenilirdi ki, Galler Prensi Parisli mücevherciden “kralların mücevhercisi, mücevhercilerin kralı” diye bahsedecekti. O zamanın Cartier tasarımları Guirland tarzına bağlılığıyla göze çarpıyordu; o tarzın süs eşyası tasarımlarını Cartier’in sadelik simgesiyle birleştiriyor, o zamanlar popüler olan Art Nouveau’dan biraz uzak duruyordu. Bunun aksine, Cartier, II. Dünya Savaşı öncesi döneminin kültürü üzerinde önemli bir etki yapacak olan yeni bir sanatsal tarz benimsiyor ve empoze edilmesine yardım ediyordu: Art Deco. 20. Yüzyılda Kralların Mücevhercisi, Mücevhercilerin Kralı.Paris’de Louis’ın, Londra’da Jacques’in ve New York’da Pierre’in liderliğinde, Cartier en büyük başarıları kazandığı döneme girdi; bu dönemde tüm dünyadaki mücevhercilik sektöründe onun etkisi hissedilmeye başladı. Jacques ve Pierre firmanın yurtdışı şubelerini kurarken, her biri kendi tutkularının peşindeydi – Jacques en güzel incilerin peşinde sık sık Hindistan ve İran Körfezi’ne seyahat ediyordu; Pierre Cartier’in ünlü Hope elmasını sattığı McLean’la-ra, Rockefeller’lere, Whitney’lere, Astor’lara, Venderbilt’lere ve ABD’nin diğer sanayi elitlerine kur yapıyordu-Louis Cartier Paris merkezde Cartier efsanesini yaratmakla meşguldü. İnce bir sanatsal zevke sahip olan ve aynı anda iş hayatında becerikli olan Louis Cartier, Cartier ismini dünyanın en prestijli mücevher evleri arasına soktuğu için övülebilir. Louis Cartier, nadir bulunan, altından daha hafif olan, “görünmez” adı verilen tutturma yönteminin icat edilmesine imkân veren platin metalini ilk kullananlar arasında idi. Louis Cartier ayrıca büyükbabasının mücevherli kol saatlerine olan ilgisini devam ettirdi. Saat imalatçısı Edmond Jaeger ile bir ekip kuran Cartier, 1904 yılında, Cartier’in arkadaşı Brezilyalı havacı Alberto Santos-Dumont’un onuruna yaratılan ve ilk modern kol saati olarak kabul edilen Santos’u tanıttı. Santos’u diğer kol saati tasarımları izledi; bunlar arasında 1906 yılındaki Tonneau ve 1918’de II. Dünya Savaşı sonunda müttefiklerin zaferi onuruna yapılan ünlü Tank saati sayılabilir. Cartier’in kol saatlerine olan ilgisi, 1919’da European Watch and Clock Company’nin (Avrupa Kol ve Duvar Saatleri Şirketi) kuruluşuna yol açtı. Bu tarihten sonra, Cartier’in Paris’teki mekânı büyütüldü, başlangıçtaki cephesinin adresi 13 numara iken 1912’de 11 numaraya kadar genişledi. Beş yıl sonra, 1917’de şirket, 1 milyon değerindeki bir dizi inci ile binayı satın alarak, Fifth Avenue’daki sabit yerinde New York şubesini açtı. 1923’de yeni bir bölüm, (adını silver-gümüş kelimesinin baş harfinden alan) S bölümü açıldı. Bir sonraki yıl, şirket en büyük sanatsal zaferlerinden birini yarattı: Jean Cocteau ve Louis Cartier tarafından geliştirilen, beyaz altın, sarı altın ve pembe altından yapılmış birbirine geçmiş üç banttan oluşan Rolling Ring. Bu ürün, yüzyılın sonuna kadar şirketin dünya çapında en çok satan ürünü olmaya devam edecekti. Şirket tasarım işbirliği geleneğini devam ettirdiği için 1920’li yılların sonunda Cartier’e önemli bir katılım gerçekleşti: 1933’de Şirketin “haute joaillerie” bölümünün başkanı olarak adlandırılan Jeanne Toussaint’in gelişi, Cartier’in en şaşaalı devrini müjdeledi. 1942’de Louis ve Jacques Cartier öldükten sonra, Pierre şirketin tek başkanı oldu. Şirket, 1950’lerde Baignoires ve 1960’ların ortalarında Crash model saati ile moda dünyasını etkilemeye devam etti. 1964’de Pierre Cartier öldüğü zaman, şirket sanatsal olmasa da hafif bir mali gerileme içine girdi. 1960’ların sonunda, Cartier imparorluğu dağıldı, şirket birkaç yatırımcı tarafından satın alındı. 1990’ların Dünya Lideri. 1973’de sanayici Robert Hocq, finansmancı Joseph Kanoui’nin yardımıyla bir grup yatırımcıyı – Güney Afrikalı Rupert ailesi, büyüyen Rothman/Richemont hanedanının kurucuları dahil – Cartier’in New York şubesini satın almaya teşvik etti. On yılın sonunda, bu grup Cartier bölümlerinin geri kalanlarını satın alarak şirketi Cartier World olarak yeniden organize etmek üzere hareke geçti. 1980’lerin başlarında, Kriger ailesi , diğer Cartier yatırımcılarından satın almalarla şirketi, daha önce Alfred Dunhill’in dahil olduğu Richemond Holding’e ilave etti. Hocq, Kanoui ve özellikle Cartier World’un CEO’su olan, Allain Dominique Perrin, sadece Cartier’in düşüşe geçmiş servetini kurtardıkları için değil; ayrıca dünyanın en büyük mücevhercilik girişimleri arasına soktukları için de itibar kazandılar. Bu süreç 1970’lerin başlarında, şirket Cartier ismini taşıyan, Cartier markası altında satılan, mücevher alanı dışında bir dizi ürünü piyasaya sürdüğü zaman başladı. Hocq ve ortakları ayrıca, belli bazı perakende satış mağazalarında bu yeni ürünleri satmak için, yüksek kaliteli mücevherlerin geleneksel kapalı devresini kırmaya cesaret ettiler; Paris’teki Civette tütüncüsünde Cartier çakmaklarını satmak gibi... 1970’lerin sonunda, şirket “Le Must de Cartier” ticari ismi altında “toptan” ürün konseptini geliştirdi. Yan ürünler, özellikle uygun fiyatlı aksesuarlar, Cartier mücevher serisinin ihtişamından ve şöhretinden fedakârlık yapmaksızın Cartier ismini her tüketicinin erişebileceği bir yere getirdi. 1980’lerin başlarında, Cartier Must serisini genişleterek Cartier markalı parfümlerini üretti. Aynı zamanda, şirket markayı taklitlerine karşı korumak için daha kararlı hareket etmeye başladı. Hem Cartier mağazalarında hem üçüncü taraflara ait mağazalarda satılan Must serisi toptan satış ürünleri giderek şirket satışlarının yüzde 60’ından fazlasını oluşturmaya başladı; öyle ki bu rakam 1980’lerde 1 milyar ABD dolarına ulaştı. O yıllarda şirket imparatorluğunu genişletmeyi amaçlamaya başladı, birkaç şirket satın alarak dünyanın en itibarlı isimlerinden oluşan bir portfolyo oluşturmaya başladı. 1988’deki Beaume et Mercier ve 1989’daki Alderbert dahil olmak üzere bu satın almalar sonucunda, hepsi Richemont’a ait olan modaevi Chloe ve dünyaca meşhur kalem üreticisi Mont Blanc bir araya geldi. 1993’de Richemont Holding’in çeşitli lüks ürünler şirketleri, halka açık şirket olarak yeniden organize edildi; Vendome Luxury Group plc’de Cartier, satışların yarısından fazlasını gerçekleştirerek bu şirketin büyük parçasını oluşturdu. Perrin, Cartier’in CEO’su olarak kaldı, 1980’lerde başlayan, ancak 1990’larda hızlanan genişleme hareketini devam ettirdi. Cartier perakende mekânlarını artırmaya başladı, 1990’ların sonlarında yaklaşık 175 mağaza ile dünya çapında bir zincir oluşturdu. On yılın ilk kısmında yaşanan uzun süreli ABD - Avrupa krizleri ve on yılın ikinci yarısında yaşanan Asya piyasalarının çöküşü dahil olmak üzere, 1990’ların büyük bir kısmına hâkim olan ezici ekonomik iklime rağmen, Cartier istikrarlı büyümesini sürdürdü. Bununla birlikte zorlu ekonomik iklim Vendome’un hisse fiyatını cezalandırıyordu. 1998’de Vendome’un ana şirketi ve büyük hissedarı Richemont, Vendome’un tüm azınlık hisselerini satın almak istediğini ilan etti. Yeni özelleşen Vendome, lüks ürün portföyüne ilaveler yapmaya devam etti; 1998’de Lancel deri ürünler markasını satın aldı, 1999’da Van Cleef & Arpels’i Cartier grubuna ilave etti. 2007 yılında 160. yıldönümünü kutlayan Cartier, Allain Dominique Perrin’in liderliğinde mirasını 21. yüzyıla taşımaya devam ediyor .
 Anasayfa'ya Dön

BENZER HABERLER

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası