bylock mağdurları platformu / Yargıtay, son Bylock kararıyla da asıl soruna gelemedi - Serbestiyet

Bylock Mağdurları Platformu

bylock mağdurları platformu

"Devlet Bylock mağdurları konusunda neden bu kadar geç kaldı?"

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11 bin kişinin telefonuna kendi iradesi dışında Bylock yüklendiğini açıklaması üzerine devletin, mağdur olan vatandaşlardan özür dilemesi gerektiğini funduszeue.info kurumlarına 18 Temmuz'dan itibaren Bylock listelerinde problemler olduğuna dair raporlar gelmesine dikkat çeken  Ergin, "Bu listelerdeki suçsuz vatandaşların isimlerini ayıklamak için neden aralık ayının sonuna kadar zaman kaybetmiştir?" diye sordu.

Sedat Ergin'in "Devlet ByLock mağdurları konusunda çok geç kaldı" başlığıyla yayımlanan (5 Ocak ) yazısı şöyle:

İsmail Saymaz, geçen cumartesi günü ByLock’ta yapılan hataları konu alan son derece çarpıcı bir haber analizle karşımıza çıktı Hürriyet’te.

Yazı, aralarında Zerrin Gölyeri’nin de bulunduğu Ankara Barosu’na kayıtlı beş avukatın 18 Mayıs günü ByLock kullanıcısı oldukları gerekçesiyle gözaltına alınması hadisesinden yola çıkıyordu.

Gölyeri, “Ben Kemalistim, bu adamlarla ne ilgim olabilir” diyerek FETÖ bağlantısını şiddetle reddetmişti. Ankara Barosu’nun yaptığı kuvvetli itirazlar üzerine gözaltına alınan avukatlar savcılık tarafından serbest bırakılmıştı.

Savcı Adnan Gümüş, şüphelilerin ByLock kullanımı konusundaki itirazları üzerine bilirkişi görevlendirmeye karar vermiş ve geçmişte Balyoz davasında da delillerin sahte olduğu yolunda rapor vermiş olan adli bilişim uzmanı emekli Binbaşı Ahmet Hakan Erdoğan’a başvurmuştu.

Erdoğan, bir başka adli bilişimci Serdar Aslan’la birlikte avukat Zerrin Gölyeri’nin cep telefonu üzerinde yaptığı incelemede şu bulgulara ulaştı: Gölyeri ByLock kullanıcısı değildi, ancak “Freezy” isimli bir aplikasyon üzerinden müzik dinliyordu ve ilginç bir şekilde bu yazılım ByLock sunucusuna link veriyordu.

Ayrıca, “Freezy”, “Namaz Vakitleri TR” ve “Kıble Pusulası” adlı aplikasyonları da taşıyan “Mor Beyin” adlı bir platformda yer alıyordu.

Erdoğan-Aslan ikilisinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu rapor 18 Temmuz tarihini taşıyor.

*

Bu durumda şunu kabul etmemiz gerekiyor: Devlet, 18 Temmuz tarihi itibarıyla, ByLock kullanıcısı şüphelilerle ilgili elindeki resmi listelerde bazı problemli durumlar olduğunu, bu programı kullanmayan bazı vatandaşların cep telefonlarının “Mor Beyin” isimli bir dijital platform üzerinden ByLock sunucusuna yönlendirildiği bilgisine vâkıftı.

“Bazı vatandaşlar” derken kişiden söz etmiyoruz. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın açıklamasına göre, (sonradan) bu şekilde yönlendirmeyle ByLock listelerine girdiği saptanan kişilerin sayısı 11 bin ’dir. Kocaman, bu durumda olup tutuklu bulunan vatandaşların sayısını ise 27 Aralık tarihi itibarıyla “yaklaşık bin” olarak açıklamıştı.

Şimdi yanıt aramamız gereken kritik soru şudur: 18 Temmuz itibarıyla ByLock listelerinde problemler olduğununa ilişkin raporlar almış olan devlet kurumları, bu listelerdeki suçsuz vatandaşların isimlerini ayıklamak için neden aralık ayının sonuna kadar zaman kaybetmiştir? Arada geçen zaman süresi neredeyse beş buçuk aydır. Bu süre içinde “yaklaşık bin kişi” hiçbir suçu olmadığı halde demir parmaklıklar arkasında alıkonmaya devam edilmiştir.

Üstelik ByLock listelerinin sorunlu olduğunu ortaya çıkaran yalnızca Erdoğan-Aslan ikilisi değildir. Adli bilişim alanında uzmanlıklarıyla temayüz etmiş başka bilirkişiler, örneğin Tuncay Beşikçi ve Koray Peksayar gibi uzmanlar da benzer içerikteki raporları muhtelif mahkemelere sunmuşlar, ancak bu raporlara itibar edilmemiştir.

Peksayar’ın “Mor Beyin Uygulamaları Hakkında Bilgi Notu” başlıklı raporu 8 Ekim tarihlidir. Beşikçi’nin benzer içerikli raporu 26 Ekim tarihini taşıyor.

*

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gelen şikâyetler üzerine konuyu MİT ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) havale edip onlardan gelecek resmi rapora göre hareket etmek istediği anlaşılıyor. Ancak bu mekanizmanın işleyişi bir hayli zaman almıştır.

MİT raporunu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 20 Aralık, BTK ise “Çok İvedi”kaydıyla 26 Aralık tarihinde göndermiştir.

Bunu, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın hemen ertesi günü (27 Aralık) yaptığı bir açıklamayla “11 bin vatandaşın iradeleri dışında ByLock sunucularına yönlendirildiğini” kamuoyuna resmen duyurması izlemiştir. Başsavcılığın açıklamasında bu yönlendirmeye yol açan “Mor Beyin” isimli yazılımın FETÖ/PDY tarafından geliştirildiği belirtilmiştir.

Varılan noktada MİT ve BTK raporları da sivil bilirkişilerin önceden yaptıkları “Mor Beyin” tespitini teyit etmiştir. Sonuçta toplam 11 bin GSM numarası, FETÖ/PDY örgütü üyeleri tarafından kullanıldığı tespit edilen binin üzerinde ismin yer aldığı ByLock listesinden çıkartılmış, liste ayıklanarak güncellenmiştir.

*

Haksız bir şekilde cezaevinde alıkonan binden fazla tutuklunun önemli bir bölümü geride bıraktığımız günlerde yapılan yazışmalar sonucu tahliye edildi.

Ayrıca, toplam 11 bin kişilik listede bulunan –tutuklananlar dışındaki- diğer vatandaşlar da devlet kurumları tarafından “FETÖ/PDY bağlantılı” olarak fişlendikleri için şüpheli konumdadır. Bunlar arasında KHK ile kamuda işine son verilen, ayrıca farklı şekillerde mağduriyet yaşayan çok sayıda vatandaşın olduğunu söyleyebiliriz.

Ortaya çıkan mağduriyetin derecesi ve yaygınlığı bu aşamada tam olarak ölçülemiyor.

Vatandaşların haklarına saygı duyan bir devletin, kendisine ulaşan raporlar ışığında bu meselenin üstüne zaman kaybetmeksizin gidip, yaşanan mağduriyetlere çok daha önceden son vermesi gerekmez miydi?

Yargıtay, son Bylock kararıyla da asıl soruna gelemedi

Yargıtay Ceza Dairesi’nin ilk derece mahkemesine göndermiş olduğu bir bozma ilamı, Gülencilerin gizli enformasyon ağı olarak kabul edilen Bylock’la ilgili yeni bir tartışmayı tetikledi.

İlamda önce, Bylock kullanımının hangi koşullarda örgüt üyeliğine delil olarak kabul edilebileceği, Ceza Dairesi’nin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen daha eski bir kararına göndermeyle şöyle anlatılıyor:

“Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı…”

Daire, ele aldığı somut dosyada Bylock kullanımının neden örgüt üyeliğine delil sayılamayacağını ise şöyle izah ediyor:

“Somut dosyada sanık X’in kullandığını kabul ettiği … ID numaralı Bylock’ta sadece diğer sanık Y’nin ekli olması ve yazışma içeriklerinin örgütsel nitelikte olmadığının anlaşılmasına rağmen hatalı değerlendirmeyle sanığın, örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının kabul edilerek yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, isabetsiz bulunarak sanık lehine bozmaya hükmedildi.”

Bu ilam, Bylock kullanan herkesi otomatik olarak örgüt üyesi sayan yerleşik hukuk uygulamasına bir fren getirebilir ve derece mahkemesi hâkimlerinin Bylock mesajlarının içeriğine daha fazla odaklanmalarının önünü açabilir. Fakat ilam bir yandan da Yargıtay Dairesi’nin kendisiyle açık bir çelişki içinde olduğunu gösteriyor.

Çünkü ByLock kullanımının tek başına “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye sayılmak için yeterli sebep” olduğunu karara bağlayan da yine Daire’ydi.

Karar, cemaat mensubiyeti ile örgüt üyeliğini yine ayırmıyor

Somut dosyada sanık, savunmasını Gülenciliğin sempatizan ağının içinde bile olmadığı üzerine kuruyor. Sanık X, Bylock’u çalıştığı kurumdan arkadaşı olan, dosyanın diğer sanığı Y’nin önerisi üzerine kurduğunu, sadece onunla yazıştığını, programın örgütsel gizliliği sağlamak üzere kullanıldığını bilmediğini söylüyor.

Daire de, sanığın savunması alındıktan yıllar sonra dosyaya giren ByLock tespit ve değerlendirme tutanağında “sanığın savunmasında belirttiği hususların doğrulandığı” kanaatine varıyor ve mahkûmiyeti sanık lehine bozuyor.

Daire’nin kararı, Bylock üzerinden verilmiş bazı haksız mahkûmiyet kararlarında sanıklar lehine yeni bir durum doğurabilir. Fakat burada (da) yine sadece Bylock’u “yanlışlıkla”, “kasıtsız” olarak kullananlarla ilgili bir durumdan söz ediyoruz. (Bunlara Bylock mağdurları deniyor ve bu kişiler zaman içinde ortaya çıkan birtakım yeni olgular sayesinde cazai süreçlerin dışına çıkabildiler). Oysa Bylock’ta asıl ve büyük problem, bu programı “gizli örgüt üyesi” olarak değil de sıradan bir cemaat üyesi olarak kullananlarla ilgili.

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) saptayıp ilgili makamlara bildirdiği yüz binlerce Bylock kullanıcıları listesinden “mağdurlar”ı düştükten sonra kalanların tamamını aynı çuvala koyup hepsine aynı suçu isnat etmek ne kadar doğru? Bu, doğru bir ölçü mü? Tam bu noktada akla gelen “Bir gizli örgüt, en mahrem sırlarının yüz binlerce kişi tarafından paylaşıldığı bir platform kurar mı?” sorusu yanlış bir soru mu? Şayet bu soruya karşılık, “Örgütün sırları bu platformda fâş edilmiyordu; burası, ‘taban’ın sosyalleştiği, aidiyet duygularını pekiştirdiği bir yerdi” gibi bir cevap veriliyorsa, o takdirde bu kişilerin tamamı nasıl örgüt üyesi olmakla suçlanıyor?

Gizli ve kapalı bir örgütün, içinde örgütsel sırların da yüzdüğü bir enformasyon ağını bin, bin kişinin “kullanımına” açması aklın alabileceği bir şey mi? Yine de bir ağ varsa, ki var, bu durumda bu ağın ancak en gevşek dış halkalara açık olması ve dolayısıyla ağda yüzen bilgilerin, ona sahip olanları “örgüt üyesi” yapmayacak ölçüde sıradan olması gerekmez mi?

Böyle bir saçmalık olamayacağına göre, Bylock ancak cemaat üyelerinin sosyalleştiği, sohbet ettiği; örgütün gerçek yöneticilerinin de onları izlemek ve ideolojik yönden etkilemek için bulunduğu bir yer olabilir.

Dilipak’a göre örgüt üyelerinin kullandığı platformlar

Akit yazarı Abdurrahman Dilipak’ın 29 Mart tarihli “FETÖ’nün iletişim ağı” başlıklı yazısı bu açıdan hayli ilginçti. Şöyle yazmıştı Dilipak:

“Bakın, bu hainlerin hacker takımı ‘Raspberyy Pi’ kullanır, ‘deepweb’ üzerinden haberleşirler. ‘ByLock’ filan, bu işten anlamayan 3. derecede cemaat mensuplarının kullandıkları yöntem. Tepe imamlar, ülke imamları zaten ‘uydu telefonu’ kullanıyor…”

Şayet ByLock kullananlar “müdürler”, “tepe imamlar”, “ülke imamları” değil de “üçüncü derece Cemaat mensupları” ise, bu tablo bize ne söyler? Ya da: Bir örgütün “teşkilat”ıyla sempatizan ağı arasında ayrım yapmayı gözeten bir mücadele çizgisi böyle bir tablo karşısında bize neyi önerir?

Neyi önerdiği açık, fakat bunun tam tersi yapıldı. Fiiliyat, İzzet Akyol’un Daire’nin kararı hakkındaki tivitinde söylediği gibi tecelli etti:

&#;’Cemaat mensubiyeti’ ile ‘FETÖ üyeliği’nin eşitlenmesi Türkiye&#;yi ve yargıyı büyük bir kaosa sürükledi. Hakkaniyet ve adalet gereği, bu davalarda suçtan yola çıkmak lazım iken mensubiyetten hareketle hükümler verilmesi büyük hukuk facialarına ve mağduriyetlere yol açtı.”

Daha önce defalarca yazdığım gibi, Bylock bir gün mutlaka patlayacak, fakat bir bumerang olarak patlayacak ve eninde sonunda bunu göreceğiz.
 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası