Çekimli Dillerin Özelliklerini şöyle özetleyelebilir: Yeni sözcükler türetilirken veya çekim yapılırken sözcük kökünde değişiklikler olur ve bazen kök tanınmayacak hale gelir. Hint – Avrupa dilleri (Almanca, Fransızca, Farsça, Hintçe) ile Arapça çekimli diller grubuna girer.
Türkçe dünya dilleri arasında yapı bakımından sondan eklemeli dil grubuna girer. Köken bakımından ise Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna bağlıdır./span>
Türkçe dünya dilleri arasında yapı bakımından sondan eklemeli dil grubuna girer. Diğer Altay dilleri gibi eklemeli, yani sözcüklerin eklerle yapıldığı ve çekildiği, sondan eklemeli bir dildir. Türkçe köken bakımından diğer dillerle birlikte Ural – Altay dil ailesinin Altay kolunu oluşturur.
Diller arasındaki ses sistemi, yapı, söz dizimi gibi özellikleri göz önüne alınarak “dil aileleri” kavramı ortaya atılmış ve dil gruplarına “dil ailesi” adı verilmiştir. Diller de genel olarak “Kökenlerine Göre Diller” ve “Yapılarına Göre Diller” olmak üzere iki ana gruba ayrılmıştır.
Dünya dilleri yapı bakımından üç grupta incelenir:
Köken Bakımından Dil Aileleri Kaça Ayrılır
Bu saptamalardan sonra diller kökenleri bakımından “Hint-Avrupa Dilleri, Ural-Altay Dilleri, Hami-Sami Dilleri, Çin-Tibet Dilleri ve Bantu Dilleri” olarak gruplanmıştır. En büyük dil ailesini oluşturur. Bu ailenin içinde yer alan diller, Hindistan'dan Avrupa'ya, Asya'dan Amerika'ya değin geniş bir coğrafyada konuşulur.
Bir ana dilin ayrı ayrı kollarından gelen diller, İngilizce ile Farsçada olduğu gibi uzak akrabalardır. Aynı ana dilin aynı dalından gelen kollar ise Almanca ve İngilizcede olduğu gibi yakın akrabalardır.”
Müderris, Arapça dilinden Türkçe'mize geçmiştir./span>
Rusça, Beyaz Rusça ve Ukraince en önemli Doğu Slav dilleridir. Çekçe, Türkçede Lehçe olarak adlandırılan Polce ve Slovakça Batı Slav dilleridir. Karşılıklı anlaşılabilirlik Çekçe ve Slovakça arasında yüksek, Polce ile diğer diller arasında belirli bir ölçüdedir.
Ural-Altay Dilleri Ailesi / Teorisi ile ilgili çalışmalar ilk defa bir tesadüf eseri olarak İsveçli Johann Philipp Tabbert (von Strahlenberg) tararından yapılmıştır. Poltava savaşında Ruslara esir düşünce uzun bir süre Sibiryada kalan bu İsveçli subay, buradaki yerli kavimlerin dil ve kültürlerine dair izlenimlerini kaleme alarak Ural-Altay Dilleri Teorisinin başlatıcısı olmuştur. Güney Sibiryada Daniel Messerschmidtin yanında araştırma yapmakla görevlendirilen Strahlenberg, Köktürk harfli Yenisey yazıtlarının bulunuşunda ve bilim dünyasına tanıtılışında da ilk önemli isimdir. Das Nord und Östlicher Theil von Europa und Asia, (Stockholm ) adlı eserinde yazar, bu yörede konuşulan dillere topluca Tatar dilleri adını vererek, altı grupla 32 dile yer vermiştir.
1- Fin-Ugor dilleri: Macar, Fin, Vogal, Çeremis, Permyak, Votyak, Oıtyak
2- Samoyed
3- Türk-Tatar dilleri: Tatar, Yakut, Çuvaş
4- Moğol -Mançu dilleri: Kalmuk, Mançu, Tangut
5- Tunguz dilleri: Tunguz, Kamasin, Mançur, Tangut
6- Karadenizle Hazar Denizi arasındaki halklar
Strahlenbergden sonra da bu diller konusunda çeşitli araştırmalar yapılmış ve Ural-Altay Dilleri teorisi Finlandiyalı Matias Aleksanteri Castren () tarafından belli bir disipline kavuşturulmuştur. M. A. Castren, Ural-Altay dillerini yerinde inceleyerek yaptığı mukayeseli araştırmalarla Ural-Altay Dilleri Teorisinin kurucusu unvanını kazanmıştır. Castren bu dilleri;
1- Fin-Ugor Dilleri
2- Samoyed Dilleri
3- Tûrk-Tatar Dilleri
4- Moğol Dilleri
5- Tunguzca ve Şiveleri
diye beş dala ayırarak, bunlara Altay dilleri adını vermiştir. Tasnifin önemli eksiği Ural dilleri ile Altay dillerinin ayırt edilmemiş olmasıdır. Ancak yazar Ural dilleri ile Altay dilleri arasındaki akrabalığa şüphe ile bakmıştır. Ural-Altay Dilleri Teorisine göre, Ural-Altay dilleri iki büyük kola ayrılır. Bu büyük dil ailesine mensup sayılan diller daha sonra yapılan çalışmalarla şu şekli almıştır:
A- Ural DilleriB- Altay Dilleri
1. Yukagir 1. Türkçe
2. Samoyed 2. Moğolca
3. Eskimo 3. Tunguzca
4. Fin 4. Korece
5. Ugor (Macar) 5. Japonca
Ural Altay Dil Ailesi, eskiden birtakım dilbilimcilerinin varlığını savunduğu; fakat üzerinde genel olarak anlaşmaya varılmamış olan kuramsal bir dil öbeğidir. Günümüzde Altay dilleri ve Ural dilleri olarak ele alınan bu dil aileleri, eskiden aralarında var olduğu düşünülen dilbilimsel genetikten dolayı Ural-Altay dil ailesi denmekteydi. Bu ailenin Altay kolu Türkçe, Moğolca, Mançuca ve Tunguzcadır. Macarca, Fince ve Estonca ise bu ailenin Ural kolundandır. Bazı dilbilimciler Korece ile Japoncayı da bu aileye katmış olsalar da bu yöndeki kanıtlar daha da zayıftır. Fakat son zamanlarda yapılan karşılaştırmalı çalışmalar Japonca ve Korecenin bu gruba girdiğini göstermiştir.
Günümüzde çoğu dilbilimci Ural ve Altay ailelerindeki benzerlikleri tarihsel orijin veya yakınsama ile sonuçlanmış karşılıklı etkileşim ile açıklamaktadır. Sondan ek alırlar. Ural ve Altay arasında ünlü uyumu, sondaneklemelilik, cümlede özne-nesne-yüklem sıralaması ve dillerin dilbilgisel olarak cinsiyetsiz olması gibi güçlü benzerlikler göstermişlerdir. Fakat bu tip benzerlikler yapısaldır. Tarihsel dilbilim araştırmasında ortak kelime kökleri önemli bir yer tutmaktadır. Günümüzde bu dil ailesinin varlığına dair bulunabilecek bilgilerin çoğu öncesi kaynaklara dayanmaktadır. Ural Dil Ailesi ile Altay Dil Ailesinin ayrı incelenmesi gerektiğini savunanlar da azımsanmayacak kadar çoktur ve birçok modern dilbilimci bu görüştedir.
Bu teoriyle ilgili önemli bir çalışma da Estonyalı F. Wiedemannın te yayınladığı Ural-Altay dillerini Hint-Avrupa dillerinden ayıran benzer yönlerini ihtiva eden çalışmadır. 14 madde altında toplanan bu benzerlikler şunlardır;
1. Bütün Ural-Altay dillerinde ses uyumu ortak bir esastır.
2. Ural-Altay dillerinn kelimelerinde gramatikal cinsiyet yoktur,
3. Ural-Altay dillerinde artikel bulunmaz,
4. Bu dillerde kelime çekimi eklerle yapılır.
5. İsim çekimlerinde mülkiyet ekleri bulunur,
6. Bütün Ural-Altay dilleri fiil şekilleri bakımından zengindir,
7. Hint-Avrupa dillerindeki prepozisyon (ön ek) yerine, Ural-Altay dillerinde postpozisyon (son ek) bulunur.
8. Ural-Altay dillerinde sıfatlar isimlerden önce gelir,
9. Ural-Altay dillerinde sayı sözlerinden sonra gelen isimlere çokluk eki getirilmez.
Bu dillerde mukayese, ablatif (-den hali) ile yapılır.
Yardımcı fiil olarak habere ( malik olmak ) yerine, esse (olmak, imek) kullanılır.
Ural-Altay dillerinin pek çoğunda menfi hareket için özel fiil şekli bulunur.
Bu dillerde soru eki bulunur.
Bağlar yerine genellikle fiil şekilleri kullanılır.
Ural-Altay dillerinin mukayeseli araştırmaları Castreni takip eden Alman W. Schott ile () devam etmiştir. Scbott, Altay dillerinin en karakteristik fonetik kuralını bulmuş ve Çuvaşçanın Türk lehçelerinden biri olduğunu ve Altay dilleri içerisinde yer alması gerektiğini ilk defa tespit etmiştir. Türkçe ile Çuvaşça arasındaki bu denkliğin Türkçe ile Moğolca arasmda da bulunduğunu Guıtaf Jolm Ramstedt te yayımladığı Über die Konjugation der Khalka-Mongolischen adlı eserde ortaya koymuştur. Bu fonetik kural şöyledir:
Türkçe: z = Moğolca: r
Türkçe: ş = Moğolca: 1
yüzyılın ilk yansında Alman bilgini Klaproth, Siebold ve yüzyılın ortalarında W. Scbott, JL Hoffman Japoncayı da Ural-Altay grubu içerisine almışlardır.
Bütün kültürel öğeler, gelenekler ve dini inançlar ile birlikte, diller de İpek Yollarında seyahat etmiştir. İpek Yolları'nın batı bölgelerine yayılan Arapça, İpek Yolları boyunca seyahat eden Arap tüccarlar ve bilginlerin dillerini çeşitli bölgelere yaymasıyla giderek daha fazla bölgeye yayılmıştır.
İlk olarak Arap Yarımadası'nın kuzeybatısında ortaya çıkan Arapça, İbranice ve Aramice'yi de içeren Sami dil ailesinin bir üyesidir. Arapça'nın çok erken tezahürleri MÖ 8. yüzyıla kadar uzanıyor olsa da, dil önemli bir zaman diliminde tanımlanmış ve rafine edilmiştir. Bu gelişmenin önemli bir kısmı MS 3. ve 6. yüzyıllar arasında meydana geldi ve MS 7. yüzyılda metnin nasıl okunacağına ilişkin belirsizlikleri önlemek için harflere yardımcı işaretler eklendiğinde yazıya daha fazla ekleme de yapılmış oldu. Özellikle yüzyıl, Arap dilbilimcileri arasında çok aktif geçti ve bu süre zarfında, eş anlamlılar ve zıt anlamlılar gibi belirli kelime dağarcığı çeşitlerini sunmayı amaçlayan daha uzmanlaşmış çalışmaların yanı sıra en az altı Arapça sözlük derlenmiş oldu.
En iyi Arapça öğretmenleri müsait
5 (15 yorum)
Nora
İlk ders ücretsiz!
5 (33 yorum)
Muhamed zuhair
İlk ders ücretsiz!
5 (25 yorum)
Zeynep
İlk ders ücretsiz!
5 (10 yorum)
Bahattin orhan
İlk ders ücretsiz!
5 (48 yorum)
Kadir
İlk ders ücretsiz!
5 (21 yorum)
Ahmad
İlk ders ücretsiz!
5 (20 yorum)
Yusuf
İlk ders ücretsiz!
5 (22 yorum)
Emir taylan
İlk ders ücretsiz!
5 (15 yorum)
Nora
İlk ders ücretsiz!
5 (33 yorum)
Muhamed zuhair
İlk ders ücretsiz!
5 (25 yorum)
Zeynep
İlk ders ücretsiz!
5 (10 yorum)
Bahattin orhan
İlk ders ücretsiz!
5 (48 yorum)
Kadir
İlk ders ücretsiz!
5 (21 yorum)
Ahmad
İlk ders ücretsiz!
5 (20 yorum)
Yusuf
İlk ders ücretsiz!
5 (22 yorum)
Emir taylan
İlk ders ücretsiz!
Başlayın
Orta ve kuzey Arap Yarımadası'ndaki göçebeler ve tüccarlar tarafından çeşitli lehçeler konuşuluyordu. Genellikle modern lehçelerin kökenlerinin Orta ve Kuzey Arap Yarımadası'nın bu eski dillerinde bulunduğu düşünülür. Bu grupların göçü, farklı Arapça yerel dillerin Yarımada'nın güneyine ve Mezopotamya bölgelerine yayılmasına ön ayak oldu. Böylece Arapça, İslam ile birlikte dünyanın uzak köşelerine yayıldı. Göçebeler dillerini yanlarında batıya, Kuzey Afrika'ya, kuzeyde Toros Dağları'nın kenarlarına götürdüler.
Kuzey Afrika'da, farklı kabilelerin bu farklı bölgelerin çeşitli yerel dilleriyle birlikte karışması, yerel lehçe biçimlerinin kademeli olarak ortaya çıkmasını sağladı.. Bu farklı bölgelerde mevcut olan temel konuşma biçimleriyle temasa geçen Arapça lehçeler, yalnızca eski yerel lehçelerden değil, aynı zamanda daha yakın zamanlarda Fransızca, İngilizce gibi Avrupa dillerinden de etkilenen günümüzün çeşitli yerel dillerine dönüştü. Hatta İtalyanca ve İspanyolca da buna dahildir!
Ayrıca, erken gelişme döneminde, Farsça veya Yunanca gibi kültürel yaşamı gelişen toplumların dilleriyle olan temasları, Arap dilinde izler bırakmıştır. Örneğin Arapça, el sanatları, güzel sanatlar ve yönetimle ilgili terimleri Farsçadan ödünç almıştır. Bu arada, Yunancadan Arapçaya yapılan bazı çeviriler sadece Yunanca kelimelerden ödünç aldı. Aynı şekilde cümle yapısı da Arapçanın zaman içinde temas kurduğu çeşitli kültürlerden benzer etkilere maruz kalmıştır.
Arap dili, İpek Yolları üzerindeki çeşitli alışverişlerde, özellikle de Müslüman dünyasının alimleri arasındaki etkileşimlerde önemli bir role sahipti. 8. yüzyıldan itibaren, Bağdat, bilim ve astronominin ana merkezlerinden biri olduğu için, Arapça bilim alanlarında ana çalışma dili haline geldi.
Bu nedenle, Arapça, bilimsel ve kültürel alışverişin merkezinde yer aldığından, çeşitli alanlardaki bu çeşitli etkileşimler ve işbirliği, bu dilin İpek Yolları boyunca yayılmasına ve dolayısıyla gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Arapça hakkında belki de bilmemiz gereken en temel bilgi, Kuzey Afrika, Arap Yarımadası'nın çoğu ve Orta Doğu'nun diğer bölgelerini içeren geniş bir alanda konuşulan bir Sami dili olduğudur.
Alimler, Arapça'yı bir dil olarak tanımlamak için mücadele ettiler. Bir yandan, ideal arketip (veya al-lughah al-fuṣḥah, "en güzel dil") olarak Kuran'ın (veya İslam'ın kutsal kitabı Kuran'ın) diline işaret edilebilir. Modern öncesi edebi eserlerin çoğunun bestelendiği klasik Arapça, bu dile son derece yakındır. Üslup ve sözcüksel hususlarda Klasik Arapça'dan çok az farklılık gösteren Modern Standart Arapça, gazetelerden romanlara kadar birçok yayında ve haber programları ve siyasi konuşmalar gibi resmi yayınlarda kullanılmaktadır. Bu makale öncelikle bu standart çeşitleri açıklamaktadır.
Öte yandan, bazıları karşılıklı olarak anlaşılmaz olan Arapça'nın konuşulan çeşitleri önemli ölçüde farklılık gösterir. Bu tür bir çeşitlilik aslında yazı dilinden yüzyıllarca önce gelebilir. Bu çeşitler, belirli *al- edatı ve paradigmatik mafʿûl edilgen sıfatı da dahil olmak üzere bir dizi ortak özellik sergileme eğilimindeyken, bu özellikler, ya dilin tüm çeşitlerinde aynı şekilde bulunmadıklarından ya da Arapça'yı tanımlamada sorunludur. Modern zamanlarda ana lehçe grupları Arabistan, Irak, Suriye, Mısır ve Kuzey Afrika'dakilerdir.
Arapçanın diğer Sami dilleriyle olan ilişkisi de tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Arapçayı Orta Semitik bir gruplama içinde sınıflandıran en yaygın kabul gören teori, ilgili fiil yapıları arasındaki benzerliklere dayanarak Aramice ve Kenan dillerine yakın bir ilişki olduğunu varsayar. Kenan dilleri, Sami dil ailesine ait Kenanlılar'ı, İsrailoğullarını, Fenikelileri ve Filistileri kapsayan Kenan topraklarındaki insanların konuştukları dillerdir. Bununla birlikte, muhtemelen Nebati alfabesinden türeyen bir Kuzey Sami alfabesiyle yazıldığı söylenebilir. Arapça konuşan çok sayıda insan var!
Alfabe, bir dizi ayırt edici gırtlaksı ses ve bir dizi velarize ünsüz (Ünsüz sesi çıkarırken dilin gerisinin yumaşak damağa yaklaşma durumu) içeren Arapça ses sistemine uyarlanmıştır. Üç kısa ve üç uzun ünlü vardır (/a/, /i/, /u/ ve /ā/, /ī/, /ū/). Kelimeler her zaman tek bir ünsüzle başlar, ardından bir sesli harf gelir ve uzun ünlüleri nadiren birden fazla ünsüz izler. Dilde ikiden fazla ünsüz içeren kümeler oluşmaz.
Arapça, tipik Semitik kelime yapısının tam gelişimini gösterir.
Arapça bir kelime iki kısımdan oluşur:
Böylece, /-i-ā-/ kalıbıyla birleşen /k-t-b/ kökü kitâb 'kitap'ı verirken, aynı kök /-ā-i-/ kalıbıyla birleştiğinde kātib'i 'yazar' veya 'katip' verir. Dil ayrıca konu belirteçleri, zamirler, edatlar ve kesin makale olarak işlev gören ön ekleri ve son ekleri kullanır.
Arapçada fiiller çekimde düzenlidir. İki zaman kipi vardır: genellikle geçmiş zamanı ifade etmek için kullanılan soneklerin eklenmesiyle oluşan kip ve ön eklerin eklenmesiyle oluşan ve bazen sayı ve cinsiyet belirten son ekler içeren, genellikle şimdiki veya gelecekteki zamanı ifade etmek için kullanılan ikinci kip. İki zamana ek olarak, emir formları, aktif, pasif yapı ve bir isim fiil vardır. Fiiller üç kişi, üç sayı (tekil, çift ve çoğul) ve iki cinsiyet için çekilmiştir. Pasif ses için de formlar vardır. Birinci şahısta ikili biçim ve cinsiyet ayrımı yoktur ve modern lehçeler tüm ikili biçimleri kaybetmiştir.
İsimlerin çekimi sisteminde üç hal (yalın, ismin -in ve -i hali) vardır; ancak, ismin bu haleri konuşulan lehçelerden büyük ölçüde kaybolmuştur ve konuşulan Modern Standart Arapça'da genellikle ihmal edilmiştir. Bununla birlikte, zamirler hem ek olarak hem de bağımsız kelimeler olarak ortaya çıkar.
Arapçanın mensup olduğu dil ailesinde de bu durum gözlenebilir.
Arapça'daki fiil cümlelerinindeki bileşenlerin düzenli sıralaması önce fiil, sonra özne, sonra nesne, sonra zarflar ve sonra edat tamlamalarıdır.
Özne, cümlenin birincil bileşeni olduğu için başlangıca yaklaşır. Nesneler, fiilin ayrılmaz bir yönü oldukları için takip eder, ancak özne kadar önemli değildir. Zarflar ve edat tamlamaları, fiilin tam olmayan ayrıntıları oldukları için sona gelirler. Zarflar edat öbeklerinden önce gelir çünkü bunlar özel ve daha yaygın sözel ayrıntı türleridir.
Basit ve çok temel bir Arapça cümle kurmak istiyorsanız fiile bile ihtiyacınız yoktur!
Arapça cümleler, bir isim ve bir isim cümlesi türü olan eşleşen bir sıfat kadar basit olabilir. İsim cümleleri isim ile başlayan cümlelerdir.
Sıfatlar Arapça'da kelime cinsiyetine göre belirli son ekler alır, ancak siz sadece cümle yapısına odaklanabilmek için bu detayı ilk etapta atlayabilirsiniz, ancak öğrenme zamanınız geldiğinde de çok basit olduklarını göreceksiniz!
Superprof ile tüm bu detayları öğrenmek için en ideal Arapça öğretmeni ile yola koyulabilirsiniz! Arapça dersi almaya başladıktan sonra dilin yapısını çözecek ve Arapça konuşma dersleri ile de pratik yapma imkanı bulacaksınız.
İyi şanslar!
Özel ders öğretmenleri ve öğrencilerini buluşturan platform
Nazlı
Merhaba! Ben Nazlı. Farklı kültürlere ve dillere ilgi duyan bir çevirmenim. Bununla birlikte Avrupa Çalışmaları alanında da aktif bir sekilde makale yazıyorum ve çeşitli bloglarda içerik üretiyorum. Kısacası yazmak ve çevirmek benim en büyük hobilerimden!
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası