7 kuzu ve kurt / Kurt ile Yedi Küçük Keçi Yavrusu

7 Kuzu Ve Kurt

7 kuzu ve kurt

Kurt ve Yedi Keçi Yavrusu

En çok okunan ve çocuklar tarafından sevilen Kurt ve Yedi Keçi Yavrusu, Grimm Kardeşler tarafından derlenmiş ünlü bir fabl tarzı masaldır. Her yaştaki çocuk için uygun olan bir kurt masalı&#;İyi Okumalar.

Kurt ve Yedi Keçi Yavrusu

Kurt ve Yedi Keçi Yavrusu

Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir anne keçi varmış. Bembeyaz tüylü anne keçinin yedi tane de birbirinden sevimli ve şirin yavrusu varmış.

Anne keçi, yavrularını çok sever, her zaman onları korumaya çalışırmış. Çünkü keçinin evinin yanındaki ormanda hain bir kurt yaşarmış. Bu kurt, türlü hilelerle kandırdığı kuzu, koyun, tavşan gibi hayvanları yermiş.

Günlerden bir gün yiyecek bir şeyleri kalmayınca, anne keçi 7 keçi yavrusu için yiyecek bir şeyler getirmek için ormana gitmeye karar vermiş. Fakat, yavrularını yalnız bırakmak istemiyormuş. O nedenle yavrularını yanına toplayarak onlara şöyle demiş:

&#; Yavrularım, benim ormana gidip, size yiyecek bir şeyler getirmem lazım. Ama başınıza bir kötülük gelmesinden korkuyorum. Sakın ben gelene kadar dışarı çıkmayın ve kapıyı da kimseye açmayın. Kurda da çok dikkat edin. Eve gelip sizi kandırmak için kılık değiştirip, sesini inceltebilir.&#;Demiş

7 Yavru keçi annelerine &#;Anneciğim! Sakın gözün arkada kalmasın. Biz dediklerini yaparak kendimizi koruyacağız,&#; demişler,

Bunun üzerine anne keçi yola çıkmış. Ormanın derinliklerine doğru yol alırken, kurt da karnını doyuracak bir şeyler arıyormuş. Ağaçların arkasına saklanmış, etrafı gözetlerken anne keçiyi görmüş.

&#;Hımmm, evden uzaklara gidiyor herhalde, kendisi buradaysa, yavruları evde yalnızdır. Harika bir şey bu! Gidip onları kandırmalıyım. Bu günkü yemeğim de hazır.&#; diye düşünmüş.

Hiç zaman kaybetmeden yola koyularak yedi küçük yavrunun evine varmış.

Yavru keçileri kendi aralarında oyun oynayıp, şarkılar söylüyorlarmış. Birden duydukları kapı sesiyle oyunlarına ara vermişler. İçlerinden en büyük olanı kapının yanına giderek, sessizce beklemiş. Annelerinin bu saatte dönmesi imkansızmış. Peki, o halde bu gelen kim olabilirmiş?

tekrar kapı çalınınca &#;kim o, diye seslenmiş yavru keçi&#;

&#;Benim yavrularım, anneniz.&#; diye çirkin bir ses duymuş yavrular.

Bunun üzerine annelerinin kurt hakkında söylediklerini hatırlamışlar.

&#;Sen bizim annemiz olamazsın! Annemizin ince ve tatlı bir sesi vardır. Seninki ise çok kalın ve çirkin. Sen ancak hain kurt olabilirsin.&#; demişler.

Kurt aldığı bu cevaba çok sinirlenmiş. &#;Sesimi değiştirmeyi unutmuşum!&#; demiş kendi kendine. Sonra da usulca, geldiği gibi gitmiş.

Ama kurt vazgeçmek istemiyormuş. Karnı o kadar acıkmıştı ki&#; &#;Ne yapsam da bu yavruları kandırsam.&#; diye düşünüyormuş.

Kurt ve Yedi Keçi Yavrusu

Sonunda sesini inceltip tekrar gitmeye karar vermiş. Birkaç kez evin önüne gitmeden denemeler yapmış. Sonra da keçinin evine tekrar giderek, kapıyı çalmış. &#;Tak, tak, tak&#; Oyun oynayan keçi yavruları kapıdan gelen bu sesle irkilmişler.

Anneleri bu kadar kısa sürede dönmüş olamazmış. Yavru keçilerden bir tanesi: &#;Kim o&#; diye sormuş.

&#;Yavrularım benim, anneniz, haydi kapıyı açın!&#;

Yavru keçiler birbirlerine bakmışlar. Bu ses gerçekten de annelerinin sesine benziyormuş. Tam kapıyı açmaya hazırlanıyorlarmış ki içlerinden en küçük olanı, kurdun ayağını görmüş. Kurt ayağını kapının altından uzatmıştı.

Ama bunun farkında bile değilmiş, O heyecanla kapının açılmasını bekliyormuş. En küçük yavru:

&#;Dur bakalım, yalancı! Sen bizim annemiz olamazsın. Senin simsiyah ayakların var. Oysa bizim annemizin patikleri bembeyaz.&#; demiş.

Bunu duyan kurt: &#; Tüh, yine hata yaptım. Ayağımı bu kadar kapıya yanaştırmanın ne gereği vardı sanki.&#; diye kendi kendine söylenmiş. Ama yine vazgeçmeyi düşünmüyormuş. Karnı da o kadar acıkmış ki bu yavruları yemezse açlıktan ölebilirmiş.

Kurt yine bir hainlik düşünerek, fırına doğru gitmiş. &#;Ah sormayın ayağımı bir yere sıkıştırdım, çok acıyor. Üzerine biraz hamur koyar mısınız?&#; diye sormuş.

Fırıncı, kurdun ayağına biraz hamur sürdükten sonra üzerine de un serpince, kurdun ayakları bembeyaz olmuş.

Kurt büyük bir heyecanla, keçinin evinin yolunu tutmuş. Yavru keçileri düşündükçe ağzı sulanıyormuş. Kurt üçüncü kez kapıyı çalmış.

Keçi yavruları &#;Kim o&#; deyince

Kurt sesini incelterek, &#;Yavrularım ben geldim, kapıyı açın. size bir sürü yiyecek getirdim.&#; demiş.

Yavru keçiler bu kez gerçekten de annelerinin geldiğini zannetmişler. Ama yine de önlem olsun diye,

&#;Ayağını kapının altından uzat bakalım.&#; demişler.

Kurt gönül rahatlığı ile ayağını uzatmış. Kapının altında bembeyaz bir ayak gören yavrular kurdu anneleri sanınca, sevinçle kapıyı açmışlar, açmasına ama bir de ne görsünler! Karşılarında duran, anneleri değil! hain kurtmuş.

Ayaklarını dizlerine kadar una bulayan kurt, yavruları bu şekilde kandırmış. Keçi yavruları da aç kurdu karşılarında görünce neye uğradıklarını şaşırmışlardı.

Her biri saklanacak ayrı bir köşe aramış. Keçilerden biri masanın altına gizlenmiş. Üçüncüsü sobanın içine girmiş. kapağını kapamış. Dördüncüsü mutfağa koşmuş. Beşincisi dolabın içine, altıncısı sandığın içine girmiş. Yedincisi de çalar saatin arkasına saklanmış.

Gözü dönmüş kurt keçileri o kadar iyi izlemiş ki hepsini tek tek bulmuş. Hiç acımadan yavru keçileri bir bir yutmuş. Ancak yavruların en küçüğü çalar saatin arkasına saklandığı için onu görememiş.

Kurt, o kadar çok yemişti ki, karnı iyice şişince üzerine bir ağırlık çökmüştü. Biraz dinlenmek için evin ilerisinde bulunan bir ağacın altında giderek uyumaya başlamış.

Çok geçmeden, anne keçi yiyeceklerle beraber eve yaklaşmış, yavrularına getirdiği yiyecekleri onlara vermek için sabırsızlanıyormuş. Ancak evin önüne geldiğinde kapının ardına kadar açık görünce yiyecekleri yere atarak hemen eve koşmuş.

Bir de ne görsün? Ev darmadağınıkmış. evin içinde bir kovalamaca olduğunu hemen anlamıştı. Yavrularını da göremeyince oturup, ağlamaya başlamış. &#;Ah, bu kurt bütün yavrularımı yedi!&#; demiş.

Tam bu sırada, saatin arkasına gizlenmiş olan yavru keçi yerinden çıkmış. Çok korkan yavrucuk, neredeyse yürümeyi unutmuş.

Anne keçi yavrularından birini canlı görünce çok sevinmiş. Hemen onu kucağına alarak, öpüp koklamış.

Kurt ve Yedi Keçi Yavrusu

Yavru keçi gördüklerini ve kurdun kendilerini nasıl kandırdığını bir bir annesine anlatmış.

Tam bu sırada anne keçi, çok da uzaktan gelmeyen bir horlama sesi işitince, hemen dışarı çıkarak sesin geldiği yöne bakmış. Bir de ne görsün? Kurt koskocaman karnıyla mışıl mışıl uyuyor.

Sessizce kurdun yanına gitmiş. Bakmış ki kurdun karnında kıpırdamalar var.

Hemen eve geri dönerek, iğne iplik, makas aldıktan sonra küçük keçi yavrusuna taş toplamasını söylemiş.

Anne keçi kurdun karnını yarınca yavrularının hala yaşadıklarını görmüş. Hepsini aceleyle teker teker dışarıya çıkarttıktan sonra küçük keçi yavrusunun getirdiği taşları taşları kurdun karnına doldurup sonra da kurdun karnını dikmiş.

Anne keçi, yavrularını da alarak hızla oradan uzaklaşmış. Eve geldiğinde her bir yavrusunu öpmüş, koklamış. Onlara aldığı hediyeleri vermiş.

Yavru keçiler, kurttan kurtulduklarına çok sevinmişler. Kendilerini kurdun karnından kurtaran annelerine de sözünü daima dinleyeceklerine ve daha dikkatli davranacaklarına dair söz vermişler.

Bu arada, saatlerce uyuduktan sonra uyanan kurt, midesinde bir ağırlık hissetmiş. &#;O kadar çok yedim ki hala karnım şiş.&#; demiş. sonra da &#;Çok susamışım, gidip şu dereden su içeyim bari&#;&#; diyerek Ayağa kalkmış. Midesinde taş olduğundan habersiz bir şekilde yürüyormuş.

Çok yakın olan ırmak kenarına ulaşması baya sürmüştü. Tam eğilip su içecekmiş ki ağırlık yapan taşlar yüzünden dengesini kaybederek suya düşmüş.

Taşlar onu daha da dibe çekince, Kurt ırmağın azgın sularında gözden kaybolmuş.

Bu Masallar da ilginizi çekebilir.

Hikayeler &#; Hikaye Oku &#; 5 Yaş Masalları

Kurt ile Yedi Küçük Keçi Yavrusu

Kurt ile Yedi Keçi Yavrusu

yüzyıldan bugüne ulaşan Grimm Kardeşler'den efsane bir masal Kurt ile Yedi Küçük Keçi Yavrusu Dünyanın sadece iyiliklerle dolu bir yer olmadığını kötülüğün ve kötülerinde olduğunu anlatan, çocuklara kendilerini korumaları için koymaları gereken sınırların da öğreten bir masal. 

MASALLAR VE DİĞER EĞLENCELİ İÇERİKLER İÇİN SİZİ Youtube HT ÇOCUK KANALIMIZA BEKLİYORUZ

DUYGU NEVŞE ŞENER KİMDİR?

İstanbul doğumlu. Orta öğretim, üniversite ve yüksek lisans öğrenimini İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nda tamamladı. Eğitim hayatı boyunca Geleneksel Türk Müzik Kültürü ve Dünya Müzikleri üzerine çeşitli araştırmalar yaptı. yılından bu yana müzik eğitmenliğinin yanına masal anlatıcılığını da ekledi. Bu alanda birçok kurumda görev aldı, hala devam eden birçok projesi var. Çocuklar ve masallardan aldığı ilhamla yılından bu yana birçok çocuk şarkısını besteledi. Daha fazla çocuğa ulaşmak için bir dizi konser programında kendi besteleriyle yer aldı ve gönül verdiği bu çalışmalara hala devam ediyor. Aynı zamanda yılı itibariyle tüm bu projeleri İstanbul Bakırköy’de Peek A Boo Music&Book çatısı altında çocukların yeteneklerini keşfedecekleri müzikle, kitapla, masallarla büyüyecekleri bir mekan topladı.

HT ÇOCUK sayfasına göz atmak için tıklayın

Kurt ile Yedi Keçi Yavrusu Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pirelere berber iken, keçiler tellal iken yaşlı bir keçinin yedi yavrusu varmış. Bir anne çocuklarını nasıl severse o da yavrularını öyle severmiş. Günün birinde yaşlı keçi, yavrularına yiyecek bulmak için ormana giderken onları çevresinde toplamış:

– Sevgili çocuklarım demiş; ben ormana gidiyorum. Kendinizi kurttan ve diğer vahşi hayvanlardan sakının. Eğer kurt evimize girerse hepinizi kıtır kıtır yer. Bu alçak çok kez türlü kılıklara girer, ama kaba sesinden, kapkara ayaklarından onu hemen tanıyabilirsiniz!

Yavru keçiler:
– Sevgili annemiz, demişler, gözün arkada kalmasın… Güle güle git, güle güle gel… Biz kendimizi koruruz.

Keçi melemiş, iç rahatlığıyla yola çıkmış. Aradan çok zaman geçmemiş. Evin kapısını biri çalmış:

– Sevgili çocuklar diye seslenmiş, kapıyı açın bakayım. Anneniz geldi, hepinize yiyecek bir şeyler getirdi.
Fakat yavru keçiler kurdun kalın sesini tanımışlar; içeriden seslenmişler:

– Sen annemiz değilsin… Onun sesi hem ince, hem de tatlıdır. Senin sesin kalın. Sen kurtsun!
Bunun üzerine kurt bir dükkana gitmiş, iri bir tebeşir parçası satın almış, bunu yemiş, sesini inceltmiş. Sonra geri dönerek yine kapıyı çalmış:

– Sevgili çocuklar, kapıyı açın bakayım, demiş; anneniz geldi, hepinize ormandan bir şeyler getirdi.
Kurt kapkara ayaklarını pencereye dayamışmış. Oaklar bunu görünce yine bağırmışlar:

– Sana kapıyı açmayız. Annemizin ayakları seninkiler gibi kara değil. Sen kurtsun!
Kurt yine geri dönmüş, bir fırıncıya gitmiş:

– Ayağımı bir taşa çarptım demiş; üzerine biraz hamur sürer misin ?

Fırıncı kurdun ayaklarına hamuru sürmüş. Kurt bu kez değirmenciye koşmuş:
– Ayaklarıma bir parça un serp demiş.

Değirmenci kendi kendine:
– Kurt yine birini aldatmak istiyor demiş, un vermek istememiş. Fakat kurt:

– Dediğimi yapmazsan seni yerim! diye bağırınca değirmenci korkmuş, hemen bir avuç un alarak kurdun ayaklarına serpmiş. Bunun üzerine alçak hayvan üçüncü kez eve gitmiş, kapıyı çalmış:

– Sevgili çocuklar, kapıyı açın bakayım demiş; anneniz geldi, hepinize ormandan yiyecek bir şeyler getirdi.
Yavru keçiler bağrışmışlar:

– Önce ayaklarını göster de annemiz olup olmadığını anlayalım! demişler. Kurt ayaklarını pencereye dayamış. Oğlaklar bunların beyaz olduğunu görünce kurdun sözlerine inanmışlar… Kapıyı açmışlar. Bir de ne görsünler?.. Bu giren kurt değil mi? Yavru keçiler ne yapacaklarını şaşırmışlar, saklanacak yer aramışlar. Biri masanın altına kaçmış. İkincisi yatağa sokulmuş. Üçüncüsü sobanın içine girmiş. Dördüncüsü mutfağa saklanmış. Beşincisi dolaba girmiş. Altıncısı çamaşır sepetinin altına sokulmuş. Yedincisi de duvar saatinin içine girmiş. Fakat kurt vakit yitirmeden birer birer hepsini yakalayıp tutmaya başlamış. Yalnızca saatin içindeki yedinciyi bulamamış. Karnı da oldukça doyduğu için onu aramaktan vazgeçmiş, çıkıp gitmiş.

Evin önünde geniş bir çimenlik varmış. Orada bir ağacın altına sırt üstü yatmış, uyumaya başlamış.
Aradan çok zaman geçmeden keçi anne eve dönmüş. Aman Tanrım! Bir de ne görsün? Evin kapısı ardına kadar açık. Masa, sandalyeler devrilmiş. Çamaşır sepeti paramparça olmuş, yatıyor. Yastıklarla yorganlar yerlere atılmış… Keçi anne yavrularını aramış; hiçbir yerde bulamamış. Birer birer adlarını çağırmaya başlamış. Hiçbirinden karşılık alamamış. Sonunda sıra sonuncunun adına gelmiş. O zaman ince bir ses duyulmuş:

– Duvar saatinin içindeyim, anneciğim!
Keçi, yavrusunu oradan çıkarmış. Küçük oğlak kurdun gelişini, öbür kardeşlerinin hepsini yediğini anlatmış. Keçi annenin, zavallı yavruları için ne kadar gözyaşı döktüğünü kestirebilirsiniz. Sonunda bu acıyla dışarı çıkmış. Küçücük oğlak da birlikteymiş.

Çayırlığa vardıkları zaman kurdu bir ağacın altında yatar bulmuşlar. Öyle horluyormuş ki, ağacın dalları titriyormuş. Keçi anne kurdu uzun uzun seyretmiş. Karnında bir şeylerin kıpırdadığını, oradan oraya gidip geldiğini görmüş. İçinden:

– Aman Tanrım, demiş, yoksa kurdun akşam yemeği yaptığı yavrularım hala yaşıyorlar mı?

Bunun üzerine yavru keçi eve kadar koşa koşa giderek makası, iğne-ipliği getirmiş. Keçi anne canavarın karnını yarmış. Daha küçük bir yarık açılır açılmaz yavru keçilerden biri kafasını dışarı çıkarmış. Bir parça daha yarınca altısı da arka arkaya fırlayıp çıkmışlar. Hepsi dipdiri sapsağlammışlar. Meğer kurt aç gözlülüğü yüzünden bunları çiğnemeden yutmuşmuş. O andaki sevinci bir düşünün! Hepsi sevgili annelerinin boynuna sarılmışlar. Hoplayıp, sıçramaya başlamışlar. Keçi anne demiş ki:
– Haydi bakalım, şimdi gidip, taş toplayıp getirin… Uyanmadan şu dinsiz imansızın karnına dolduralım.

Yedi yavru keçi çabucak taşları bulup getirmişler; kurdun karnını tıklım tıklım doldurmuşlar. Sonra anne keçi çabucak derisini dikmiş. Bu arada kurt bir şey sezmemiş, yerinden bile kıpırdamamış.

Kurt uykusunu alınca ayağa kalkmış. Karnı taşla dolu olduğu için pek susamışmış. Bir pınarın başına gidip su içmek istemiş. Yürürken oraya buraya kımıldadıkça karnındaki taşlar çarpışmaya, takırdamaya başlamış. Bunun üzerine kurt:

Şu acayip işe bak!
Karnım bir şeyle dolmuş;
Yuttuğum altı oğlak
Sanki birer taş olmuş!

demiş. Pınar başına varınca suya doğru eğilip içmek istemiş. Gel gelelim, karnındaki taşlar yüzünden suya yuvarlanmış. Bağıra bağıra boğulup gitmiş.

Yedi yavru keçi bunu görünce koşa koşa gelmişler:

– Kurt öldü! Kurt öldü! diye bağrışmışlar. Anneleriyle birlikte pınarın çevresinde hoplayıp, zıplayıp yuvalarına dönmüşler.

Bize bir masal anlat derdik eskiden büyüklerimize. Onlar da yüzlerine konmus tebessümlerle yanibasimiza oturur ve bitip tükenmez masallar anlatirlardi. Hayatimizin en güzel, en heyecanli ve hos saatlerini geçirirdik. O masallardaki kahramanlarla birlikte, ayni olaylari yasar, ayni sevgi, korku ve ümitleri funduszeue.infoar bize hep iyinin, güzelin ve dogrunun yolunu gösterirdi. Içindeki kahramanlar ormanlar krali arslan, kurnaz tilki, saf esek bile olsa sonuçta biz onlardan bir çok sey ögrenir; nerede, nasil davranmamiz gerektigine dair ipuçlari yakalardik. “Iste böyle” derdi masal anlaticisi, “tamahkârligin sonu budur, korkagin basina bunlar gelir, asil cesaret dogru karar vermektir, güçlüler her zaman hakli olmazlar, iyilik asla unutulmaz, tatli dil yilani bile deliginden çikarir” Yasimiz ilerlese de masallarimiz bizi takip edip durdu ve her zaman karanlik günlerimizde isik olup önümüzü aydinlatti. Simdi hem bizler, hem de çocuklarimiz masal dinlemeyi unutmus gibiyiz.Gözlerimizi televizyon ve bilgisayarlarin parlak camlarina dikip öylece geçiriyoruz günlerimizi. Elleri, kollari baglanmis bir esir gibi kendimizi onlara teslim ettigimizden hayal kurmamiz bile yasaklanmis durumda. Bu yolculugun nasil sonuçlanacagini tahmin edemiyoruz. Herhalde çok güzel ve umut verici bir süreç degil funduszeue.info, hayata dair ne kadar çok sey ögrenirdik masallardan. Yine onlara dönüp, siginmali degil miyiz? Teknolojik zincirlerimizi kirip birbirimizle konusmali degil miyiz? Hayvanlar koklasa koklasa, insanlar konusa konusa anlasabilirler deyip birbirimize masallar anlatmali degil miyiz? Içinde bize daima saadet ve basarinin yollarini gösteren ve aslinda bütün insanlik tecrübelerinin özetle sunuldugu bu küçük kissalardan asla vazgeçmemeliyiz. Onlarin çizgi romanlari, animasyonlari ve televizyonlar için filimleri yapilmali ama asil olanin onlari dinlemek ve okumak oldugunu akildan çikarmamaliyiz. Eger çocuklarimiza anlatacagimiz masallarimiz yoksa bizim, hemen hemen bütün zenginliklerimizi kaybettigimiz söylenebilir. Söylediklerimizi abartili buluyorsaniz lütfen minyatürlerini çizerek sundugumuz su masallari çocuklariniza okuyun. Yahut verin onlara da kendileri okusunlar.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası